
Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme tarafından istenilen belgelere ve bilgilere cevap vermeyenler hakkında soruşturma açılır ve TCK 257 uyarınca işlem yapılır
CMK 161/2-4 uyarınca, Adli kolluk görevlileri ve diğer kamu görevlileri, yürütülmekte olan soruşturmayla ilgili ihtiyaç duyulan belgeleri talep eden Cumhuriyet Savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür.
CMK 161/5 uyarınca belge temininde ihmalleri görülen memurlar ve amirleri hakkında cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan soruşturma yapılabilir.
Önemli olan husus özel hukuk tüzel kişilerinin cumhuriyet savcısının veya mahkemenin belge talebine cevap vermemesi halinde ne yapılacağı konusudur. Bu aşamada CMK 332'deki düzenleme bize yol göstermektedir.
CMK 332 uyarınca, suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı,hakim veya mahkemece istenilen belgelere 10 gün içinde cevap verilmesi zorunludur denilmekte ve CMK 332/2'de yaptırım olarak bu hükme aykırılık halinde TCK 257 uyarınca işlem yapılacağı belirtilmektedir. Bilindiği üzere TCK 257 kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanması ile ilgili genel bir düzenlemedir. Ancak CMK 332 de kamu veya özel bir ayrım yapılmadığı görülmekte ve örnek yargıtay kararları uyarınca da özel hukuk tüzel kişilerine karşı da TCK 257 işletilebilmektedir.
T.C
YARGITAY
5.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2012/7527
KARAR NO.2012/8180
KARAR TARİHİ.11/07/2012
''...Adli görevi ihmal suçundan sanık İ... O.'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257/2, 62, 52. maddeleri gereğince 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Muğla Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2012 tarihli ve 2011/375 Esas, 2012/103 sayılı Kararının;
Muğla Sulh Ceza Mahkemesince, şirket yetkilisi olan sanığın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesince yazılan müzekkerelere cevap vermemek suretiyle adli görevi ihmal suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 332. maddesinde yer alan "Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir." şeklindeki düzenleme karşısında kamu görevlisi olmadığı anlaşılan sanığın eyleminin adlî görevi ihmal veya görevi ihmal suçu oluşmayacağı gözetilerek beraetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkümiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/05/2012 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-48-3183-2012/8169/27545 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
CMK'nın 332. maddesinde ?suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında C.Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından? istenilen bilgilere cevap verilmemesi halinin 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesine aykırılık oluşturacağının öngörülmesi, somut olayda bilgi isteyen makamın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi olması hususları nazara alındığında sanığa yüklenen suçun oluşmayacağı ve bu itibarla kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesinin bir fiil hem kabahat, hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceğini, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceğini öngördüğü, sanığın eyleminin müzekkereye cevap vermemek suretiyle emre aykırı davranış niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı biçimde 5237 sayılı TCK'nın 257/2. maddesi uyarınca mahkümiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan hükmün CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın eyleminin karşılığı olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesi uyarınca 100 TL. idari para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
7. CEZA DAİRESİ
ESAS NO: 2010/9822
KARAR NO: 2012/22439
KARAR TARİHİ.13.07.2012
Tebliğname No : K.Y.B. - 2010/183311
Y A R G I T A Y İ L A M I
Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan şüpheli İbrahim Aşikar hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03.11.2009 tarihli ve 2009/9742 soruşturma, 2009/771 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 03.11.2009 tarihli ve 2009/9742 soruşturma, 2009/771 sayılı kararının kaldırılmasına ilişkin mercii Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 08.02.2010 tarihli ve 2009/918 müteferrik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 19.07.2010 gün ve 47730 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının 11.08.2010 gün ve KYB. 2010-183311 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, şüphelinin ödemeden maaş haczi talimatını uygulamama biçimindeki eyleminin memur sayılmaması sebebiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesinde öngörülen kabahati oluşturması karşısında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 08.02.2010 gün ve 2009/918 Müt. sayılı kararının CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2012/11302
KARAR NO.2013/11423
KARAR TARİHİ.27.11.2013
''...Garanti Bankası Kuşadası Şubesinde iş akış yönetmeni olarak çalışan ve mahkemeler tarafından yazılan yazılara cevap vermekle görevli olduğu anlaşılan sanık tarafından, Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesi de karşılıksız çek keşide etme suçundan yapılan yargılama sırasında karşılıksız kalan çeke ilişkin kısmi ödeme yapılıp yapılmadığına dair 02/05/2010-09/06/2010-14/07/2010 ve 22/09/2010 tarihli müzekkerelere cevap verilmediği anlaşılan somut olayda; sadece 22/09/2010 tarihli müzekkere içeriğinde CMK'nın 332/2. maddesinde belirtilen hususları içeren şerh bulunduğu da gözetilerek, söz konusu müzekkerenin sanığın çalıştığı birime hangi tarihte ulaştığını gösterir posta zimmet listesi ve diğer belgelerin getirtilmesinden ve cevap vermeme eylemi sonucu TCK'nın 257/2. maddesinde öngörülen kamu zararı, kişi mağduriyeti veya kişilere haksız kazanç sağlama unsurlarından birinin bulunup bulunmadığının tartışılmasından sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraetine hükmolunması,..
