Hac, tek kelimeyle “Allah’ın sembollerinden oluşan muhteşem bir ibadet!
Hac, kendisine yabancılaşan bireyin kimliğini, kişiliğini bulup kendisiyle tanışık ve barışık yaşamak için başlattığı soylu yolculuğun adı.
Hac bir emirdir; ”Ona bir yol bulabilen insanın haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır.” (Ali İmran, 97).
Hac ile ilgili âyetlere bir bütün olarak bakıldığında öncelikle haccın farz olduğu, hac esnasında şiddetin her türlüsünün haram olduğu ve özellikle hayatın tüm formlarına karşı saygının emredildiği bir ibadet dikkatimizi çekmektedir.
Hac ibadeti ile ilişkili âyetlerde doğrudan veya dolaylı olarak sağlık alanından bahsedilmemiştir. Hac âyetlerine bakarak biz sağlıkçılar olarak iki ilke çıkarabiliriz. Bunlardan ilki hac esnasında hacca özel bir sağlık emir, tavsiye ve yasağının olmamasıdır.
İkinci olarak da Kur’an’ın genel olarak beyan ettiği sağlıkla ilişkili temel prensipler hac ibadeti için de geçerlidir. Ancak Kur’an-ı Kerim Hac ibadeti ve hacıların sağlığı ile ilgili olarak hayatı İslam ile inşa olmuş hekimlere geniş bir içtihat alanı bırakmıştır.
Maalesef gerek dini literatür, gerekse de tıbbi literatürü incelediğinizde bu konuda özelleşmiş bir eser bulunmamaktadır. Bu yazının amacı Hacca giden Müslümanlara ilişkin sağlık politikalarının belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken ana esasların belirlenmesi ve hacı adaylarının uyması gereken bazı önemli noktaların tesbit edilmesidir.
İslam dünyasının genelinde hac ibadeti algısı peygamberin bıraktığı sünnet ve Kur’an’la tam da örtüşmemektedir. Hac zenginler için farz olan mali bir ibadet ve ileri yaşlarda hayattan elini eteğini çekmenin sembolü olarak kullanılmıştır. Hac ile ilgili bu algı hatası düzelmedikçe hacca dair hiçbir konu ile ilgili olarak istenilen sonuçlar alınamayacaktır ki, bu konudan insan sağlığı ile ilgili konular da nasibini almaktadır.
Hac ibadeti insanların hayatı bıraktığı bir jübile tarihi değildir. Bilakis Hac; hayata tekrar daha güçlü, dinamik, sorumlu, çalışkan, yenilenmiş, bütünleşmiş, varlığa saygılı, barışı önceleyen bir dönüştür. Hac bir son değil, başlangıçtır. Hacı adaylarımız, zihinlerindeki bu sapmayı düzeltirlerse bir kıl koparmanın yasak olduğu bir ibadette hayatın en ileri formu olan insanın hayatına verilecek zararın ne kadar büyük bir sorun olduğunu algılayacaklardır. Biz Müslüman hekimlerin insan sağlığına bu pencereden bakmamız ve harem bölgede hacılarımızın sağlığı ile ilgili her türlü önlemi maksimum düzeyde almamız şarttır.
Hac ibadeti ile ilgili olarak sağlık alanındaki en büyük sorun hacı adaylarının ileri yaşlarda olmasıdır. Türkiye gibi ülkelerden gelen hacı adaylarının %80’inin akciğer, karaciğer, böbrek, diyabet, kalp ve damar hastalıklarının olması haccın ifasında ve beklenen dini faydanın elde edilmesinin önündeki en büyük engellerden birisidir.
Hac ibadeti Türkiye gibi ülkelerde ölmeden önce ifa edilmesi gereken, hatta mümkünse orda ölmeye gidilen bir ibadet olarak algılanmaktadır. Öncelikle hacı adaylarımızın zihninde “ölmeden önce gidilen fil mezarlığı” fenomeninin değiştirilmesi birçok sorunun çözümü olacaktır. Eğer yapılacak eğitimlerle yaş popülasyonu daha genç yaşlara kaydırılabilirse hem dini anlamda bir insan olma provası olan hac; ibadet olarak gerçek yerine ulaşabilecek; hem de yaşlılarda gördüğümüz birçok sağlık problemi ortadan kalkacaktır.

