İstihkak iddiası
İİK’nun 96–99. maddelerinde düzenlenmiştir. İstihkak iddiası yalnızca menkuller yönünden olup taşınmaz hacizlerinde söz konusu değildir.
Taşınmaz üzerine konulan haczin üçüncü kişilerce kaldırılması talebi İİK’nun 16. maddesi kapsamında şikâyettir. Haciz sırasında haciz yapılan malların borçlu tarafından ya da orada bulunan üçüncü şahıs tarafından başka birisine ait olduğu iddia edilirse, icra müdürü bu iddiayı tutanağa geçirir.
Bu iddia bir istihkak iddiası olup, alacaklı hazır bulunuyorsa onun da beyanı zapta geçirilir.
Haciz yapan asıl icra dairesi ise, haczin İİK’nun 97 ya da 99. maddelerinden hangisine göre yapıldığına karar vererek, bu kararını da tutanağa geçirir. Ancak haciz talimat icra dairesince yapılmışsa, haczin yapılış şekli konusunda herhangi bir karar vermeksizin bu konuda karar vermek üzere haciz tutanağını asıl icra dairesine gönderir.
Haciz yapılan adres borçlunun ödeme emri tebliğ edilen adresi ise ya da haciz sırasında borçlu hazır ise veya haciz mahallinde bulunan evrak, eşya vs.’den, o yerin borçluya ait olduğu anlaşılıyorsa, böyle bir durumda haciz mahallinde üçüncü kişi olsa bile (İİK. m.97/a) mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğunun kabulü gerekir. Yani bu durumda haciz, İİK’nun 97. maddesine göre yapılacaktır.
Mülkiyet, rehin, sınırlı ayni haklar, tapuya şerh verilmiş kuvvetlendirilmiş kişisel haklar istihkak iddiasına konu edilebilir. Örneğin; üçüncü kişinin kiracı olduğu iddiası istihkak olarak kabul edilemez.
İstihkak iddiasının dinlenebilir olması için, geçerli bir haciz uygulanmış ve istihkak iddiası 7 gün içerisinde yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yapılmış olmalıdır. Bu süre, öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü nitelikte olduğundan icra dairesi tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. İstihkak iddiası paraların paylaştırılması safhasına kadar ileri sürülebilir.
Kaynak : Adalet Bakanlığı -http://www.pgm.adalet.gov.tr/duyuru/2012/aralik/1.pdf
@erolkaranet - 16.02.2021