Mardin'de ilk gezdiğimiz yer bir Selçuklu eseri olan Kasımiye medresesi. Bir sanat şaheserinin yanı sıra her bölümüyle ders alınacak bir yapı.
Halihazır da Artuklu müftülüğünün Kuran Kursu olarak kullanılan yapı çok mistik ve Mezopotamya ovasını gören pencerelerindeki manzarası harika.
Söylenene göre gelinlerin doğal stüdyo olarak tercih ettikleri mekanmış.
Ancak en ilginci havuzun ifade ettikleri. Aşağıda değineceğim.
Üst katlar ziyarete kapalı,bir tek giriş katındaki havuz, Babadan oğula kendilerine misyon edinmiş görevliler gelen ziyaretçilere, medresenin avlusundaki taş küvetin kenarında durarak çok fantastik bir fotoğraf çekiyor.
Avlunun kenarında bulunan ve Kasım paşa ile eşinin kabrinin bulunduğu türbe bayan mescidine döndürülmüş. Hiçte uygun olmayan bu değişiklik en azından kabirde yatanlara saygısızlık..
Tabii sadece bu çirkinlik yok yapıda. Restorasyon sonrasında balkonlara cam yapılması, camın birinin patlamış hali ve her an aşağıya düşecek şekilde durması rahatsız edici.
Sert cisimle çizilmiş olan isimler,
Bir de hikayelere yansımış bulunan duvardaki kan izleri olarak söylenen izlerin mistik ve acındırıcı hikayesi.
Rivâyete göre Kasım Bey, burada katledilmiştir. Kız kardeşi, Kâsım Bey öldüğünde kanlı gömleğini ağıtlar eşliğinde eyvânın duvarlarına sürmüştür. Duvarlara su döküldüğünde bu menfur eylemin izi olan kan lekelerinin belirginleşip ortaya çıkacağına da inanılır.
Havuz ve ders odalarının kapısının öğrenci içeri girdiğinde eğilsin diye küçük yapılması en dikkat çekici nokta
Bence anlatmakla olmuyor imkanı olanların giderek görmesi ve zamanını ayırıp detaylı bir şekilde yapıyı dinlemesi, incelemesi ve gönülden hayran olması
Avludaki Havuzun verdiği ders
KASIMİYE MEDRESESİ
Mardin’in güneybatısındaki tepelerin altında yer alan Kasımiye Medresesi'nin yapımına Artuklu Dönemi’nde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde 1457-1502 yıllarında tamamlanmış.
Yapının inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Yapının mimari tarzından, Artuklu devrinde yapımına başlandığı ve Akkoyunlular döneminde tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri, devir özelliklerine uygun olmasa da, bu anıtsal yapının Mardin’deki Artuklu devrinin son eserlerinden birisi olduğunu söylemek mümkündür. İki teras üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir.
Günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen iki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri bakımından ilgi çeken yapı, cami ve türbe ile birlikte külliye içerisinde yer almaktadır. Medresenin avlusunda bir çeşme ve büyükçe bir havuz bulunmaktadır. Güneyde ovaya açık bir cepheye sahip olan medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir.
Güney cephesinden, bir taç kapının bağladığı beşik tonozlu bir koridordan geçilerek girilir.
Batısında diğer kısımlarla girişi aynı olan, bağımsız bir mescit mekânı vardır. Doğuda iki kat boyunca yükselen camisi mevcuttur. Portalden girilen revaklı büyük avlunun etrafında, iki kat üzerine revaklar arasına dizilmiş hücrelerden oluşmaktadır. Avlunun kuzeyinde, ikinci katı da kesen büyük eyvan ve onun önünde bir havuz mevcuttur. Burası tek başına bir medrese olarak değil bir külliye gibi düşünülmüş olmalıdır. Yanında bulunan zaviye-türbe bunun kanıtıdır.
Erol Kara - 10.09.2019