Mübarek Recep ayının 27. gecesi bildiğiniz gibi Mirac gecesidir. Miracın ne olduğunu söylememe gerek yok, herhalde. Bunu “ Ben Müslüman’ım” diyen herkes öyle ya da böyle bir şekilde bilebilir.
“Ben bilmiyorum” diyenlere ise kısaca şu şekilde izah edebilirim.
Mirac; kelime olarak yukarı çıkmak, yükselmek anlamına gelir. Terim olarak Mirac; Hz. Peygamber’in (as) göğe yükselerek cenabı hakkın huzuruna kabul edilmesi olayıdır.
Kur’an bu olayı şöyle anlatır:
(Kuluna [Muhammed aleyhisselama] bir gece bazı âyetlerimizi [Allahü teâlânın kudret ve azametine delâlet eden nice harika olayları] göstermek için, onu Mescid-i Haram'dan [Mekke’den], çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya [Kudüs’e] götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören Odur.) (İsra, 17/1)
Miracın ikinci merhalesi de Mescidi Aksa’dan başlayarak semanın bütün tabakalarından geçip ta ilahi huzura varmasıdır. Bu safhada Necm suresinde şöyle anlatılır.
"O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kulunu vahiy etti. Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehada gördü ki onun yanında Meva cenneti vardır.
O zaman Sidreyi Allahın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı neden başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin ayetlerinden en büyüklerini gördü." (necm 53/7-18)
****
Gelelim konumuza…
Var mı yok mu demelerimize, var olduğunu bildiğimiz halde yokmuş gibi davranmamıza rağmen, korkuyoruz diyorsak ta yaptıklarımızla, yaşantılarımızla korkmadığımızı açık apaçık şekilde gösterdiğimiz yaratanımızı, Yüceler yücesi hazreti Allah’ı, Siz de peygamberimiz efendimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselam gibi, görmek, hissetmek ister misiniz?
Şaka yapmıyorum. Sizi henüz dünyada iken Allahu Teâlâ’nın huzuruna çıkartmak, O’nunla hasbıhal yapmanızı, Onu hissetmenizi sağlamak istiyor ve size bu teklifi yapıyorum.
"Ben, ben" diyorsanız, "ben görmek hissetmek, istiyorum" diyorsanız. Buyurun öyle ise…
Sizi Miraca, Allahu Teâlâ’nın huzuruna, yükselmeye davet ediyorum.
Bu Müslümanlar arasında bir sır olarak kalacak, gayrimüslimlerin, ateistlerin, tanrısızların ve Münafıkların anlayamadığı, bilemediği, hissedemeyeceği bir durum olarak ta içinizde yaşayacak.
Ve peygamber Hazreti Muhammed Aleyhisselamın yürüdüğü şekilde biz de Miraca yürüyeceğiz.
Mirac öncesi gerekli görülen hazırlık sürecini de çok iyi düşünmemiz lazım.
Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip’in kızı Ümmühani’nin evinde yatarken Hz. Cibril aleyhisselam geliyor ve Hz. Peygamber’in (aleyhisselam) kalbini yarıyor, zemzemle yıkayıp temizliyor ve içine iman ve hikmet dolduruyor.
Bu ne demektir.
Mirac yapmayı arzu eden, önce nefsi temizleyecek. Tüm ruhu her türlü rahmanî olmayan kirlerden temizlemeyi gerçekleştirmesi gerekir.
Bedeni temizliği sağlamak kolay. Alırsın eline sabunu bezi, girersin suyun altına görünen tüm kirler güzel bir banyo ile akıp gider. Sonra…
Abdestini abdest gibi alacaksın
Abdest sadece vücudu kirlerden, pis ve paslardan temizlemekle kalmaz, iç dünyayı da arındırır. Mümin, her âzâsını yıkarken eliyle, ağzıyla, diliyle, gözüyle, kulağıyla, ayaklarıyla bilerek-bilmeyerek yaptığı tüm günahlara tevbe edip vazgeçmeye karar verir.
Sonra ruhumuzu hazırlamamız lazım.
Ancak böyle bir temizlikten sonra kul Mirac yapabilir, ruhuyla, gönlüyle.
Ve
Allah’a ortak koşmayacaksın
İman edeceksin. Amentünü tekrarlayıp harfiyen itaat edeceksin. İmanını tazeleyeceksin.
Namaza duracaksın.
Huzurda olacaksın.
"İşte huzurdayım Rabbim" gibi bir kalbi yoğunlaşma, niyet duruluğu yaşamalısın
Biraz kendini dinlemelisin.
Gönlünü dirilt, endişelerin ve kaygıların dünyanın heva hevesleri senden silinip yok olsun
Sonra edeble, sanki Kâbe iki kaşının üstündeymiş gibi, sırat köprüsü iki ayağının altındaymış, cennet sağ yanında cehennem de sol yanındaymış, ölüm meleği arkandaymış gibi dur
Bu kıldığın namazı son namaz kabul et.
Ümitle korku arasında bulun
"Allahüekber!" de.
Ellerinizi kulaklarınıza kaldırdığınızda dünyevi ne varsa geriye, gerilere doğru at.
Alacaklarını, borçlarını, eşini, çoluk çocuğunu, malını mülkünü, aklını karıştıran ne varsa onları at.
Huzurdasın Huzura çıktığını bileceksin. Huzura çıkarken nasıl olman gerekiyorsa öyle olmalısın.
