6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesine göre “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” . Borcun ödeneceği gün tayin edilmemişse ya da sebepsiz zenginleşen kişi iyi niyetli ise ihtar çekmekle borçlu temerrüde düşer. İhtarname ile temerrüde düşen borçlu, borcu ödeyememesinde kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcunu geç ödemekten dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. İhtarname çekilmez “keşide” edilir fakat Mecelle’deki “galatı meşhur fasihi meşhurdan evladır” prensibi gereğince yanlış ama yaygın kullanım şekliyle ihtarname “çekerken” nelere dikkat etmemiz gerekir ve ihtarname ne gibi sonuçlar doğurur kısa başlıklar halinde arz edelim.
Muhatabına gönderilen ihtarnamenin hukuki sonuç doğurabilmesi için yasaya uygun bir ihtarnamenin varlığı şarttır. (Örneğin Kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan varsa bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan,Kiracıya birlikte noterden ihtarname gönderip birlikte dava açmaları gerekir. Davadaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de ihtarnamedeki bu noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Bu durumda temerrüt ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı göz önüne alınarak, mahkemece tahliye isteğinin reddine karar verilir. )
Sözleşmede ödeme zamanı belirlenmişse, ödeme zamanı gelmeden ihtarname çekmek hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Eğer sözleşmede ödeme tarihi belirlenmemişse ya da verdiğiniz borcun ödeme vadesi belirlenmemişse ihtarname ile alacak istenebilir hale gelir yani teknik olarak muaccel hale gelir.
İhtarname ile borçlu temerrüde düşürülür. Faizin ihtarname gönderilmesi ile başladığı hallerde ihtarnamenin muhatabının eline geçmesi ile vade farkı (faiz) işlemeye başlar. Örneğin 100.000 TL ‘lik alacağı olan birisi alacağını 01.01.2010 yılında ihtarname ile istemiş davasını da 18.04.2013 tarihinde açmış olsun. Bu kişi ihtarname çektiği için 2010 yılından itibaren faiz isteme hakkını kazanır. Bu kişi İhtar çekmeseydi de davasını 18.04.2013’te açsaydı alacağına hiçbir faiz işlememiş olacaktı. Bu örnekte alacaklı kişi ihtarname çekmekle 51.397 TL faiz elde etmiş, ihtarname çekmediyse bu paradan mahrum kalacaktır. ( Somut olayda, davalı için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davalının temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2012/12708 Karar: 2012/16484 Karar Tarihi: 02.07.2012)
Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren başlar. ( T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2012/13353 Karar: 2012/18414 Karar Tarihi: 10.09.2012)
Bazen temerrüt süresi yasadan kaynaklanmaktadır. “Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.3.1. maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp, hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla sigortalı araçtaki hasarın belirlenmesi bir incelemeyi gerektirmektedir. Somut olayda, dosyada ekspertiz raporu bulunmadığından, davalı sigorta şirketine davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin tebliğ edildiği 15.06.2010 tarihi esas alınarak davalının bu tarihten 15 gün sonra temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken davalı sigorta şirketine tebliğ edilmeyen tespit dosyasındaki bilirkişi raporu tarihinin faiz başlangıcı olarak esas alınması isabetli olmamıştır. T.C. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2012/2887 Karar: 2012/8380 Karar Tarihi: 28.06.2012″ Bu nedenle ihtarnamede borçlunuza süre verirken yasaları dikkate alınız.
İhtarname ile muhatabın temerrüde düşürülmesi için 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bağlı tüzüğe göre usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerekir.” Taşınmaz malikine muacceliyet ihbarının ipotek akit tablosundaki adresine tebliğ olunmadığı, farklı bir adrese çıkarılan tebligatın ise, tebliğ iade olunduğu görülmektedir. Bu durumda, borçluya noter kanalı ile hesap özeti gönderilmeden 6 örnek icra emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçilmesi yasanın emredici hükmüne aykırıdır. “ İpotekli taşınmazın paraya çevrilebilmesi için noter ihtarnamesinin ipotekli taşınmaz sahibine tebliğ edilmesi gerekir. aksi halde ipotekli ev,işyeri,arsa,arazi satılıp paraya çevrilemez.
Müşterek mülkiyette paydaşlar birbirini intifadan men etmedikçe( hakkından fazla yer kullanıma son vermesini istemedikçe) birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ecrimisil,kira isteyebilmek için paydaşın İntifadan men için noter ihtarnamesi çekmesi gerekir.
