Bugün 23 Nisan…
Hani insanın neşe dolduğunu hafızlara kazıtmış olan bayram.
Sokaklar, meydanlar, stadyumlar, yollar, ekranlar ve gazete sayfaları bugün ve yarın çocuklarla ilgili, çocukların bolca öne çıktığı yerler.
TBMM’nin açılışı çocuklara bayram olarak hediye edilmiş. TBMM ile çocukların ne ilgisi var çözemesem de, büyüklerin bir bildiği var deyip kabullenmişiz.
Yıllar yılı kutlanır. Olsun, arada çocukları hatırlamak, çocuklarla dolu gün geçirmek maddiyat peşinde koşan, çocuklarına vakit ayıramayanlar için de bahane oluyor, işte..
23 Nisan çocuk bayramı. Çocuklar gülsün, coşsun, eğlensin.
Geriye kalan 364 günde büyüklerini sinir topuna çevirsin.
Çileden çıkartsın. İsyan ettirsin.
Ailelerin birbirlerine girip karakolluk olmasına yol açsın.
Hatta güvenlik güçlerini taşlasın. Molotof kokteylleri atıp çevreye zarar versin.
Çocukların hepsi bunu yapmaz.
Evet, haklısınız.. Çocukların hepsi bunu yapmaz.
Bunları yapanlar kimsenin sahiplenmediği çocuklardır.
Benim çocuğum, senin, onun, ötekinin, akrabanın, komşunun çocuğu asla kötülük, yaramazlık, insanı çığırından çıkartan hareketler yapmaz.
Yapanlar var ama.
Yaramazlık yapanlar, Ne yaparlar.
Çocuk top oynarken komşusunun camını kırar.
Sokakta bulunan ağaçlara tırmanır, dallarını kırar. Bina duvarlarına yazılar yazar.
Otomobillerin boyalarını çivilerle çizer
Lastikleri patlatır.
Çocuk, komşunun çocuğunu döver,
Çocuk, komşu çocuğuna veya büyüklere küfreder
Okulda öğretmenine hakaret eder.
Yaşlı bir insana çarpar, kaçar.
Polise, jandarmaya taş atar.
Ortalığı kasıp kavurur
Yıkıp geçer
Hırsızlığa meyli varsa önce sınıfta arkadaşının çantasından çalar. Sonra marketten ve büyüdükçe farklı yerlerden.
12 sinde 14 ünde elinde sigara , alkol şişesiyle görüsünüz..
Ama bunların hepsinin tek cevabını alırsınız
Benim çocuğum asla yapmaz. O benim çocuğum değildir.
Kimin çocuğudur.
Onun bunun çocuğu…
Yapmayın ya..
Anne babalar için kalkan bir sözdür.
BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ
Doğru, şikâyetçi olarak gittiğiniz o anne baba savunma kalkanı içinde size saldırmaya kalkar.
Hadi oradan be, benim çocuğum yapmaz.
Suçlu çıkarsınız. Yakanınıza yapışıldığını görürsünüz. Az sonra baba ya da annesinin arkasında size kıs kıs gülen bir çift gözle karşılaştığınızda şikâyet için gittiğiniz çocuğun büyükleri sizi rezil rüsva eder.
Suçlu olarak dönersiniz.
Anlamış olarak evinize dönersiniz Onca kötülüğü yapan o çocuk değildir.
Kabahatli sizsiniz.
Pencerenizde cam olmamalıydı. Aracınızı evinizin önüne park etmeseydiniz. Çocuğa kötü not vermeseydiniz. Sınıfta huzursuzluk çıkartmasına neden olan tüm olguları ortadan kaldırsaydınız.
Elinde gördüğünüz sigarayı içmemesini değil içmesini, peşinden bir diğerini yakmasını sağlamalısınız.
Siz siz olun hiçbir çocuğu anne babasına şikâyet etmeyiniz
Çünkü tüm çocuklar melektir.
Çocuk değil çünkü tarif edilemez bir mahlûkat…
Evladının o kadar merhametsiz, cani, ahlaksız, duygusuz, saf olabileceğine inanmaz anne babalar.
Çevremizde hepimiz görmüşüzdür; bazı ana babalar vardır, çocuklarına toz kondurmazlar. Çocuklarının yanlışlarını görmezden gelirler, suçu hep karşılarındakilere atarlar. Oysa çocukları haşarıdır, terbiyeye muhtaçtır. Ailesinin her yaptığı yanlışına arka çıktığını görünce yaramazlıklarını daha da arttırırlar.
