Mehmet Görmez Başkan’ın Camideki Çocukları…
Başkan olduğu yıllardan beri Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez her yıl aynı sözleri söylemekte.. Bu yıl biraz daha acıtacak şekilde aynı sözünü tekrarladı.
“ Camide çocuklara kızan camiye gelmesin”

Yok artık, bu nasıl bir sözdür.. Bir yandan camiye adam kazandırmak için faaliyetler yaptır, diğer yandan “camiye gelmeyin” diye fetva ver…
Tezat.. Yanlış.. Aykırı ve Diyanetten sorumlu birine yakışmayan beyanat…
Sayın Başkanım… Gerekirse yani ibadet sırasında huzuru, maneviyatı, ortamı çocuk bozacaksa ve fıkıh âlimleri de bu konuda kesin çizgiler çizmişse hiç kusura bakma çocuk dışarı…

Kimse kimseyi mümeyyiz olmayan biri için, namaz kılması üzerine farz olmayan birilerini camiden dışarı çıkmasına, çıkartılmasına, camiyi yasak etmesi yönünde zor kullanması mümkün değildir.
Hatta Fetih Suresi 25. Ayeti hatırlatmak istemem, benden iyi biliyorsunuz…
Şimdi çocukların camiye gelmesine, saflarda yer almasına kesinlikle karşı değiliz. Olmayız, Oldurmayız. Ancak hangi çocukların geleceğine karar vermek lazım.
Hele hele camilerin ibadet bölümlerinde oyun alanlarının açılmasına da kesinlikle karşıyız.
Olmaz, olamaz..
Kaş yapalım derken göz çıkartmanın da alemi yok..
Namaza, camiye gelenlere engel olunmaz, olunmaz.

Sayın Başkan da “yanlış anlaşıldım” deyip özür dilemeli. İmamlar da, müezzinler de, cami görevlileri de rahat bir nefes alsın.
Adamlar korkusundan bir şey diyemedikleri camiyi altına üstüne getirip, namaz kılanları nefret boyutuna taşıyan çocukları da engellemenin çözümüne kavuşmalı.
Cami terbiyesi verilmemiş çocukların camiye gelmeleri konusunda düşünmek lazım. Her çocuk Sayın Görmez’in hayalindeki çocuk değil.. Öyle semtler, öyle mahalleler var ki çocuklar adeta şeytanın bir oyuncağı..

Bu çocuklara bir de cami adabından uzak anne baba eklerseniz katmerli bir afet oluyor. Hatta “saldım çayır mevlam kayıra” tarzı ailesi tarafından “sokakta oynasın, ne hali varsa görsün” anlayışı içerisinde bulunan bir çok yaşam yerinde çocukların kimlere ne kadar zarar verdiği bilinen bir gerçektir. Bu türlerin sahipsiz şekilde camiye dalıp savaş alanına çevirmeleri işten bile değildir.

Çocuklar camiye gelsin ama hangi çocukların buna karar vermek lazım.
Camiye oyun parkı kurmak, futbol sahasına çevirmek, basket alanı yapmak, masa tenisi yerleştirmek caminin saygınlığını alır götürür.
Bunları yaparak cami amacından çıkar kapalı spor salonuna döner..
O zaman “cemaate devam ediniz, cemaatle namaz kılınız” hadisi şerifi de mutlak surette amacından çıkar, isyana dönüşür, unutulur, gider.
Sen camide çocuk disiplinini adam et ben camiye gelen çocuğa kızmayayım. Hatta ödül vereyim, baş tacı edeyim.
Polise, askere taş atan çocukların olduğu ortamlarda camde çocuk açtı, camide çocuklar çiçek gibi diyemiyoruz.
Huzur bulmak, ruhen yaratanla tek vücut olacağım camilerde çocuk zırıltısı da, çocukların fahiş hal ve hareketleriyle karşılaşmak asla istemem.
Sayın Başkan çok istiyorsa çocuklarla iç içe hele hele varoş çocuklarının bolca bulunduğu yerde ikamet etsin de biz de ne oluyor bakalım.
Çocuklar camide olsun deyince saf tutmasını bilecek, camide Allahın varlığını hissedecek, terbiye sınırları içinde yer alacak çocuklardan söz ediyoruz.
Oyun oynatarak, oyun parkı kurarak camide saf olmayı, namaza, Kurana saygın bir nesil yetiştiremeyiz. Bu imkansız. Oyun varken safa kim girer, namaz sırasında kim sessiz olur. Akıl almıyor
Bitmedi..

