Kivi, potasyum, karbonhidrat, sodyum, kalsiyum, demir mineralleriyle, A vitamini, C vitamini, D vitamini, B12 vitaminlerinden oluşan özellikle cilt için çok faydalı bir meyvedir.
Kivi, potasyum, karbonhidrat, sodyum, kalsiyum, demir mineralleriyle, A vitamini, C vitamini, D vitamini, B12 vitamini ve B6 vitaminlerinden oluşan hem cilt hem de saç için çok faydalı bir meyvedir. Kivinin saça ve cilde faydaları saymakla bitmiyor, işte bunlardan bazıları;
Tropikal meyvelerden olan kivi, egzotik tadının yanında sağlık açısından da önemli faydaları vardır. Çin’de çok eski çağlardan beri geniş bir şekilde yetişme alanı bulan kivinin ülkemizdeki macerası ise 10-15 yıllıktır. Yetişkinler kadar çocukların sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır.
Kiviyi bu kadar önemli kılan sadece otantik tadı değil şüphesiz… Kivi, A, E, K vitaminleri ve kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi birçok zengin mineral ve elementler açısından oldukça zengindir. Bunun dışında içerdiği yüksek orandaki lif, sindirim sistemi sağlığı için hayati önem taşımaktadır. Bu lifler özellikle mide sağlığı için çok önemlidir.
İçerdiği besin maddeleri sayesinde sağlığımıza çok fazla katkısı vardır. Başta kanser olmak üzere birçok hastalığa yakalanma riskini azaltır. Antioksidan özelliğinden dolayı kalp damar sağlığı için önemlidir ve bu özelliği bütün organlara yardımcı olur.
Kivi Sindirim Sistemini Kuvvetlendirir: Kivinin yüksek miktarda lif içermesi sindirim sitemi için çok faydalıdır. Ayrıca sindirim sistemi için çok faydalı olan protein açısından da zengindir. Lifler özellikle mide sağlığı için önemlidir. Lifler sayesinde midede bulunan asit oranı dengelenir ve midede meydana gelebilecek asit dengesizliğine karşı içeriden mide duvarlarını korur.
Kivi Kan Basıncını Dengeler: Kivinin içerdiği besin ve elementler kan basıncı seviyesini de sağlıklı bir seviyede tutmaya yarar. Ayrıca kan basıncının sağlıklı bir seviyede bulunması damar ve kalp sağlığı için de önemlidir. Bu şekilde kalp fazla zorlanmaz ve olası kalp krizi, inme ve felç geçirme oranlarını azaltır.
DNA Hasarlarından Korur: Kivinin antioksidan özelliğinin yanında içerdiği besinler yardımıyla DNA hücrelerinin korunması ve hasarlı DNA hücrelerinin onarılmasını sağlayan eşsiz besin kaynaklarından bir tanesidir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Doğal antibiyotik, yani antioksidan özelliği yanında C vitamini deposu olması bağışıklık sistemini kuvvetlendirici en önemli etkendir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek her hastalığa karşı bünyeyi korur. Bünyenin savunma sisteminin daha güçlü ve hassas hale gelmesini sağlar.
Kivi Kalp Sağlığı İçin Faydalıdır: Günde ortalama 3-4 kivi yemek kanın pıhtılaşma oranını %18 oranında azaltmaktadır. Birçok kişi kan pıhtılaşmasını azaltmak için aspirin ve benzeri ilaçlar kullanmaktadırlar fakat bu tür ilaçların bağırsak kanaması gibi birçok yan etkileri olabilmektedir. Kivi ise hiçbir yan etkiye neden olmadan aynı görevi doğal yollardan görmektedir. Kan pıhtılaşma sorunu olanlar için düzenli olarak tüketilmesi önerilir.
Diyabet Hastaları İçin Kivi: Kivi diyabet hastaları için tehlikeli besinler sınıfında değildir. Birçok uzman şeker hastaları için bir risk taşımadığını belirtmektedir. Genelde tatlı bir besin olduğu için şekeri yükselttiğine dair yanlış bir kanaat vardır.
Makula Dejenerasyonu ve Diğer Göz Sorunlarına Karşı Koruyucu Özelliği Vardır: Makulo dejenarasyonu, yaşlılarda meydana gelen bir görme kaybı hastalığıdır. Bir araştırma sonucuna göre kivi tüketen insanlar %36 oranında kivi tüketmeyen insanlardan daha az bu hastalığa yakalanmaktadır. Ayrıca genel anlamda göz sağlığı için önemlidir, hücrelerin korunmasına ve serbest radikallere karşı gözleri korur.
Kivi Serbest Radikallerin Düşmanıdır: Serbest radikaller, kanserden kalp damar hastalığına, bağırsak enfeksiyonundan cilt hastalıklarına kadar birçok hastalığın ana sebeplerindendir. Vücutta meydana gelen birçok hastalık ve sorunun baş aktörü serbest radikaller olduğundan dolayı, bunlara karşı mücadele eden her besin kaynağı, genel anlamda vücudun neredeyse bütün organlarına sağlık açısından çok önemli katkı sağlamaktadırlar. Kivi, antioksidan özelliği ile bünyeyi serbest radikallerden temizlediği gibi, C vitamini yardımıyla da etkisiz hale getirir.
Zayıflamaya Yardımcı Olur: Kivi genel anlamda sindirim sistemi için çok faydalı bir besin kaynağıdır. Bağırsakların parazitlerini ve serbest radikallerini temizleyen kivi, çalışmayan bağırsakları hareketlendirir. Böylece dolaylı olarak zayıflamaya da katkı sağlar.
