Beyoğlu müftüsü Beyoğlu ilçesinde faaliyette bulunan Abdusselâm Kursu'ndan mezun olan yeni hafızların icazet merasiminde âdet üzere bir konuşma yapıyor.
Konuşmasında "hafızlar çöplüğü" diye bir söz dizinini dilinden düşürüyor ve kıyamet kopuyor.
Olur olmaz bu söz üzerine bir kaşık suda fırtına kopartanlar neredeyse müftüyü infaz memuru gibi aforoz etmeye çalışıyor
Pekala, resmi rakamı 200 bini geçen ve gayri resmi her beldede yüzlerce oluşmaya başlayan hafız durumundaki kişilerin hafız olduğuna kanaat getirecek kaç kişi bu memlekette var, merak ediyorum.
Aylar önce yazmıştım "Sahi, bizim kaç hafızımız var" (*) diye..
Hafızın tanımını yapmış ve sormuştuk... "Bunlar "Hafız" mı "aaafız" mı? Bunların kaçı "Kelam"a kaçı "maaş"a hademe, hizmetkar..."
Şu bilinmeli ki, Kur'an-ı Kerim'i baştan aşağıya kuru kuruna ezberleyen İslami anlamda hafız değildir. Bunlara hafız derseniz gerçek hafızlara hakaret etmiş olursunuz.
Bu türlere farklı bir sıfatla hitap edilmeli. Kur'an okuyucusu gibi, Kuran kari'si..vs.. Ve dahi bilinemli ki "Kuran-ı Kerim'i ezberlemiş olana Kâri" denir. Ve konuya girmeyeceğim.
Hafız kelime olarak alışılagelmiş halk arasında kullanılan basit, adiyane bir kelime olmamalı.. Değil de.. Kuru kuruya ezberciye hafız diyenler halt etmiş oluyor. !
Müftüyü kınayanlardan biri önce " Sanırım hafızlığı yapıp sonradan onu ezberlediği gibi muhafaza edemeyen hafızlarımızı kasdetmiş." deyip ardından "kafasındaki niyet böyle bir şey olsa bile çöplük kelimesi ile Yüce kelâmın hıfzedilmesi demek olan hafızlık kelimesinin yan yana getirilmesi oldukça edeb dışı, hafızlığa ve hafızlara hürmetsizlik demektir."diye kendi içinde çelişkiye düşmek üzereyken sormak isteriz.
Siz bir müftü olarak meslektaşınızı bu cümleyle eleştirmeden önce sınavlara tabi tutup görevlendirdiğiniz hafızlıktan çok uzak sadece iş edinme ya da hafız desinler diye Kur'an ezberleyenlere ne diyorsunuz.
Tarihe, geriye dönüp bakın hafız kelimesinin gerçek anlamını omuzlarına yüklemiş ve öldükten sonra dahi saygıyla hafız denilerek anılmaslarına sebep oluna kişilerin aşağılanmasına neden olan günümüz ezbercilerine neden iki kelam etmiyorsunuz.
Hatta yazısında diyalog kurduğu kişiyi dahi sorgulamalı...
Bir radyo yayıncılığından sonra Diyanet camiasında görev alan kişinin görevini yaparken dahi kendisini solist cemaati seyirci zannetme gafletinde olduğunu, kıldırdığı namazlarda bidatlere sebep olduğuna ben şahidim. Ve o imam ki son aylardaki popülerliğini camiyi necasetle dolduran kedilerden almış, zaten Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin sevdalıların doldurduğu cemaate ayrıca bir kaykısı da olmamıştır. Müftüyü yeren kişi o kişi ile mi haklılığını ispat edecektir
Beyoğlu müftüsünü de onu eleştiren diğer zatı muhteme müftüyü de şahsen tanımam.
Ancak günümüz "hafız" öznesi ile yad edilen yeni yetmelerin bir enflasyona sebep olduğu hatta tabir kaba gelmiş olsa da müftü beyin dediği gibi hafızlık müessesini çöplüğe döndürmeyeceğini kim iddia ediyor.
Ezberlediği Kur'ana saygısı olmayan, yaşamasını bırak onu temsilden uzak din-i İslamı dahi eksik ve gösterişle, makam, mevki, geçim kaynağı üzerinden kullanmaya kalkanın ciddiyetinden ne kadar söz edilir.