T.C
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2013/4711
KARAR NO.2014/9821
KARAR TARİHİ.16/10/2014
'...CMK'nın 332. maddesinde yer alan suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında C.Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından? istenilen bilgilere cevap verilmemesi halinin 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesine aykırılık oluşturacağının öngörülmesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31/05/2005 tarih ve 2004/11-158 Esas, 2005/58 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, 06/07/2001 tarihinde bankacılık lisansı iptal edilerek T.C. Ziraat Bankasına devredilen Türkiye Emlak Bankası, Türkiye Halk ve T.C. Ziraat Bankalarının, 25/11/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2 ve 5. bentleri uyarınca özel hukuk statüsüne tabi anonim şirket haline dönüştürüldüğü ve personeli hakkında 233 ve 399 sayılı Yasa gücünde kararnamelerin uygulanması olanağının ortadan kaldırılması karşısında Ceza Hukuku uygulamasında (memur) "kamu görevlisi" sayılmayan ve "kamu görevlisi gibi" cezalandırılması olanağı bulunmayan, Ziraat Bankası Edirne Şubesinde yönetmen yardımcısı olarak görev yapan sanığın, Edirne Aile Mahkemesinin 07/12/2010 tarihli tedbir yazısını zamanında işleme koymama şeklindeki eyleminin; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesine göre bir fiil hem kabahat, hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceği, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde ise kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceği nazara alındığında; aynı Kanunun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
5.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2013/7399
KARAR NO.2015/8476
KARAR TARİHİ.18.03.2015
.CMK'nın 332. maddesindeki düzenleme itibariyle, maddede belirtilen yükümlülüğe aykırı davranan kişinin kamu görevlisi olmasının zorunlu olmadığı gözetilip, sanığın "istenilen belgelerin bankada bulunmaması üzerine müşteri ve muhasebecisine ulaşılarak eksik belgelerin temin edilip gönderildiği" şeklindeki savunması üzerinde durularak, 07/10/2010 tarihli celsede tanık olarak dinlenilmesine karar verilen ancak bu ara kararından vazgeçilmemesine rağmen beyanı alınmayan Hasan C'ın dinlenilmesi, ilgili bankada belirtilen konuda sanığın görevlendirilip görevlendirilmediği ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2009 ve 04/12/2009 tarihli yazılarının hangi tarihte bankaya ulaştığı hususlarının sorulması, gerektiğinde zimmet defteri, posta listeleri ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması, eylemin soruşturmanın gecikmesine ve buna bağlı olarak mağduriyete veya kamu zararına neden olup olmadığının belirlenmesi için Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının olayla ilgili 2009/28492 sayılı soruşturma dosyasının safahatı ve akıbetinin araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,...
@erolkaranet - 23.01.2020
Önemli olan husus özel hukuk tüzel kişilerinin cumhuriyet savcısının veya mahkemenin belge talebine cevap vermemesi halinde ne yapılacağı konusudur. Bu aşamada CMK 332'deki düzenleme bize yol göstermektedir.
CMK 332 uyarınca, suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı,hakim veya mahkemece istenilen belgelere 10 gün içinde cevap verilmesi zorunludur denilmekte ve CMK 332/2'de yaptırım olarak bu hükme aykırılık halinde TCK 257 uyarınca işlem yapılacağı belirtilmektedir. Bilindiği üzere TCK 257 kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanması ile ilgili genel bir düzenlemedir. Ancak CMK 332 de kamu veya özel bir ayrım yapılmadığı görülmekte ve örnek yargıtay kararları uyarınca da özel hukuk tüzel kişilerine karşı da TCK 257 işletilebilmektedir.