Astım ve Bronşit Hastalığına İyi Gelir: Kivinin en şaşırtıcı özelliğinden bir tanesi solunum yolları hastalıklarına iyi gelmesidir. Dolaylı olarak akciğerin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Kronik astım sorunu yaşayan hastaların astım ataklarını hafifletebilir veya geciktirebilir. Bunun yanında antioksidan özelliğinden dolayı sigara veya diğer maddeleri kullanan kişilerin akciğerlerine verdikleri zararı kısmen giderebilir.
Doğum Öncesi Beslenme İçin İyi Gelir: Kadınların doğum öncesi beslenmeye dikkat etmeleri gerekir. Bu yüzden doktorları bazı yiyecekler konusunda şartlara ve kişinin bünyesine göre bazı kısıtlamalar getirebilir. Fakat kivi, doğum öncesi beslenmede hem anne hem de bebeği için önemli bir besin kaynağıdır. Doğumu kolaylaştırıcı özelliği vardır. Hamilelik ve doğum sonrası meydana gelebilecek kabızlık sorunlarına çözüm olabilir.
Kivi Cilt Sağlığı İçin Faydalıdır: Bol miktarda C vitamini içeren kivi bu özelliği ile cilt sağlığını da korumaktadır. Cildin genç ve sağlıklı olmasını sağlar, bunun yanında antioksidan özelliğinden dolayı cilt hastalıklarına karşı etkilidir. Mantar ve enfeksiyon hastalıklarını giderir.
Kivi mükemmel bir laksatif, diyet lifi ve antioksidan deposudur. Düzenli tüketildiğinde toksinler ve atıkların ortadan kaldırılması için vücuda yardımcı olur. Böylece sağlıklı ve parlayan cilt sahibi olmuş oluruz. Kivi, E vitaminini yüksek miktarda içerdiği için cildi nemlendirir. Bu nedenle cildin esnek ve genç kalmasını sağlar, hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur.
Kivi Kabuğunun Faydaları:
Kivinin kendisi kadar kabuğu da sağlık açısından önemlidir. Genelde ‘kivinin kabuğu yenir mi?’ sorusuyla çok sık karşılaşırız. Çoğumuz kivi kabuğunun özellikle cilt üzerinde olumlu etkisinden pek haberimiz yoktur. Kivi kabuğunun antioksidan etkisi ayrıca diğer organların sağlığını korumak için faydalıdır. Bu yüzden kiviyi kabuğu ile tükettiğimizde ayrıca şu faydalarından yararlanırız:
En az içi kadar etkilidir özellikle serbest radikallere karşı mücadelede önemlidir.
Kivi kabuğunu ayrıca deriye veya cilde uygulayabiliriz. Cilt sağlığının korunmasına ve cilt temizliğine faydalıdır.
Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur, hasta hücrelerin onarılması işleminde etkilidir.
İçerdiği vitaminler saç sağlığı için önemlidir.
Kivi, kabuğu ile tüketildiğinde sindirim sistemine genel anlamda katkı sağlar. Zengin lif içerdiği için özellikle midenin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.
Hazmı kolaylaştırır ve şişkinlik problemlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
Bağırsakların zararlı bakterilerden temizlenmesine yardımcı olur.
Astım hastaları için faydalıdır. Kronik astım ataklarında hafifletici ve şiddeti azaltıcı özelliği vardır.
Kivi Suyunun Faydaları
Kivi suyunu yoğun besin değeri olan içecekler arasında görmek pek şaşırtıcı bir durum değil. Kivide bulunan C vitamini miktarı portakal ile karşılaştırıldığında daha fazladır. Genel anlamda birçok açıdan sağlığa faydalıdır özellikle cilt, saç ve ruh sağlığına katkıda bulunur.
Serbest radikallerle savaşacak antioksidanlarla doludur. Bu özelliği ile uzun ve sağlıklı yaşam sağlar.
Parlak ve sağlıklı cilt edinmemize yardımcı olur. Cildi temizleyici özelliği vardır.
E vitamini açısından zengin olduğu için saç sağlığı için de önemlidir. Saçların dökülmesine engel olur.
Solunum yolları sorunlarını giderme özelliği vardır. Astıma iyi gelir.
Kivi suyu kan pıhtılaşmasına engel olur.
Naif tadının yanında stresle mücadelede bünyeye yardımcı olur. Dolaylı olarak ruh sağlığını korur.
Kivinin Zararları:
Kivi genel anlamda sağlık için çok faydalı bir meyvedir. Bazı durumlarda kivinin yan etkileri olabilir. Özellikle hamile kadınlarda ve ilaçlı tedavi gören hastalarda sorunlara neden olabilir. Bu yüzden söz konusu durumları yaşayanlar mutlaka tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdırlar.
Alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Özellikle hoş tadından dolayı bazen tüketiminde aşırıya kaçılabilir. Aşırı tüketimden dolayı alerjik sorunlara neden olabilir.
Aşırı tüketimi şişkinliğe neden olabilir. Ayrıca astım hastaları için çok fazla tüketilmesi tavsiye edilmemektedir. Aşırı tüketimi ağız tahrişlerine de neden olur.
Fazla tüketildiğinde dil ve dudakta şişmeye neden olabilir. Kaşıntı ve karıncalanma sorunları da yaşatabilir.
Fazla tüketildiğinde dermatik sorunlar meydana gelebilir. Özellikle kollarda kızarma, kaşıntı ve döküntüye neden olma ihtimali var.
Yine aşırı tüketimden dolayı ishal veya tam tersi kabızlığa neden olabilir.
Hamile kadınların tüketmeden önce dozu hakkında mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir.
@erolkaranet - 23.04.2022
