Garipçe köyüne yaptığımız ziyareti sizlere aktarmıştık. Ve Garipçe Köyünü kim kurtaracak diye sormuştuk.
İstanbul'un bir köşesinde kalmış Garipçe Köyünde bulunan tarihi kaleyi de kim kurtaracak diye sormak istiyoruz.
Boğazın kenarında bulunan Garipçe Kalesi, Garipçe’de gezilecek yerlerin başında geliyor.
Kale iyi bir şekilde korunmadığı için günümüze gelene kadar çok fazla tahribata uğramış.
Hatta öyle ki kalenin içerisine çöp bile atmışlar.
Bazı piknik yapanların çöpleri yer yer öbeklenmiş.
Kaleyi Sultan III. Mustafa, 1757-1774 yılları arasında yaptırmış. Bir zamanlar Türk Silahlı Kuvvetleri de bu kaleyi kullanmış. Bu eski tarihi kale, şimdilerde üçüncü köprü manzarasına karşı duruyor.
Günümüze harabe olarak ulaşabilmiş olam kaleye gelenler buranın manzarası karşısında hayranlıklarını gizleyemiyor.
Sarıyer ilçesindeki Garipçe köyünde en güzel yerlerden biriolan kale ne yazık ki değerini bilen hiç kimse tarafından henüz keşfedilmiş değil.
Şayet, yabancıların elinde olsa idi mükemmel bir turistik bir ören yeri olarak dünyaca ünlenirdi.
Padişah III. Mustafa tarafından Macar asıllı Fransız mimar Baron François de Tott’a yaptırılmış olan Garipçe Kalesi, kendi kaderine terkedilmiş durumda.
Artık bir harabe durumuna gelmiş ve kaleden pek de eser kalmamış ne yazık ki.
Kalabalık bir araç parkını andıran alana girdiğinizde bir kaleye girdiğinizin farkında bile olmuyorsunuz. 30-40 metre yürüyüp denize doğru yaklaştığınızda bir kale burcunun hemen kenarına çıkmış olduğunu, altınızda bir kale olduğunu anlıyorsunuz.
İşte o zaman keşfe başlıyor. Harika bir manzarayı seyrederken kalenin gizemli yollarına girerek farklı bir atmosfer içine girmiş oluyorsunuz.
Ayrıca yerlerde olan pislik de cabası.
Oysa kalenin öyle bir manzarası var ki sormayın. 3.köprü ve boğaz çok güzel izleniyor.
Başta Turizm Kültür Bakanlığı, Valilik, Vakıflar, Belediye buralarla neden ilgilenmemi,ş hayret verici.
Buraları restore edip, kapıya bir bekçi koyarak insan gibi tarihine sahip çıkmak neden düşünülmüyor ki..
Elbet bu soruların bir cevabı vardır.