Huzura kabul edilmenin heyecanı içinde olmalısın. Bir esas duruş göstermelisin, başını öyle mahzunca eğmelisin ki günahlarının utancıyla yerin merkezine doğru bakacaksın. Utandığın, bela “ sen bizim Rabbimizsin” dediğin gün verdiğin yemini yerine getiremediğin için yerin dibine geçer gibi olacaksın.
Ama ümitkar olacaksın.
Sübhaneke…
Ve huzura varmanın heyecanı ile onu tesbih ederek, O’nun her türlü şeyden münezzeh olarak tesbih edeceksin.
Okumaya başlıyorsun. Dikkatli , bir dosta sır verircesine ..
Yüreğinin her yerinden fışkıran Fatiha’yı katre katre dolaştırmalısın. Dolaştır ki ruhun titresin.
Yaradan ile kulluk sözleşmeni yenile
Âlemlerin Rabbini tefekkür et, tüm övgüleri O'na tahsis et, O'nun Rahman ve Rahim ismi şeriflerine sığın, Din Gün'ünü hesap vermeyi, kıyameti, tekrar dirileceğin, mizanların kurulacağı günü hatırla, "Ancak Sana ibadet ederiz, ancak Sen'den yardım dileriz " Bize yol göster!" sırat-ı müstakim için, insanların yolu için, gazaba uğrayanların ve sapkınların olmayan yol için "
Kıyamları, kıraatleri, rükûları, secdeleri yaşa?
Kıyâm
Rabbinin huzurunda huşû ile el-pençe divan dur,
Rükû
Allah'a boyun eğ… Teslim ol. Sadece O'nun karşısında eğil; O'ndan başka hiçbir otoriteye boyun eğme.
"Sübhâne Rabbiy'el-Azîm Azamet sahibi Rabbimi yüceltir, O'nu noksan sıfatlardan uzak bilirim." De
Secde
İşte özgürlüğün zirvesi Secde … "Secde et ve (Rabbine) yaklaş" (Alak /19).
Secde eden kul, Rabbini sonsuz yüceltip tesbîh ederken, kendi acizliğini, hiçliğini itiraf eder. O'ndan başka hiçbir varlığın karşısında yere kapanmayacağını îlân et
"Sübhâne Rabbiy'el-A'lâ Yüceler yücesi Rabbimi tesbîh ederim." de
Topraktan gelip tekrar toprağa döneceğini secde ile hatırla.
Ve işte en önemli yerdesin. Huzura kabul edildin. Oturmalısın.
Hz.Muhammed aleyhisselam'ın Miracta Rabbi ile aracısız sohbet etmesi gibi, doğrudan Yaratan'ına kalbini açıp kulluğunu arz et
Bu tahiyyât, Hz. Muhammed aleyhisselamın Miraç gecesinde Yüce Allah ile yaptığı selâmlaşmasıdır. O gece Peygamberimiz Allah'a selâmlarını şöyle arz etti
" Sena, Selam ve Merhaba Sana Ey Yüce Rabbim! Selamet, rahmet ve tüm güzellikler senin içindir. Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler sana aittir. Niyaz, Dua, Yalvarış Sana Ey Yüce Rabbim. Arınmışlığın ve Güzelliğin En Hoşusun, Hiçbir şey Senden Güzel, Senden Hoş ve Arınmış Olamaz.."
Yüce Allah celle celalu şöyle karşılık verdi: "Ey Peygamber, Rahmetim ve Bereketim ve selam Senin Üzerine Olsun, Ey Peygamberim."
Hz. Muhammed aleyhisselam bunun üzerine şöyle dedi: " Yarabbi, Bu Selam Bizim ve Allah'ın bütün iyi kulları Üzerine Olsun.”
Yeminini tekrarla.
Tevhidi huzurda otururken bir kez daha yinele.
“Şahidim ki Allah 'dan Başka İlah Yoktur . Ve Şahidim ki Muhammed Allah 'ın Resulüdür Allah 'ın Selamı, Rahmeti Üzerinize Olsun.”
Cehennemden korunmayı dile, kendinin ve zürriyetinin dosdoğru ve sürekli namaz kılanlardan olmasını dile, dile, dile...
Rasûl'e ve âline salât u selamdan sonra annesine, babasına ve tüm müminlere hayırlar ve esenlikler dile
Nihâyet “es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah” de sağında ve solundakilere, tüm inananlara, Salihlere, Meleklere selâm ver
Dikkat et. Huzurdan ayrılıyorsun, Mirac’dan dönüyorsun.
Ama bu ziyaretten bu huzurdan, bu makamdan boş dönme
Duâ, niyâz, hamd, tekbîr, tesbîh, zikir, et…
"semi'nâ ve eta'nâ" (işittik ve itaat ettik) de. Hayatını şekillendir.
İşte, bu teslimiyet bilincini ve kararlılık duygusunu kazan,
Mirac'a çıktın artık geri dönüyorsun.
Bu Miracı beğendiysen günde beş kere hatta gece yarısı tekrarlamak senin elinde.
O seni davet eder. Sen bu davete icabet et. Sen huzura çıkmak istersen O seni huzuruna davet eder.
Her günü ve her geceyi “miracı hedefleyerek” ihya et.
Pişman olmayacaksın.
EROL KARA - 12.04.2018