Geçen hafta tanık olduğum icazet programında yeni yetme hafız tanıtılırken kurs sorumlusu aynen şunu söylüyor. "İcazet alacak olan kardeşimiz bundan sonraki hayatını babasına ait işyerinde çalışarak geçerecek"
Verme kardeşim, böylesine icazet belgesini de, hafızlığı da verme.. Kendine, emeğine saygın yoksa dinine karşı sorumlu ol ve buna hafız dedirtme, gitsin kendi işiyle anılsın" diyeceğim de haddimiz değildi. Sustuk.
Yazık ki onca yıl hafız yetiştirme derdinde olan samimi hocaefendilerin emeklerinin ardından icazet sonrası dünyevi işle meşgul olup, hafız gibi yaşamaktan, hafız olmanın bilinçsizliğinde yaşayıp gidenler hafızlığı değersizleştiriyor, bayağılaştırıyor ve saygısızlaştırıyor.
Gerçeğe parmak basını değil o kelimeyi söyleten zevata yüklenilmiyor, edebiyat yapma kaygısı ile verip veriştiryor
Bu yazıyı yazarken "Beyoğlu Müftüsü'nden 'hafızlık' açıklaması" diye haber geliyor.
Müftü bey efendilik etmiş, geri adım atıyor.
Üzülmüştüm. Sözünün arkasında durmalı idi.
Yanlış anlaşıldığından dem vurmuş. Keşke yapmasaydı
"İŞTE O AÇIKLAMA
29.05.2016 tarihinde ilçemiz Abdüsselam Kur'an Kursu'nun hafızlık icazet merasimi yapılmıştır. Burada hafızlığın önemini ve değerini vurguladığım, hafız olduktan sonra bunu korumanın önemine dikkat çektiğim konuşmamda geçen "Türkiye Hafızlık Çöplüğüne Dönüşmesin" şeklindeki ifadem bağlamından koparılarak yanlış yorumlanmış ve sosyal medyada gündem yapılmıştır.
Bilindiği gibi Türkiye'de her yıl yüzlerce hafız yetişmektedir. Bu ülkemiz açısından gurur verici bir durumdur. Bunun yanında nice hafız kardeşlerimiz de hafızlığını geliştirmek yerine ihmal etmekte ve zamanla kaybetmektedir. Hafızlık merasiminde tamamen hafızlığın korunmasına yönelik olarak yapmış olduğum konuşmanın ana ekseninin değil de sadece bir cümlesinin bağlamından koparılarak gündeme getirilmesinden son derece rahatsız oldum. Hafız olan, hatimle teravih namazı kıldıran birisi olarak bu şekilde gündeme gelmeyi hiç istemezdim. Burada kastım hafızlığa sahip çıkılmasıdır. Kamuoyuna saygıyla arz ederim."
Ve unutmamalı ki... Tekrarlıyorum..
Daru’l-Huffaz ve Daru’l-Kurrâlar kurulmadıkça, Daru’l- Huffaza olmadıkça Aşere ve Takrib öğretilmedikçe, Hafızlığa ilk adım atılan bugünkü müesseseler sadece "balon" olarak kalır
Bizlerin “Ben Kitab-ı kebir'i, Kur'an-ı nasıl muhafaza edebilirim" diyebilecek ve Hazreti Allah'ın meth ettiği hafızlara ihtiyacımız var.
O müftü "hafız çöplüğüne" dönecek derken hafız olmayan hafızlardan duyduğu endişe için demiştir. Önemli bir yaraya basmıştır.
Ben o kanaattayım.
Bir hadisi şerifle yazımı noktalıyor, aşağıya linkini verdiğim yazımı da okumanızı tavsiye ederim
Cafer-i Sadık, bir hadis rivayetinde “…İlerde Kur’an hafızları çıkacak ve şöyle diyecekler: "Bizden daha iyi okuyan kimse var mı? Bizden daha âlim var mı? Bizden daha fakih var mı? "Hz. Peygamber onlarla ilgili olarak ashabına şunları dedi: Onlarda hayır adına bir şeyin bulunduğunu düşünüyor musunuz? Ashab: Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dedi. Hz. Peygamber; "onlar bizim ümmetimizdendirler, ancak, cehennem yakıtıdırlar," buyurdu.