Şikâyet gelince de yanıt hemen hazırdır; benim çocuğum kırmaz, benim çocuğum yapmaz...
Yine yanıt aynıdır; Benim çocuğum dövmez... Seninki dövdü benimki yalnızca kendisini korudu!
Yanılıp şikâyetçi olursanız yine aynı savunma ile karşılaşırsınız; benim çocuğum küfür bilmez, seninki küfretmiştir!
Anne ve babanın kendini kandırma repliklerinin en önde geleni, öğretmenlerin sıkça duyduğu sözlerden birisidir.
Evlat sabah evden çıkıp akşam geliyor. Gün boyunca neler ediyor haberin var mı? Yok, kardeşim… Nereden haberi olsun. Doğurduğunu hayvan gibi sokağa salıyorsun. Çocuğun komşuyu çileden çıkartıyor. Komşunun hanımı yapmayın etmeyin derken çocuktan bir de küfür işitiyor. Babana, annene söyleyeceğim tehditlerine bile aldırmayan çocuk komşuluk ilişkilerinin sıfırlanmasına sebep oluyor.
Komşu soruyor. Dargın mıyız diye
Yok, canım, ne dargını diyor zarar gören komşu. İçindeki fırtınalara aldırmadan..
Okulda her türlü pisliği yapan çocuğunu öğretmenlerin şikayet etmesi üzerine, benim çocuğum yapmaz öyle şey", "evde melek gibi" deyip, evladının öküzlüklerini hoş görmeye çalışarak onu ileride daha büyük öküz olmasına sebep olan anne ya da baba masum mudur. Asla ve kat’a…
Yaramazlık yapan, yerinde duramayan, duvarlara tırmanan, insanı çileden çıkartan çocuklar asla yaramaz değillerdir. Anne babalarına sorarsanız bunu çocuğunun çok zeki olmasına bağlıyor, gururlanıyor. Hiperaktif benim çocuğum diyerek aptallıktan öte bir gurur duyarlar
Çocuğun insanı çileden çıkartmasına, şikâyetlerin çokça gelmesine aldırmayan anne babalar bunun sadece tadını çıkarıyor, gülüyor, eğleniyor. "süper", "ileri", "özel" gibi sıfatları yakıştırarak nasıl çocuk doğurmuşum saçma gururu ile ortalıkta dolanıp duran anne babalar aptalca özgüven içinde karşınıza çıkabilir.
''Falan komşunun oğlu hırsızlık yapmış.'' deseler; ''şimdiki gençlerde her yol var ama Allah’a şükür bizimkiler öyle değil'' gibi bir laf ederler.
Doğurduğu çocuğu ile çevreye zarar veren anne babanın imanı bile şüphelidir. Hadisi şerifte buyruluyor ki, komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse iman etmiş sayılamaz.
Yine Hazreti Muhammed Aleyhisselam efendimiz, “komşusuna küfreden, kötülük yapan bana küfretmiş, bana kötülük yapmış olur. Bana küfreden de, bana kötülük yapan da Allaha yapmış olur. “
İster kendin yap, ister çocuğun yapsın. Kötülük için çocuğunu tetikçi olarak kullanıyorsan asıl zalim, kötü sensin. İstediğin kadar, ibadet et, istediğin kadar evliya olmaya çalış asla iman etmiş olmayacaksın.
Neden senin çocuğun yapmazmış? Ne farkı var senin çocuğunun?
Çünkü onlar çocuk. Her şeyi yapabilirler. Evde başka, babanın yanında başka, okulda başkalar. Sokakta bambaşka.
Evet, sizin çocuğunuz yapar. Yapmazsa bir anormallik vardır. Siz bu lafı edeceğinize, ne oldu ne bitti ve olanların tekrarlanmaması için ne yapabilirsiniz onu bulun bakalım.
Suç samur kürk olsa kimse üzerine giymez.
İnkâr etmek yerine kabulleneceğine, terbiye etmeye, nasihat etmeye çalışacağına vurdumduymazlıkla kapısına geleni höykürmek, asıp kesmek, gerektiğinde cinayete kadar gitmek hiç kimse kusura bakmasın hayvanlıktan öte bir gayretlik değildir.
Hemen herkes böyle der de, bu kadar rezalet kimin eseri?
Bunların ana babası uzaylı mı?
EROL KARA – 23.04.2012