Hac ibadeti hazırlıkları ile ilgili olarak; hacca gidecek kişilerin sembollerden oluşan hac ibadeti ile ilgili olarak detaylı şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir. Dünyanın her yerinden farklı rakım, iklim ve geleneklerden gelen milyonlarca insan çok farklı bir coğrafyada oldukça tempolu bir ibadet gerçekleştirecekleri konusunda uyarılmalı ve bu koşullara bedenen ve zihnen hazırlanmaları için yardımcı olunmalıdır.
Tabiî ki hac öncesi hacı adaylarının hazırlığında diyanet işleri başkanlığı gibi kurumların bu hizmeti üstlenmesi gereklidir. Hacı adayının özellikle yaşlıların hac ibadetinden önce genel kontrollerden geçip hac ibadeti esnasında özel önlemler alınması gereken şeker hastalığı, kalp hastalığı, hipertansiyon, kanser, astım, karaciğer ve böbrek hastalıkları gibi bir rahatsızlığının olup olmadığı tesbit edilmelidir.
Hacı adayının hastalığı ile ilgili olarak İslami hassasiyetine güvendiği doktoru ile bu konuda görüşmeli ve tavsiyelerini dikkate almalıdır. Gerekli önlemler alındığında tabii ki yol bulan her Müslüman hacca rahatlıkla gidebilir. Kişinin hacca giderken sadece hastalığına odaklanması da kişinin ümmetle bütünleşmesinde ve bu mahşer provasına uyumunda sorunlar oluşturabilecek bir ifrattır. Yani hacı adaylarının her iki uç tavırdan da kaçınması gereklidir. Hacca ne ölmek için nede köşe bucak hastalıktan kaçmak için gidilmemelidir.
İkinci aşama seyahattir. Seyahat öncesi dinlenmiş olmak, seyahat esnasında bol sıvı tüketmek hacca sağlıklı bir başlangıç için şarttır. Uzun süreli uçuşlarda koltukta uzun bir zaman hareketsiz kalmak özellikle yaşlı hastalarda emboli (pıhtı atma) dediğimiz hayatı tehdit eden önemli bir risk taşımaktadır. Bu nedenle yolculuklarda uzun süre hareketsizlikten kaçınmak; özellikle de varis ve inme gibi rahatsızlığı olan hastalar kan sulandırıcı (aspirin gibi) ilaçlarını almadan yola çıkmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
Bir hekim için hacı adaylarının hayatı harem bölge kadar kutsaldır. Bir hekim gözüyle harem bölgede yetersiz önlemler nedeniyle ölen her hacı adayı harem bölgede işlenmiş en büyük kusurdur. Ancak beden sağlığımıza dikkat edelim derken iman ve ruh sağlığımız için geldiğimiz bu mukaddes mekânlardan boş da dönmemek gereklidir. Bütün ümmetle birlikte olmanız, sarılıp koklaşmanız; çıplak ayakla herkesin bastığı yerlere basmanız haccın ruhu için gereklidir. Sağlık önlemi adına ümmet olmaktan taviz veremezsiniz. Musafaha yapmaktan ve sarılmaktan kaçmayın kardeşlerinizle…
Sandığınız gibi değil aslında, el sıkmakla, sarılmakla kardeşinizden size bulaşacak enfeksiyonlar zaten aldığınız abdestlerle temizlenecektir.
Değişik coğrafyalardan milyonlarca müslümanın bir araya geldiği harem bölgede tabii ki salgın hastalıklara karşı önlemler alınmalıdır. Basit ve temel bazı önlemlerle milyonlarca insan sağlıklı bir şekilde ibadetlerini yapabilirler. En çok önlem almamız gereken hastalıklar solunum ve sindirim sistemi ile bulaşan enfeksiyonlardır.