(*) Sahi Bizim Kaç Hafızımız Var
Erol Kara - 01.06.2016
Konuşmasında "hafızlar çöplüğü" diye bir söz dizinini dilinden düşürüyor ve kıyamet kopuyor.
Olur olmaz bu söz üzerine bir kaşık suda fırtına kopartanlar neredeyse müftüyü infaz memuru gibi aforoz etmeye çalışıyor
Pekala, resmi rakamı 200 bini geçen ve gayri resmi her beldede yüzlerce oluşmaya başlayan hafız durumundaki kişilerin hafız olduğuna kanaat getirecek kaç kişi bu memlekette var, merak ediyorum.
Aylar önce yazmıştım "Sahi, bizim kaç hafızımız var" (*) diye..
Hafızın tanımını yapmış ve sormuştuk... "Bunlar "Hafız" mı "aaafız" mı? Bunların kaçı "Kelam"a kaçı "maaş"a hademe, hizmetkar..."
Şu bilinmeli ki, Kur'an-ı Kerim'i baştan aşağıya kuru kuruna ezberleyen İslami anlamda hafız değildir. Bunlara hafız derseniz gerçek hafızlara hakaret etmiş olursunuz.
Bu türlere farklı bir sıfatla hitap edilmeli. Kur'an okuyucusu gibi, Kuran kari'si..vs.. Ve dahi bilinemli ki "Kuran-ı Kerim'i ezberlemiş olana Kâri" denir. Ve konuya girmeyeceğim.
Hafız kelime olarak alışılagelmiş halk arasında kullanılan basit, adiyane bir kelime olmamalı.. Değil de.. Kuru kuruya ezberciye hafız diyenler halt etmiş oluyor. !
Müftüyü kınayanlardan biri önce " Sanırım hafızlığı yapıp sonradan onu ezberlediği gibi muhafaza edemeyen hafızlarımızı kasdetmiş." deyip ardından "kafasındaki niyet böyle bir şey olsa bile çöplük kelimesi ile Yüce kelâmın hıfzedilmesi demek olan hafızlık kelimesinin yan yana getirilmesi oldukça edeb dışı, hafızlığa ve hafızlara hürmetsizlik demektir."diye kendi içinde çelişkiye düşmek üzereyken sormak isteriz.
Siz bir müftü olarak meslektaşınızı bu cümleyle eleştirmeden önce sınavlara tabi tutup görevlendirdiğiniz hafızlıktan çok uzak sadece iş edinme ya da hafız desinler diye Kur'an ezberleyenlere ne diyorsunuz.
Tarihe, geriye dönüp bakın hafız kelimesinin gerçek anlamını omuzlarına yüklemiş ve öldükten sonra dahi saygıyla hafız denilerek anılmaslarına sebep oluna kişilerin aşağılanmasına neden olan günümüz ezbercilerine neden iki kelam etmiyorsunuz.
Hatta yazısında diyalog kurduğu kişiyi dahi sorgulamalı...
Bir radyo yayıncılığından sonra Diyanet camiasında görev alan kişinin görevini yaparken dahi kendisini solist cemaati seyirci zannetme gafletinde olduğunu, kıldırdığı namazlarda bidatlere sebep olduğuna ben şahidim. Ve o imam ki son aylardaki popülerliğini camiyi necasetle dolduran kedilerden almış, zaten Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin sevdalıların doldurduğu cemaate ayrıca bir kaykısı da olmamıştır. Müftüyü yeren kişi o kişi ile mi haklılığını ispat edecektir
Beyoğlu müftüsünü de onu eleştiren diğer zatı muhteme müftüyü de şahsen tanımam.
Ancak günümüz "hafız" öznesi ile yad edilen yeni yetmelerin bir enflasyona sebep olduğu hatta tabir kaba gelmiş olsa da müftü beyin dediği gibi hafızlık müessesini çöplüğe döndürmeyeceğini kim iddia ediyor.
Ezberlediği Kur'ana saygısı olmayan, yaşamasını bırak onu temsilden uzak din-i İslamı dahi eksik ve gösterişle, makam, mevki, geçim kaynağı üzerinden kullanmaya kalkanın ciddiyetinden ne kadar söz edilir.