T.C
YARGITAY
5.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2012/7527
KARAR NO.2012/8180
KARAR TARİHİ.11/07/2012
''...Adli görevi ihmal suçundan sanık İ... O.'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257/2, 62, 52. maddeleri gereğince 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Muğla Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2012 tarihli ve 2011/375 Esas, 2012/103 sayılı Kararının;
Muğla Sulh Ceza Mahkemesince, şirket yetkilisi olan sanığın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesince yazılan müzekkerelere cevap vermemek suretiyle adli görevi ihmal suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 332. maddesinde yer alan "Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir." şeklindeki düzenleme karşısında kamu görevlisi olmadığı anlaşılan sanığın eyleminin adlî görevi ihmal veya görevi ihmal suçu oluşmayacağı gözetilerek beraetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkümiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/05/2012 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-48-3183-2012/8169/27545 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
CMK'nın 332. maddesinde ?suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında C.Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından? istenilen bilgilere cevap verilmemesi halinin 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesine aykırılık oluşturacağının öngörülmesi, somut olayda bilgi isteyen makamın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi olması hususları nazara alındığında sanığa yüklenen suçun oluşmayacağı ve bu itibarla kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesinin bir fiil hem kabahat, hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceğini, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceğini öngördüğü, sanığın eyleminin müzekkereye cevap vermemek suretiyle emre aykırı davranış niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı biçimde 5237 sayılı TCK'nın 257/2. maddesi uyarınca mahkümiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan hükmün CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın eyleminin karşılığı olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesi uyarınca 100 TL. idari para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
7. CEZA DAİRESİ
ESAS NO: 2010/9822
KARAR NO: 2012/22439
KARAR TARİHİ.13.07.2012
Tebliğname No : K.Y.B. - 2010/183311
Y A R G I T A Y İ L A M I
Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan şüpheli İbrahim Aşikar hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03.11.2009 tarihli ve 2009/9742 soruşturma, 2009/771 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 03.11.2009 tarihli ve 2009/9742 soruşturma, 2009/771 sayılı kararının kaldırılmasına ilişkin mercii Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 08.02.2010 tarihli ve 2009/918 müteferrik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 19.07.2010 gün ve 47730 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının 11.08.2010 gün ve KYB. 2010-183311 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, şüphelinin ödemeden maaş haczi talimatını uygulamama biçimindeki eyleminin memur sayılmaması sebebiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesinde öngörülen kabahati oluşturması karşısında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 08.02.2010 gün ve 2009/918 Müt. sayılı kararının CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2012/11302
KARAR NO.2013/11423
KARAR TARİHİ.27.11.2013
''...Garanti Bankası Kuşadası Şubesinde iş akış yönetmeni olarak çalışan ve mahkemeler tarafından yazılan yazılara cevap vermekle görevli olduğu anlaşılan sanık tarafından, Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesi de karşılıksız çek keşide etme suçundan yapılan yargılama sırasında karşılıksız kalan çeke ilişkin kısmi ödeme yapılıp yapılmadığına dair 02/05/2010-09/06/2010-14/07/2010 ve 22/09/2010 tarihli müzekkerelere cevap verilmediği anlaşılan somut olayda; sadece 22/09/2010 tarihli müzekkere içeriğinde CMK'nın 332/2. maddesinde belirtilen hususları içeren şerh bulunduğu da gözetilerek, söz konusu müzekkerenin sanığın çalıştığı birime hangi tarihte ulaştığını gösterir posta zimmet listesi ve diğer belgelerin getirtilmesinden ve cevap vermeme eylemi sonucu TCK'nın 257/2. maddesinde öngörülen kamu zararı, kişi mağduriyeti veya kişilere haksız kazanç sağlama unsurlarından birinin bulunup bulunmadığının tartışılmasından sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraetine hükmolunması,..
T.C
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2013/4711
KARAR NO.2014/9821
KARAR TARİHİ.16/10/2014
'...CMK'nın 332. maddesinde yer alan suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında C.Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından? istenilen bilgilere cevap verilmemesi halinin 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesine aykırılık oluşturacağının öngörülmesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31/05/2005 tarih ve 2004/11-158 Esas, 2005/58 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, 06/07/2001 tarihinde bankacılık lisansı iptal edilerek T.C. Ziraat Bankasına devredilen Türkiye Emlak Bankası, Türkiye Halk ve T.C. Ziraat Bankalarının, 25/11/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2 ve 5. bentleri uyarınca özel hukuk statüsüne tabi anonim şirket haline dönüştürüldüğü ve personeli hakkında 233 ve 399 sayılı Yasa gücünde kararnamelerin uygulanması olanağının ortadan kaldırılması karşısında Ceza Hukuku uygulamasında (memur) "kamu görevlisi" sayılmayan ve "kamu görevlisi gibi" cezalandırılması olanağı bulunmayan, Ziraat Bankası Edirne Şubesinde yönetmen yardımcısı olarak görev yapan sanığın, Edirne Aile Mahkemesinin 07/12/2010 tarihli tedbir yazısını zamanında işleme koymama şeklindeki eyleminin; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesine göre bir fiil hem kabahat, hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceği, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde ise kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceği nazara alındığında; aynı Kanunun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
5.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2013/7399
KARAR NO.2015/8476
KARAR TARİHİ.18.03.2015
.CMK'nın 332. maddesindeki düzenleme itibariyle, maddede belirtilen yükümlülüğe aykırı davranan kişinin kamu görevlisi olmasının zorunlu olmadığı gözetilip, sanığın "istenilen belgelerin bankada bulunmaması üzerine müşteri ve muhasebecisine ulaşılarak eksik belgelerin temin edilip gönderildiği" şeklindeki savunması üzerinde durularak, 07/10/2010 tarihli celsede tanık olarak dinlenilmesine karar verilen ancak bu ara kararından vazgeçilmemesine rağmen beyanı alınmayan Hasan C'ın dinlenilmesi, ilgili bankada belirtilen konuda sanığın görevlendirilip görevlendirilmediği ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2009 ve 04/12/2009 tarihli yazılarının hangi tarihte bankaya ulaştığı hususlarının sorulması, gerektiğinde zimmet defteri, posta listeleri ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması, eylemin soruşturmanın gecikmesine ve buna bağlı olarak mağduriyete veya kamu zararına neden olup olmadığının belirlenmesi için Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının olayla ilgili 2009/28492 sayılı soruşturma dosyasının safahatı ve akıbetinin araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,...
@erolkaranet - 23.01.2020