Hacı adaylarını en çok etkileyen solunum yolu ile bulaşan pnomoni, grip ve nezle gibi enfeksiyonlardır. Yaklaşık 4 milyon insanın bulunduğu bir ortamda solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonları tamamen önlemek mümkün değildir, ancak alınabilecek tedbirlerle oran oldukça azaltılabilmektedir.
Hacca gelmeden önce özellikle 50 yaş üzeri olan ve kronik hastalıkları bulunan hacı adaylarının grip aşısı yaptırması gereklidir. Eğer solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsanız doktorların önerileri yanında bol sıvı tüketimi ve istirahat tedaviye katkıda bulunacaktır. Diğer Müslüman kardeşlerinizi korumak için maske takmak ve enfeksiyonunuzu diğer Müslümanlara yaymamak harem bölge adabına en uygun davranıştır.
Eğer kanserliyseniz ve Kâbe’ye veda için gelmişseniz sürekli maske takmanız uygun olacaktır. Otellerde hacıları özellikle de yaşlı olanları bekleyen en büyük tehlikelerden birisi de klimalarda ve duş başlıklarında yerleşebilen ve su partikülleri ile insanlara bulaşıp çok ağır ölümcül zatüreye neden olan Legionella pneumophilia adı verilen bir bakteridir.
Önlem olarak klimaların filtrelerinin otel tarafından sık sık değiştirilmesinin sağlanması, öksürüğünüz başlayınca vakit geçirmeden sağlık merkezine başvurmanız gerekmektedir. Hacı adaylarının sindirim sistemi infeksiyonları (ishal) yönünden dikkat etmeleri gereken şeylerin başında temiz su ve temiz gıda tüketilmesi en temel prensiptir. Su ve gıda ile bulaşan hepatit A, hepatit E, tifo, kolera ve diğer ishal etkeni mikroplara karşı önlemler maddeler halinde aşağıdaki gibi sıralanabilir (3).
• Çeşme suyu içilmemelidir.
• Pişirilmiş gıda tüketilmelidir.
• Eller yemek öncesi ve sonrası yıkanmalıdır.
• Lokantalarda soğumuş gıdalardan kaçınmak gereklidir.
• Salata gibi pişmemiş gıdalardan kaçınılmalıdır.
• Pastörize olmayan ürünler (deve sütü gibi) ve dondurmadan kaçınılmalıdır.
• Sokak satıcılarından gıda alınmamalıdır.
• Zemzem ve hurma Hacı adaylarına Rabbimizin bir hediyesidir. Uygun şekilde bol bol tüketilebilir.
Gıda ve sıvı tüketimi ile ilgili olarak zemzem ve hurma tüketimi ile ilgili olarak birkaç noktanın da vurgulanması gerekmektedir. Zemzem Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tarafından da, dünyanın en içilebilir ve sağlıklı sularından biri olarak açıklanmıştır. Zemzem içerisinde mikroorganizma barındırmamaktadır.
Ayrıca içerdiği dengeli mineralleri ile hacı adaylarının aşırı sıcak nedeniyle kaybedilen sıvı ve elektrolit ihtiyacını karşılamaktadır. Ancak hacılar arasında zemzemle ilgili olarak zemzem içenin idrara gitmediği, zemzemin ancak terle atılabileceği gibi iyi niyetli ancak yanlış bir inanışın da düzeltilmesi gereklidir.
Bir hacı adayı zemzem içiyor ve idrara çıkmıyorsa bu o kişinin yeterince sıvı almadığını gösteren önemli bir kriterdir. Yoksa bir zemzem mucizesi değildir. Zemzem içme miktarınızı artırdığınızda, idrar çıkışının normale döndüğünü ve zemzemin de diğer sıvılar gibi idrarla atıldığını göreceksiniz.
Hurma, hacı adaylarının dengeli besin almasını sağlayan çok önemli bir çöl meyvesidir. Hurma, içerdiği %60-65 oran ile en çok şeker içeren meyvelerden biridir. Ayrıca hurmada bol miktarda meyve şekeri olarak adlandırdığımız fruktoz bulunmaktadır.