İhtarname ile dava öncesinde borçlunuz bir defa daha düşünmek zorunda kalacaktır.
İhtarname ile borçlu borcunu ödememekle hem davaya muhatap olacağını hem de asıl borcuna ek olarak mahkeme masrafları, faiz, avukatlık ücretleri gibi ek mali külfetlere katlanmak zorunda kalacağını öğrenecektir. İhtarname bu haliyle hem alacaklı hem de iyi niyetli borçlu için faydalı bir yoldur; işte ihtarname bu yönüyle borçluya uyarı niteliğindedir.
İhtarname çekmekle , borçlu alacaklısının hakkını istediğini, alacağında ısrarlı ve ciddi olduğunu gösterir.
İhtarname ile borçlu temerrüde düştüğünden zamanaşımı kesilmiş olur.
İhtarname, dava dosyasına delil hazırlanması için önemli bir aşamadır. Yani dava dosyasına delil olarak konabilir.
İhtarnamenizin sonuç kısmında net talebinizi uygun bir süre ( örneğin para alacağında 7 gün) vererek talep ediniz.
Parayı almadan önce veya alırken ya da en geç parayı aldıktan hemen sonra ihtirazi kayıt denilen çekincenizi ihtarname ile koyabilirsiniz.
İhtarname çekerken dikkatli olmak gerekir. Çünkü haksız ve kusurlu olarak ihtarname çeken kişi, ihtarname çekilen muhatabını haksız yere haciz tehdidine maruz bırakmışsa ihtar çekenin bu eylemi muhatabının kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. Bu nedenle haksız ihtar çeken manevi tazminat ödemek zorunda kalabileceğinden dikkatli olmalıdır.
İhtarnamenin avukat tarafından yazılmasında büyük önem vardır. İhtarname çok dikkatli kaleme alınmalıdır. Çünkü bir sonraki aşama olan dava sürecinde gündem edilecek iddia veya savunmanın asıl omurgası ihtarname ile kurulmaktadır. Hukuk sistemimizin oldukça sofistike olduğu bilinen bir gerçektir. İhtarname aşamasında yapılacak vahim bir hukuki hatanın davadaki bedeli çok ağır olabilir. Dava sürecini yürütecek avukat ile ihtarnameyi çekecek avukatın aynı kişi olmasında büyük fayda vardır.
İhtarnamenizdeki ifadeleriniz sizin için davada bağlayıcıdır, dikkatlice yazılmış ihtar dava kazandıracağı gibi aksi dava kaybettirebilir.
Avukat tarafından çekilen ihtarname ile muhatap sofistike hukuki bilgi ile donatılmış avukat karşısında 2 defa daha düşünecektir.
Size karşı ihtarname çekilmişse 1 hafta içinde cevaplarınızı ve varsa taleplerinizi aynı şekilde yine noter kanalıyla bildiriniz.
İhtarnamenizde sayfa ve satırın sayısı,ihtar çekenlerin sayısı, imza sayısı arttıkça ödeyeceğiniz ihtarname masrafı da artacaktır.
İhtarname çekilmesi halinde sonuçsuz ya da anlamsız olacağı ihtimali de vardır. Bunun takdirini avukat yapacaktır, bu nedenle avukatınıza illa ki ihtarname çekilmesi konusunda ısrarcı olmayınız.
Örneğin; haksız fiil benzeri eylem nedeniyle oluşan zarar tazminat niteliği taşıdığı için haksız eylem (yaralama vs.) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Bu halde faiz başlangıcı noktasında ihtarname gereksizdir.
İhtarname çektikten yaklaşık 1 ay sonra elinizdeki ihtarnameyi götürerek arkasına “tebliğ şerhini “ yazdırınız. Unutmayınız ki tebliğ edilmemiş ihtarname istisna bir kenara bırakılırsa pek bir anlam ifade etmeyecektir.İnternet ortamında ve şahsıma pek çok yerde çok defa sorulduğu için burada yer vermek isterim ki bir sayfalık normal bir ihtarnamenin noter harç,masrafı 200 TL civarındadır. Avukat eliyle ihtarname çekmek için ödeyeceğiniz ücreti ise avukat ile konuşmanız gerekecektir.
https://danismanim.wordpress.com/tag/adli-yazilar/