Ortak velayet, boşanmadan sonra da çocuk üzerindeki velayet hakkının evlilik birliği içinde olduğu gibi, anne baba tarafından beraberce kullanılabilmesini ifade eder.
2017 Mart ayında yürürlüğe giren uluslararası bir antlaşma ile boşanmalarda çocukların velayeti konusunda radikal bir değişiklik yapılmış ve yıllarca hukukçuların "olması gereken" diye ısrar ettiği ve bir çok batı ülkesinde geçerli olan “Evliliğin boşanmayla sonlanması halinde ortak velayet " konusunun uygulanabileceği kararları gündeme düşmeye başlamıştı.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun m.336 f.1 hükmüne göre evlilik devam ettiği sürece, velayet hakkı ana ve babaya aittir. Ana ve baba velayeti birlikte, yani ortak kullanır. Boşanma halinde, genellikle velayet eşlerden birine verilir. şeklinde kabul gören düşünce 2016 yılına kadar böyle geçerli idi. Hatta, velayetin, ana babanın her ikisi üzerinde bırakılması, Yargıtay nezdinde kamu düzenine aykırı kabul ediliyordu.
Yargıtay ilk kez 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/15771 E. 2017/1737 K. sayılı kararında “iki yabancı arasında yapılan ortak velayet düzenlemesinin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunun ya da Türk toplumunun temel yapısı ve çıkarlarını ihlal ettiğini söylemenin mümkün olmadığını” söylemiştir. Daha sonra Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18674 E. 2017/13800 K. kararıyla bu kez iki Türk Vatandaşı arasında boşanma kararı veren yabancı mahkemece yapılan ortak velayet düzenlemesini incelemiş ve yine bu hususta kamu düzenine aykırılık görmemiştir. Bu kararlar ışığında Türk mahkemeleri ortak velayet düzenlemesinin tanınması gerektiğine de şartlar uygun olduğunda geçerli saymaya başladı.
14 Mart 1985 tarihinde imzalanan “11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol”un 5. maddesi “Eşler, evlilik bakımından, evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde, kendi aralarındaki ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar açısından eşittir. Bu madde, “ortak velayet hakkını” sağlamasına yol açmaktadır.
Yargıtay ilk kez 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/15771 E. 2017/1737 K. sayılı kararında “iki yabancı arasında yapılan ortak velayet düzenlemesinin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunun ya da Türk toplumunun temel yapısı ve çıkarlarını ihlal ettiğini söylemenin mümkün olmadığını” söylemiştir. Daha sonra Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18674 E. 2017/13800 K. kararıyla bu kez iki Türk Vatandaşı arasında boşanma kararı veren yabancı mahkemece yapılan ortak velayet düzenlemesini incelemiş ve yine bu hususta kamu düzenine aykırılık görmemiştir. Bu kararlar ışığında Türk mahkemeleri ortak velayet düzenlemesinin tanınması gerektiğine de şartlar uygun olduğunda geçerli saymaya başladı.
14 Mart 1985 tarihinde imzalanan “11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol”un 5. maddesi “Eşler, evlilik bakımından, evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde, kendi aralarındaki ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar açısından eşittir. Bu madde, “ortak velayet hakkını” sağlamasına yol açmaktadır.
Derleme @erolkaranet - 02.01.2017 - Güncelleme : 03.10.2022