İç Anadolu'da nisan mayıs zamanlarında yol kenarlarında bile çok tatlı bir kırmızı çiçek görürsünüz. Halk arasındaki ismiyle Kan damlası, ya da Adonis çiçeği..
Bu çiçeğin hikayesi de en az defne kadar güzeldir..
Kıbrıs'ta kralın bir oğlu vardır.. Adı Adonis.. Arkadaşları ona Pseudo-Apollodoros derler; Apollon'un taklidi, Dünya üzerindeki yüzü.. Gerçekten de söylenene göre Apollon kadar yakışıklı ve güzel görünümlüdür Adonis.
Herkesin olduğu gibi Adonis de yaşı geldiğinde onunla ilgilenen çok kız çıkmaya başlamıştır. Ancak Adonis hem kızları reddetmekte, hem de hayallerindeki kızı bulmaya çalışmaktadır..
Derken birgün bir nymphe görür. Gözleri kör edecek denli güzeldir nymphe kızı.. ve bir tanrı kızı kadar da farkındadır izlendiğinin..
Ancak Daphne hikayesindeki gibi bu kıza aşık bir kişi daha vardır: Apollon..
Apollon, "Derhal bırak o kızın peşini!" der.
Adonis ise, "Dönmeyi ayaklarıma sen anlatmak zorunda kalacaksın; çünkü bu kız, uzaklaşmanın ne demek olduğunu unutturdu!" diye cevap verdi.
Apollon bu cevaba hiddetlenir, "Öğrenmek istediğinden emin misin?" der.
Nymphe de kayıtsız kalamaz bu olaylara. Bir tarafta bir tanrıya benzetilen genç bir prens vardır, diğer tarafta da prensin benzetildiği tanrı.
"Tartışmayı kesin hemen!" der, "Beni ilk gören prensi kabul ediyorum!"
Apollon bu sözlere dayanamaz, "Beni reddetmen mümkün olamaz!" diye haykırır; " Bir düellonun zamanı geldi anlaşılan!"
Adonis de gururunu ayaklar altına almayı reddeder ve düelloyu kabul eder..
Oldukça çetin geçer düello. Ancak Adonis bir insandır prens olmanın ötesinde. Apollon ise bir tanrı. Çok geçmeden Apollon güneş oklarını hazırlar, ve Adonis'i bu oklarla yaralar.
Öleceğini anlayan Adonis, kıza doğru sürünmeye başlar.. Yaralarından kan damlamaya başlamıştır.. Ve kıza ulaştığı anda son nefesini verir.
Nymphe ağlamaya başlar, "onun yerine beni alın!" diye haykırır. Tanrılar bu acıklı sahneye dayanamaz, ve erkeklik gücünü temsil etmesi için Adonis'i yanlarına almaya karar verirler. Nymphe bir anda ortadan yok olur, ve ikisi de Tanrılar katına çıkarlar.
Onlardan geriye kalan tek şey, Adonis'in yaralarından akan kan damlalarıdır. Onlar da bir süre sonra kan damlası isimi çiçeğe dönüşür..
Bu hikaye pek çok mitte geçmemekle birlikte, Kıbrıs Rum Kesimi'nde ve Girit'te iki tapınakta bulunan yazıtlarda geçmektedir.