Fruktoz kandan dokulara insülinden bağımsız olarak geçmektedir ve pankreas bezlerini daha az yormaktadır. İçerisindeki şekerin yavaş yavaş kana karışması nedeniyle uzun süre tok tutan önemli bir yiyecektir. Ancak yanlış bilinen şeylerden birisi de hurmanın diyabet hastalığına zararı olmadığı ve rahat rahat yenilebilecek olmasıdır.
Diyabetli hastaların hurma yeme konusunda da kontrollü olmaları gereklidir. Hurma içerik olarak çok çeşitli vitamin ve minerale de sahiptir. Lif, yağ ve proteinler açısından da çok zengindir. Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor da bulunmaktadır. Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir. Hurmada 100 gramının besin değeri tabloda gösterilmiştir (Tablo1).
Tablo1. 100 Gr. Hurmanın Besin Değeri
Besin Birim Değer Protein 1.5 Gram Karbonhidrat 50 Gram Kalori 275 Kcal
100 Gr. Kuru Hurmanın Besin Değeri Protein 3 Gram Karbonhidrat 75 Gram Kalori 275 Kcal
Kalp ve damar hastalığı olan hacı adaylarımızın öncelikle hacca gitmeden hekimleri ile görüşmeleri, ilaçlarını yanlarında götürmeleri ve düzenli kullanmaları gerekmektedir.
Hipertansiyonu olan hastaların yanlarında rahat kullanabilecekleri bir tansiyon aleti götürmeleri uygun olacaktır. Kalp hastalarının yanlarında en son çekindikleri EKG’lerini taşımaları faydalı olacaktır. Kalp pili olanlar pilin markası ve üretici firmanın iletişim adresini yanlarında taşımalıdır. Kalp hastalığı ve hipertansiyonu olan hacılarımızın güneşten mümkün olduğu kadar kaçınmaları, ibadetlerde geceleri tercih etmeleri, bol bol zemzem tüketmeleri uygun olacaktır.
Kalp ve damar hastalarımızın Hira ve Sevr mağarası gibi aşırı efor isteyen ziyaretlerden kaçınmaları ve aşırı efora bağlı göğüs ağrısı durumunda hemen hareketi kesip, en yakın sağlık merkezine başvurmaları gerekmektedir.
Kalp yetmezliği olan ve yakında kalp krizi geçiren Müslümanların durumları stabil olana kadar seyahate çıkmamaları uygun olacaktır. Sigara içen tiryakiler hac ibadetini sigarayı bırakmak için bir fırsat bilmelidir. Aynı zamanda saç koparmak ve yaprak koparmaktan daha fazla hayata zarar veren sigarayı harem bölgede kullanmamaları harem bölgenin adabına uygun olacaktır. Ancak bağımlılığa bağlı olarak çok fazla şikâyetleri oluyorsa nikotin bantları kullanarak şikâyetlerini azaltabilirler.
Diyabetli hastalar, hastalığını belirten bir bileklik takmalıdır. Aşırı aktivite veya ilaç dozunun uygunsuzluğu ile ortaya çıkabilecek hipoglisemi için yanlarında şeker taşımaları gereklidir. Ayrıca kanda şeker artışı durumlarında şeker regülasyonuna katkıda bulunduğu için sürekli su bulundurulmalıdır.
Gebe olan hacı adayları için en önemli uyarı son 3 ay içerisinde hac seyahati uygun değildir. Hamile kadınların hastaneye yatmaları ve ileri tedavi almaları gerekliliğini düşünerek yanlarında sağlık karnelerini götürmeleri uygun olacaktır.
İshal, solunum yolu enfeksiyonu, Hepatit A, Hepatit E (gebelerde ölümcül sarılığa neden olan ve su ile bulaşan bir virus) ve sıtma gibi klinik tabloların hamilelerde daha ağır seyredebileceği ve hamilelerin daha dikkatli olması gerekliliği unutulmamalıdır. Genelde tüm kadınların özelde hamilelerin bayanlarda sıklıkla rastladığımız anemi (kansızlık) nedeniyle hac ibadetinden en az 3 ay önce demir ilaçları alarak tedavi olmaları uygun olacaktır.