Geçen hafta tanık olduğum icazet programında yeni yetme hafız tanıtılırken kurs sorumlusu aynen şunu söylüyor. "İcazet alacak olan kardeşimiz bundan sonraki hayatını babasına ait işyerinde çalışarak geçerecek"
Verme kardeşim, böylesine icazet belgesini de, hafızlığı da verme.. Kendine, emeğine saygın yoksa dinine karşı sorumlu ol ve buna hafız dedirtme, gitsin kendi işiyle anılsın" diyeceğim de haddimiz değildi. Sustuk.
Yazık ki onca yıl hafız yetiştirme derdinde olan samimi hocaefendilerin emeklerinin ardından icazet sonrası dünyevi işle meşgul olup, hafız gibi yaşamaktan, hafız olmanın bilinçsizliğinde yaşayıp gidenler hafızlığı değersizleştiriyor, bayağılaştırıyor ve saygısızlaştırıyor.
Gerçeğe parmak basını değil o kelimeyi söyleten zevata yüklenilmiyor, edebiyat yapma kaygısı ile verip veriştiryor
Bu yazıyı yazarken "Beyoğlu Müftüsü'nden 'hafızlık' açıklaması" diye haber geliyor.
Müftü bey efendilik etmiş, geri adım atıyor.
Üzülmüştüm. Sözünün arkasında durmalı idi.
Yanlış anlaşıldığından dem vurmuş. Keşke yapmasaydı
"İŞTE O AÇIKLAMA
29.05.2016 tarihinde ilçemiz Abdüsselam Kur'an Kursu'nun hafızlık icazet merasimi yapılmıştır. Burada hafızlığın önemini ve değerini vurguladığım, hafız olduktan sonra bunu korumanın önemine dikkat çektiğim konuşmamda geçen "Türkiye Hafızlık Çöplüğüne Dönüşmesin" şeklindeki ifadem bağlamından koparılarak yanlış yorumlanmış ve sosyal medyada gündem yapılmıştır.
Bilindiği gibi Türkiye'de her yıl yüzlerce hafız yetişmektedir. Bu ülkemiz açısından gurur verici bir durumdur. Bunun yanında nice hafız kardeşlerimiz de hafızlığını geliştirmek yerine ihmal etmekte ve zamanla kaybetmektedir. Hafızlık merasiminde tamamen hafızlığın korunmasına yönelik olarak yapmış olduğum konuşmanın ana ekseninin değil de sadece bir cümlesinin bağlamından koparılarak gündeme getirilmesinden son derece rahatsız oldum. Hafız olan, hatimle teravih namazı kıldıran birisi olarak bu şekilde gündeme gelmeyi hiç istemezdim. Burada kastım hafızlığa sahip çıkılmasıdır. Kamuoyuna saygıyla arz ederim."
Ve unutmamalı ki... Tekrarlıyorum..
Daru’l-Huffaz ve Daru’l-Kurrâlar kurulmadıkça, Daru’l- Huffaza olmadıkça Aşere ve Takrib öğretilmedikçe, Hafızlığa ilk adım atılan bugünkü müesseseler sadece "balon" olarak kalır
Bizlerin “Ben Kitab-ı kebir'i, Kur'an-ı nasıl muhafaza edebilirim" diyebilecek ve Hazreti Allah'ın meth ettiği hafızlara ihtiyacımız var.
O müftü "hafız çöplüğüne" dönecek derken hafız olmayan hafızlardan duyduğu endişe için demiştir. Önemli bir yaraya basmıştır.
Ben o kanaattayım.
Bir hadisi şerifle yazımı noktalıyor, aşağıya linkini verdiğim yazımı da okumanızı tavsiye ederim
Cafer-i Sadık, bir hadis rivayetinde “…İlerde Kur’an hafızları çıkacak ve şöyle diyecekler: "Bizden daha iyi okuyan kimse var mı? Bizden daha âlim var mı? Bizden daha fakih var mı? "Hz. Peygamber onlarla ilgili olarak ashabına şunları dedi: Onlarda hayır adına bir şeyin bulunduğunu düşünüyor musunuz? Ashab: Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dedi. Hz. Peygamber; "onlar bizim ümmetimizdendirler, ancak, cehennem yakıtıdırlar," buyurdu.
(*) Sahi Bizim Kaç Hafızımız Var
Erol Kara - 01.06.2016