EYT yani emeklilikte yaşa takılanlar konusu uzun süredir ülke gündeminde yerini koruyor
Muhalefet işine geldiği gibi EYT taraftarı gözükse de iktidar bunun 1999 yılından itibaren çıkartılmış bir yasa olması gerçeği ile ve ülke şartları doğrultusunda buna hayır gözüyle bakmaktadır.
Muhalefet yapamayacağı ve iktidara gelse dahi aslında asla yapılamayacak durumda yaşa takılanları emekli etmeyeceğini bile bile bunu malzeme olarak kullanıyor.
Zira emeklilikte yaş sınırı tüm Avrupa ülkelerinde yürürlükte olan bir şart.
Zaten yaşa takılanlar da "emekli olayım işe gitmeden yaşayayım" tarzı bir anlayışa sahip değil.
İkinci bir maaşa sahip olma hakkını elde etmek düşüncesinde.
Çünkü verilen emekli maaşlarına bakıldığında geçinmek çok ama çok zor. O nedenle ikinci bir maaş olarak bakılmak zorunda. Biraz nefes almak için..
Ne var ki.
"Emeklilikte yaşa takılanlar" için kısaltma olarak kullanılan EYT, emeklilik hakkını işe girdikleri yıl itibarıyla kazanmış ancak emekli maaşını alamayan kişiler için yapılan bir tanımdır.
Mevcut yasa ile birlikte bu kişiler SGK'nın ilettiği yaşta emeklilik maaşı alabiliyorlar. Bu durum Türkiye'de yaklaşık 6.3 milyon kişiyi ilgilendiriyor.
Son zamanlarda aktif bir şekilde kampanyalar yürüten ve bunu sosyal medyaya da yansıtan emeklilikte yaşa takılanlar 1999 yılında çıkan 4477 sayılı yasanın geriye doğru işletilmesi nedeniyle mahrum kaldıklarını belirttikleri haklarını geri istediklerini ifade ediyorlar.
Kanun çıktıktan sonra bu yasaya takılanlar yıllarca mağdur oldular. Prim ve gün sayısı dolmasına rağmen yaş nedeniyle en az 1 en fazla onlarca yıl beklemek zorunda kalarak. emekli olma hayali içerisinde sonunda muratlarına ermiştir. Yaşlarını bekleyerek emekli olmuşlardır.
Tabi bu arada çalışamayanlar sağlık hizmetinden de faydalanamaz duruma düşünce sıkıntı daha da büyüdü. İş bulamayanlar ceplerinden SGK sağlık primi ödediler. Kimisi de mecbur kalıp yaşları dolana kadar orada burada çalışmak zorunda kaldı.
Şimdi yaşı bekleyen ancak emekli olmayanlar haklarını istiyorlar. İstemekte haklılar.
SGK ile anlaşma yaptıkları zaman en az 5000 gün primi esas alması söyleniyordu. Ya da şu kadar yıl sigortalı çalışma zorunluluğu vardı.
1999 yılında hükümet karar alıyor ve geriye yürütülme hakkı olmadığı halde kanunu geriye doğru işletip milyonlarca insanı mağdur ediyordu.
Adil olması gereken devlet adaletsiz uygulamayı hayata geçirmişti.
Şimdi EYT deyip meydanları dolduranlar eğer bu haktan yararlanırsa yaşa takılıp emekli olmayı beklemiş ve yaşını da doldurunca emekli olmuşlara da devletin o insanlara geriye dönük haklarını vermek zorundadır.
Aksi halde adil devlet anlayışı bir kez daha devlet tarafından yok sayılmış olur, haklar 1999 yılından sonra gasp edildiği gibi böyle bir girişimde de geriye dönük ödenmezse milyonlarca vatandaşının hakkını yemiş olur, gasp etmiş sayılır.
Bu da devlete yakışmaz.
Erol Kara - 19.03.2019