Genelde tüm seyahatlerde, özelde ise hac ibadetinde aşılama ile hacı adaylarının bazı enfeksiyonlara karşı korunması gereklidir. Aşılama kadar önemli şeylerden birisi de hacı adaylarının hac bölgesi dışındaki kırsal bölgeden uzak durmaları sıtma, kırım Kongo kanamalı ateşi, kalaazar, veba, kolara gibi tropikal enfeksiyon hastalıklarından korunmalarını sağlayacaktır. Resmi olarak yapılmak zorunda olunan ve gerçekten ölümcül olduğu, salgın yaptığı için tehlikeli olan meningokoka karşı aşı yapılması şarttır.
Özellikle Afganistan, Pakistan, Hindistan, Nijerya, Sudan gibi ülkelerden gelen Müslümanların yaşına ve daha önce aşılanmasına bakılmaksızın tek doz çocuk felci aşısı (polio aşısı) ile aşılanması WHO tarafından önerilmektedir. 50 yaş üzeri olan ve kronik hastalığı olan tüm hacı adaylarına grip aşısı uygulanmalıdır. Erişkinlerde özellikle Hepatit A, Hepatit B, Tifo ve kuduz gibi aşılarda isteğe bağlı olarak önerilen aşılardandır. Çocuklarda ise rutinde uygulanan difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, çocuk felci gibi aşılarının yapılmış olması uygun olacaktır.
Sonuç olarak; İslam dünyasının genelinde hac ibadeti algısı peygamberin bıraktığı sünnet ve Kur’an’la tam da örtüşmemektedir. Hac ile ilgili bu algı hatası düzelmedikçe hacca dair hiçbir konuda istenilen sonuçlar alınamayacaktır. Kişinin hacca ölmeye gitmesi kadar, hastalığına odaklanarak ümmetle bütünleşememesi de sorunlar oluşturmaktadır. Hac ölüme değil hayata hazırlıktır.
“Hani biz İbrahim’e Evin yerini tayin etmiş ve şöyle demiştik: “Bana hiçbir şeyi şirk koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükû ve sücûd edenler için Evimi tertemiz tut.”
“Ve insanlar arasında haccı ilân et! Gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler.”
Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun.” (Hacc, 26-28).
Kişinin hacca giderken sağlığını yok sayması kadar, sadece hastalığına odaklanması da kişinin ümmetle bütünleşmesinde ve bu mahşer provasına uyumunda sorunlar oluşturabilecek bir ifrattır.
Hacca gitmeden önce özellikle yaşı elliyi geçen ve kronik hastalıkları bulunan hacı adaylarının grip aşısı yaptırması gereklidir.
Hacda çeşme suyu içilmemeli, pişirilmiş gıda tüketilmelidir. Eller yemek öncesi ve sonrası yıkanmalıdır. Salata gibi pişmemiş gıdalar yenmemelidir. Pastörize olmayan ürünlerden ve dondurmadan kaçınılmalıdır.
Hacda şiddetin her türlüsünün haram olduğu ve özellikle hayatın tüm formlarına karşı saygının emredildiği bir ibadet dikkati çekmektedir.
Hac ibadeti insanların hayatı bıraktığı bir jübile tarihi değildir. Bilakis; hayata tekrar daha güçlü, dinamik, sorumlu, çalışkan, yenilenmiş, bütünleşmiş, varlığa saygılı, barışı önceleyen bir dönüştür.
Zemzem içerisinde mikroorganizma barındırmamaktadır. Ayrıca içerdiği dengeli mineralleri ile hacı adaylarının aşırı sıcak nedeniyle kaybedilen sıvı ve elektrolit ihtiyacını karşılamaktadır.
İdris ŞAHİN
Doç.Dr., Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi