@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Kadınlar Günüymüş. Güldürmeyin....



 

Takvimler 8 Mart’ı göstermeden günler öncesi medya, kurum ve kuruluşlar davul çalmaya başlamıştı. Hatta adının üzerinde “din” ibaresi olan kurumlar dahi 8 Mart günü dolayısıyla kadınlara hediyeler dağıttığını duyar olmuştuk.
Kadınlar Günü , Dünya Kadınlar Günü, Dünya Çalışan Kadınlar Günü, Dünya Emekçi kadınlar günü.. Ve diğerleri…
Nasıl adlandırırsanız adlandırın.
8 Mart günü hangi akla hizmet ediliyorsa kadınlar günü diye isimlendirilmiş ve sözüm ona kadınlara verilen değerlerin gözden geçirilmesi, kadınların az ya da çok bir hediye ile mutlu edilmesi anlamını taşımaktaymış.
Daha adında bile birleşilmeyen, farklı anlamlar yüklenilen gün için komikten öte bir sonuç çıkmayacağını dikkatle izlediğinizde anlarsınız.
Genellikle sosyalist çevreler tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" adıyla kutlanmaya çalışılan sadece ideolojik bir hedef taşıyan 8 Mart bugüne kadar insanlara çile ve sıkıntı, kargaşa ve kavgayı anımsatmaktan öte gitmemiştir.


Bakın gazetelere, 8 Mart’ın özüne koyduğu çalışan ya da emekçi diye tabir edilen sokağa itilmiş, şiddetin merkezi olmuş, işverenler tarafından sömürü aracı olarak kullanılan, medyada giydirilmiş haline pek rastlanmayan, filmlerde her fırsatta yatağa atılan, senaryolarla doğurduğu çocuğunu kimden olduğuna kendisi bile şaşıran bir kadın imajını göreceksiniz.
Bakın televizyonlara bugün ve yarın… Televizyon ekranlarından dünya kadınlar gününü kutladıktan sonra aynı programda kadınları alenen pazarlama yoluna giden, kadını salt beden olarak ortaya koyan, çıplaklık üzerinden birilerinin salya akıtması ile para kazanan ve bu durumu alkışlayan yüzlerce kadının olduğu bir ülkede kadına senede bir gün çiçek ya da ödül sunmanın anlamsızlığını göreceksiniz.
Ve tüm bunların ardından kadını alıp da senede bir gün üzerine kutlamalar yapmak gerçekten şeref ve edepten nasip almamış bir resim ortaya koymaktadır.
8 Mart 1857 tarihindeki ABD’de tekstil fabrikası yangınında öldürülen yaklaşık 129 kadın işçi anısına Alman Sosyalist parti önerisiyle Danimarka’da kadınlar günü olarak karar verilen 8 Mart'ın Müslüman Türk kadınıyla ilişkilendirilmeye çalışılması hangi çerçeveye konulur, düşünmek lazımdır.
Bir zamanlar kapalı mekânlarda Türkiye’de sadece sosyalistler tarafından kutlanan Kadınlar Günü’nün yasadışı örgütlerin öncülüğünde yayılması ile bugün artık her düşünceden insanların “ayıp olmasın – çağdaş görünelim” fikri altında kutlanması acınmadan öte zavallı bir durumdur.
Hatta 1980 Eylül Askeri hareketinden sonra ki 4 yıl Kadınlar Günü’nün Türkiye’de kutlanmaması dikkate değer değil midir.?
İşin bu noktasında bir koca eşini, bir evlat anasını, bir baba kızını sokağın şerrinden koruyorsa, helalinden ekmek getiriyorsa o kadın için her gün kadınlar günüdür.
Eli öpülen ana, Allah emanet edilerek evinde oturtulan kadın evinin sultanı kraliçesidir. 
Onun rızkını temin etmek için yola çıkan, kız evladına sahip çıkan baba aslında kadınına, kızına her gün değer vermiştir. Onları başının tacı etmiştir. 
Ve değeri bilinen, değer bilen insanlarla aynı çatı altında yaşayan kadınlara 8 Mart dediğinizde gülüp geçer, çünkü onun saadeti her gündür.
Bunun ötesinde işyerlerinde en az sekiz en fazla Allah ne verdiyse çalıştırılan, hakları gasp edilen, cinsel sömürü aracı olarak dahi kullanılan, şiddetin odak noktasında oturtulan kadın için her gün kutlamalar yapsanız ne işe yarar.
8 Mart kimin umurunda olur.
Bugün yapılan toplantılara, yarın gazete sayfalarına bakın.
8 Mart’ı Kadınlar Günü olarak kutlayanlara tek tek bakın. 
Kadını istismar edenleri göreceksiniz. Ve bu tuzağa düşen kadınların yaşadığı gafil anlara şahit olacaksınız
Tepeden tırnağa boyanmış, tırnakları uzun ojeli, yüzleri kozmetiklerle maskelenmiş, saçları envai çeşit boyalarla boyanmış bir takım kadınlar göreceksiniz.
Bedenini dilediğince kullanmayı amaç edinen kadınlar göreceksiniz. 
Kadınım diye sokaklarda dolaşan, televizyonlara çıkıp koca arayan kadınlar göreceksiniz.
Kadınlıktan uzak kalmış kadınlar göreceksiniz.
Allah'ın lanet ettiği millete benzemiş travesti denen kadına özenen erkekler için kendini ayaklar altına atan kadınlar göreceksiniz. 
Oysa bir Müslüman kadın bilir ki kendisini Allah şerefli bir varlık olarak yaratmıştır. 
İslam kadına öyle değer vermiştir ki ayaklarına cennet konulmuş, baş tacı edilmiştir.
Çağdaşlaşma uğruna sürekli kopya edilmeye çalışılan batıda ise kadın takas aracı olarak kullanılmıştır.
Müslümanlar kadına değer verirken Avrupa bataklığında kadın yerlerde sürüklenmiş. Yeni yeni haklara sahip olmaya başlamış. Siz de şimdi bunları taklit ederek meydanlara çıkarak bir halt işlediğinizi sanıyorsunuz.
Siz İslam’ı iyi bilseydiniz, kadınlar gününün anlamsızlığını da bilirdiniz.
Siz İslam’da kadın haklarını bilseydiniz kadın olmaktan gurur duyardınız.
Siz kadın olsaydınız kadınları kullananlara fırsat vermezdiniz.
Kadınlar Günüymüş..
Güldürmeyin.

EROL KARA - 8 Mart 2012
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm