@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Hac Gerçekten Meşakkat Midir ?




Hadisi şerif asla yalan / yanlış sözlerle çıkmaz, karşımıza.. Gerçekten hac meşakkettir. Buna muhalif olacak değiliz.

Hac ibadeti zor, meşakkatli ve mesuliyetli bir ibadettir. Bazı kimselerin zannettiği gibi bu zorluklar fizikî şartlardan meydana gelen zorluklar değildir.

"Hac meşakkattir." Yani içerisinde meşakkatler bulunan bir yolculuktur. Hangi seyahat olursa olsun, seyahatin bizatihi kendisi zaten meşakkatlidir. Ama hac yolculuğunda kendine mahsus başka meşakkatler de vardır.

Ta Havaalanından başlar, hatta kayıt sırasında bile duyarsınız ve kutsal topraklara varınca daha da çoğalır. ‘sabır’ sözü her yerden çınlar.

Bir hacı için en zorlu gün olan arifede ise ‘meşakkat’ ve "sabır"ın ne olduğunu...

Bazı ülke insanları bu zorluğu sonuna kadar gönüllü bir şekilde yaşıyor. En sabırsız insanlar Türkelr , İranlılar ve Pakistanlılar...

İbadetin meşakketi güzelliktir, huzura varıştır.

Ne var ki dini vecibleri yerine getirilirken karşılaşılan zorluklar meşakkat olur da, buna rıza gösterilir de organizasyon yüzünden insanlara yaşatılanlar asla meşakkat sayılmamalı.

Ne var ki ister Diyanet ister özel acenteler vasıtasıyla hac ve umreye gidenler türlü zorluklara, çirkinliklere, dayatmalara, aksaklıklara, yalana dolana, aldatılmaya, kalitesizliğe,düzensizliğe, ukalalığa dini vecibeler için söylenen o kutsi sözü alırlar kendilerinin aptallıklarına kalkan ederler.

Mekke ve Medine'de, Havaalanlarında bekletilmek . suudlunun tembelliğinden, adam sendeciliğinden, ataletinden, dikkatsizliğinden, sistemlerinin çöküşünden ortaya çıkar.

“Burası kutsal topraklardır, kutlu yolculuğa çıkıyorsun, Allah'ın evindesin, peygamberin misafirisin, defteri boşaltmaya geldin" gibi sözlerle hacıyı kendi beceriksizliklerini örtmek için kullanırlar. Bizim iyi niyetli hacımız da bunu yutar.

Onların yaptığı bu gibi gerekçelerle organizasyon aksaklıklarına kılıf uyduruyor olmalarıdır

Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş, geçenlerde Diyanet TV ekranlarından canlı olarak yayınlanan ‘Hac Özel’ programına konuk oldu. Yıllardır aynı kalıplaşmış sözlerinin arasında "Yolculuk, sefer meşakkattir. Hacca gitmeden önce yolculuğun bu meşakkatlerine, sıkıntılarına, karşılaşacağı birtakım eziyetlere hazırlıklı olmak gerekir. İster istemez milyonlarca insanın bir araya geldiği bir coğrafyada birtakım sıkıntılar yaşanabilir. Günümüz şartlarında, trafik izdihamından tutunda beşeri kitlenin izdihamına varıncaya kadar birçok sıkıntılar yaşanabiliyor. Milyonlarca müminle iç içe olunacaktır. Dolayısıyla yola çıkarken hiç kimseyi incitmeme gibi bir hassasiyeti de gözeterek yola çıkmak gerekiyor." dediğini duyduğumda Keleş'in hala yıllar öncesinde kaldığını görür gibi oldum.

Zira hacının meşakketi Arafattır. Bunun dışında 3 - 3,5 saat süren uçak yolculuğunda, bir iki saatlik havaalanı işlemlerinde, adam gibi tutulmuş, saç kurutma makinesine kadar teçhizatlı otelde, yolda, serviste, tavafta, sayda meşakkat olacak hiç bir durum yoktur.

Zorluğu rezil denecek oteli tutanlara, 900 metrelik yürüme mesafeli otel diyerek 1600 - 1800 metre yürüme mesafeli otel kiralayanlarda, yemek demeye şahit beslenmeye, turlara çıkarken saatlerce bekletilmeye, otel kapılarında sersefil bekletilmeye, nerede ve niçin orada bulunduğunu bilmeyen görevlilerin basiretesizliğinden kaynaklanan durumlara "hac meşakkettir" kılıfı uyduramazsınız.



Yemezler...

Yıllarca dile getiriyoruz. Yine 5 yıldızlı otellerde seminer verip anlatıyorsunuz ne var ki dirayetsiz, basiretsiz görevlilerin sayısı artıyor. Şirketler kontrol edilmediğ için, hacıların şikayeti dikkate alınmadığı için at koşturmalar devam ediyor.

Yazmıştık.

"Ve bunca yıldır hac ve umre için görevlendirilen müfettişlerin ne tür rapor tuttuğu bir türlü gün ışığına çıkmamıştır. Bu organizasyonlarda neleri tespit ettikleri, hangi din görevlisinin başarılı olduğu ya da olmadığı, kimlerin hacıyı mağdur ettiği, otellerdeki sorunları, hacıların muhatap olduğu olumsuz ve olumlu durumların neler olduğu, son yıllarda verilen yemek kalitesi ve düzeni, oteller ve şehirlerarası nakillerde ne tür olayların vuku bulduğu kamuoyuna yansımamıştır. "

“ Bir daha Diyanetle mi ( ya da) bir daha özel turla mı giderim,”

“ Hocalar bizi mahvetti”

“ Kafile Başkanını gören oldu mu?”

“Oteller rezaletti, hocalar yüz üstü bıraktı”

“……….” tarzı sözler ayyuka çıktı. Şikayetler sosyal medyada, web sitelerinde dopdolu. Buna Türsab ya da Diyanet ne yapıyor. Gelen şikayetler dikkate alınmıyor mu . Bu yazılanlar ilgilileri rahatsız etmiyor mu ?

İşte en acı söz

“Değerli Hacı Kardeşlerimiz. Geldiniz, gördünüz. İbadetlerinizi yaptınız. Mekke ve Medine’de artık günahlarınızdan arınmış olarak evlerinize dönüyorsunuz. Tabii ki canınızı sıkan bir kısım olumsuzluklar, sinirlerinizi bozan davranışlar, bizden kaynaklansın kaynaklanmasın terslikler gördünüz. Bakın sizler yeniden doğmuş gibi ülkenize, evlerinize dönüyorsunuz. Bunları, buralarda gördüğünüz kötü durumları sakın kimseye anlatmayın. Çarpılırsınız, günahlarınız çoğalır. Yaptıklarınızı zayi edersiniz. Boşa gelmiş olursunuz. Hâşâ cehennemlik olursunuz”

Bilinsin ki, bu sözlere tehditlere pabuç bırakmıyor ve görevlilerin, şirketlerin veballerini Allaha havale ediyoruz. Hakkımızı helal etmiyoruz

Meşakkatmiş..

Ya Yapmayın.

Allahın misafirlerini kandırırsınız Allahı c.c asla kandıramazsınız. Bunun sonrası da var.

Erol Kara - 11.08.2017

İlgili yazı

Diyanetin Müfettişleri Ne İş Yapar

http://www.erolkara.net/2015/10/diyanetin-mufettisleri-ne-is-yapar.html
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.

Reklam

Reklam

İlginç Bilgiler

Reklam