Başkasının adına ünlü / ünsüz sahte hesap açmak, Sahte profil ya da e-posta hesabı oluşturma ile ortaya çıkabilecek sonuçları bakımından cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilir.
TCK 135. Maddesi bir takım kişisel verilerin kaydedilmesi konusunda şöyle der:
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”
Kişinin fotoğrafı, kimlik bilgileri, kişisel e-posta hesabı, meslek bilgileri kişisel verilere dahildir.
Bunun yanı sıra TCK verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme konusunda şunları söylemektedir: “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bir kişinin adına sahte hesap oluşturularak tanıdığı kişiler nezdinde hile ile yanılgıya sebep olunmuş, adına hileli işlemler yapılmış ve menfaat elde edilmiş olabilir.
TCK 157’e göre dolandırıcılık hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak olarak tanımlanmıştır.
Bunun yanında; suç oluşturan fiilin bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde suçun nitelikli olarak tanımlandığı ifade edilir ve TCK 158’e göre iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur .
Ayrıca hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Konu hakkında yargıtay kararı
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
ESAS NO. 2015/13248
KARAR NO. 2017/3108
KARAR TARİHİ. 12.4.2017
BAŞKASINA AİT FACEBOOK PROFİLİNDEKİ KİŞİSEL VERİ NİTELİĞİNDEKİ RESMİ KULLANARAK YENİ BİR FACEBOOK HESABI AÇAN KİŞİ HAKKINDA," VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME" SUÇUNDAN MAHKUMİYET KARARI VERİLMESİ GEREKTİĞİ.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ... ile katılan mağdur ...'ın bir müddet aynı kargo firmasına ait iş yerinde birlikte çalışmalarından dolayı birbirlerini tanıdıkları, sanığın iş yerinden ayrıldığı dönemde, profil resmi olarak sanığın resminin kullanıldığı ... adlı facebook hesabından, mağdurun facebook hesabına, “Selam Sultan Hanım, nasılsınız?” ve “İnsan bu kadar güzel olunca cevap vermiyor, haklısın da.” şeklinde 16.09.2013 tarihli iki mesaj gönderilmesini müteakip, mağdurun, iş yeri sahibi olan tanık Beşir'den sanığı telefonla arayıp, olayla ilgisinin bulunup bulunmadığını öğrenmesini istediği, mağdurun talebi doğrultusunda, 17.09.2013 günü saat 10.00 sularında, sanığı telefonla arayan tanık Beşir'in konuyu sanığa ilettiği ve sanığın ... adlı facebook hesabı ile bir ilgisinin bulunmadığını ifade ettiği; ancak, bu telefon görüşmesinden yaklaşık 2 saat sonra, ... adlı facebook hesabındaki sanığa ait profil resminin kaldırılıp, profile manzara resmi konulduğu ve aynı gün saat 13.00 sularında, mağdurun iş yerine giderek, onunla tartışan sanığın, ... adlı facebook hesabının sahibi olmadığını ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde başkalarına ait resimlerle rahatlıkla sahte hesaplar açılabileceğini mağdura ispatlama saikiyle ve onun rızası olmaksızın mağdurun facebook profilindeki resmini kullanarak “Nesrin Hülya E.” adıyla yeni bir facebook hesabı açtığı olayda,
Mağdurun kişisel veri niteliğindeki resmini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması sebebiyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle “Nesrin Hülya E.” adlı facebook hesabı üzerinden başkalarının görgüsüne sunan sanık hakkında, genel kastla işlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına, sübuta, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğüne dair sair temyiz itirazlarının reddine,
ancak;
1- ) TCK'nın 136/1. maddesinde seçenek olarak adli para cezasına yer verilmediği ve sanığa hapis cezası hükmedildiği halde, temel ceza tayin edilirken, “takdiren takdiren para cezasının” ibarelerine de yer verilmesi,
2- ) Sanığa verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı TCK'nın 136/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası belirlendikten sonra, “Sanığın üzerine atılı hakaret suçunu alenen işlediği anlaşılmakla TCK'nın 125/4 maddesi uyarınca cezası 1/6 oranında artırılarak sanığın 10 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına,” biçiminde, somut olayla ilgisi ve uygulama alanı bulunmayan TCK'nın 125/4. maddesinin tatbik edilmesi ve artırımdan söz edildiği halde hükmedilen temel cezada indirim yapılıp netice cezanın 10 ay hapis cezası olarak tayin edilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
3- ) TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca, cezası ertelenen sanık hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere ve mahkum olunan ceza süresinden az olmayacak şekilde denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve TCK'nın 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten suç işlemesi durumunda ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin, aynı Kanun'un 51/8. maddesi gereğince denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi durumunda cezasının infaz edilmiş sayılacağının kararda belirtilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerle 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.04.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
TCK 135. Maddesi bir takım kişisel verilerin kaydedilmesi konusunda şöyle der:
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”
Kişinin fotoğrafı, kimlik bilgileri, kişisel e-posta hesabı, meslek bilgileri kişisel verilere dahildir.
Bunun yanı sıra TCK verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme konusunda şunları söylemektedir: “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bir kişinin adına sahte hesap oluşturularak tanıdığı kişiler nezdinde hile ile yanılgıya sebep olunmuş, adına hileli işlemler yapılmış ve menfaat elde edilmiş olabilir.
TCK 157’e göre dolandırıcılık hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak olarak tanımlanmıştır.
Bunun yanında; suç oluşturan fiilin bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde suçun nitelikli olarak tanımlandığı ifade edilir ve TCK 158’e göre iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur .
Ayrıca hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Konu hakkında yargıtay kararı
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
ESAS NO. 2015/13248
KARAR NO. 2017/3108
KARAR TARİHİ. 12.4.2017
BAŞKASINA AİT FACEBOOK PROFİLİNDEKİ KİŞİSEL VERİ NİTELİĞİNDEKİ RESMİ KULLANARAK YENİ BİR FACEBOOK HESABI AÇAN KİŞİ HAKKINDA," VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME" SUÇUNDAN MAHKUMİYET KARARI VERİLMESİ GEREKTİĞİ.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ... ile katılan mağdur ...'ın bir müddet aynı kargo firmasına ait iş yerinde birlikte çalışmalarından dolayı birbirlerini tanıdıkları, sanığın iş yerinden ayrıldığı dönemde, profil resmi olarak sanığın resminin kullanıldığı ... adlı facebook hesabından, mağdurun facebook hesabına, “Selam Sultan Hanım, nasılsınız?” ve “İnsan bu kadar güzel olunca cevap vermiyor, haklısın da.” şeklinde 16.09.2013 tarihli iki mesaj gönderilmesini müteakip, mağdurun, iş yeri sahibi olan tanık Beşir'den sanığı telefonla arayıp, olayla ilgisinin bulunup bulunmadığını öğrenmesini istediği, mağdurun talebi doğrultusunda, 17.09.2013 günü saat 10.00 sularında, sanığı telefonla arayan tanık Beşir'in konuyu sanığa ilettiği ve sanığın ... adlı facebook hesabı ile bir ilgisinin bulunmadığını ifade ettiği; ancak, bu telefon görüşmesinden yaklaşık 2 saat sonra, ... adlı facebook hesabındaki sanığa ait profil resminin kaldırılıp, profile manzara resmi konulduğu ve aynı gün saat 13.00 sularında, mağdurun iş yerine giderek, onunla tartışan sanığın, ... adlı facebook hesabının sahibi olmadığını ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde başkalarına ait resimlerle rahatlıkla sahte hesaplar açılabileceğini mağdura ispatlama saikiyle ve onun rızası olmaksızın mağdurun facebook profilindeki resmini kullanarak “Nesrin Hülya E.” adıyla yeni bir facebook hesabı açtığı olayda,
Mağdurun kişisel veri niteliğindeki resmini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması sebebiyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle “Nesrin Hülya E.” adlı facebook hesabı üzerinden başkalarının görgüsüne sunan sanık hakkında, genel kastla işlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına, sübuta, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğüne dair sair temyiz itirazlarının reddine,
ancak;
1- ) TCK'nın 136/1. maddesinde seçenek olarak adli para cezasına yer verilmediği ve sanığa hapis cezası hükmedildiği halde, temel ceza tayin edilirken, “takdiren takdiren para cezasının” ibarelerine de yer verilmesi,
2- ) Sanığa verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı TCK'nın 136/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası belirlendikten sonra, “Sanığın üzerine atılı hakaret suçunu alenen işlediği anlaşılmakla TCK'nın 125/4 maddesi uyarınca cezası 1/6 oranında artırılarak sanığın 10 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına,” biçiminde, somut olayla ilgisi ve uygulama alanı bulunmayan TCK'nın 125/4. maddesinin tatbik edilmesi ve artırımdan söz edildiği halde hükmedilen temel cezada indirim yapılıp netice cezanın 10 ay hapis cezası olarak tayin edilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
3- ) TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca, cezası ertelenen sanık hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere ve mahkum olunan ceza süresinden az olmayacak şekilde denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve TCK'nın 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten suç işlemesi durumunda ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin, aynı Kanun'un 51/8. maddesi gereğince denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi durumunda cezasının infaz edilmiş sayılacağının kararda belirtilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerle 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.04.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
@erolkaranet - 21.07.2017