Saf düzeni diye bir şey var. Hal ilminde her cahil bilir. İmamın arkasındaki saf, sonraki saf ve çocukların, kadınların safı diye bir kurallar zinciri var.
Düşünün, şu an artık görmeye bolca başladığımız.
İmamın arkasında kısa şortlu 5-10 yaşlarında hatta 3-5 yaşlarında çocuklar, üçü beşi bir arada…. Bunlar mı imama vekâlet edecek, imamı düzeltecek, …
Bir de kıpır kıpır olunca nasıl huşuya gireceğiz.. Şeytan ve nefis zaten namazda huşuya izin vermiyor, bir de önünde zıp zıp bir çocuk.
Hatta baloknlu camilerde elinde ne varsa aşağıya, namaz kılanların üzerine atan çocuklar.. Tespihler, şekerler, cipsler, dondurma artıkları, çer çöp..
Halıya işeyen çocuklara müdahale etmekten yoksun anneler, babalar
Yok artık..
Bir disiplinli yer cami kalmıştı, başkanın çocuk hevesi onu da yok edecek.
Camiye gelen kim olursa olsun cami kavramı, disiplini, saygınlığı, hassasiyeti, kuralı kaidesi neyse bilerek gelecek.

Daha cami adabı bilmeyen büyükler varken, kahveye, parka, pazara, çarşıye girer gibi camiye girenyetişkinler varken, şimdi son versiyonla uğraş.
Bir de elinde cep telefonu, tablet ile camide oyun oynayan, film seyreden biraz daha çocuksular.. Açılan müzik sesi, oyun sesi..
Bizler arka saflarda sessizce büyükleri takip eden çocuklara karş değiliz.. Ne var ki ipini kopartmış çocukta istemiyoruz. Ön saflarda namaza zarar veren de istemiyoruz. Hiç kimse evinin yanı başındaki mescitte namaz kıldırdığı için, torunlarıyla içice yaşayan, sabırlar sabırı, örnek insan Hazreti Muhammed Aleyhisselamın büyüklere dahi örnek davranışlarda bulunmuş Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (rah)’ı günümüz çocuklarıyla aynı kefeye koymasın..
O günleri de aynı kefeye koyup, örnek vermesin.
Camiye getirilecek çocuk önce evde yetiştirilsin. Namaz saatleri dışında anne baba cami atmosferini bireysel öğretsin. Sonra önce gündüz sonra sonra diğer vakitlerde namaz saflarında arkadan başlamak üzere öğretsin..
Çocuklarıyla camiye namaz gelen ana baba asla ön safta değil çocukların safı olan en arka safta yer almaları gerekir.
Eğitimsiz çocukların ön saflarda yer alması şimdilik mümkün değildir. Oyun alanlarının camilerde yer alması da asla mümkün değildir.
Erol Kara – 20.06.2016
Başkan olduğu yıllardan beri Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez her yıl aynı sözleri söylemekte.. Bu yıl biraz daha acıtacak şekilde aynı sözünü tekrarladı.
“ Camide çocuklara kızan camiye gelmesin”

Yok artık, bu nasıl bir sözdür.. Bir yandan camiye adam kazandırmak için faaliyetler yaptır, diğer yandan “camiye gelmeyin” diye fetva ver…
Tezat.. Yanlış.. Aykırı ve Diyanetten sorumlu birine yakışmayan beyanat…
Sayın Başkanım… Gerekirse yani ibadet sırasında huzuru, maneviyatı, ortamı çocuk bozacaksa ve fıkıh âlimleri de bu konuda kesin çizgiler çizmişse hiç kusura bakma çocuk dışarı…

Kimse kimseyi mümeyyiz olmayan biri için, namaz kılması üzerine farz olmayan birilerini camiden dışarı çıkmasına, çıkartılmasına, camiyi yasak etmesi yönünde zor kullanması mümkün değildir.
Hatta Fetih Suresi 25. Ayeti hatırlatmak istemem, benden iyi biliyorsunuz…
Şimdi çocukların camiye gelmesine, saflarda yer almasına kesinlikle karşı değiliz. Olmayız, Oldurmayız. Ancak hangi çocukların geleceğine karar vermek lazım.
Hele hele camilerin ibadet bölümlerinde oyun alanlarının açılmasına da kesinlikle karşıyız.
Olmaz, olamaz..
Kaş yapalım derken göz çıkartmanın da alemi yok..
Namaza, camiye gelenlere engel olunmaz, olunmaz.

Sayın Başkan da “yanlış anlaşıldım” deyip özür dilemeli. İmamlar da, müezzinler de, cami görevlileri de rahat bir nefes alsın.
Adamlar korkusundan bir şey diyemedikleri camiyi altına üstüne getirip, namaz kılanları nefret boyutuna taşıyan çocukları da engellemenin çözümüne kavuşmalı.
Cami terbiyesi verilmemiş çocukların camiye gelmeleri konusunda düşünmek lazım. Her çocuk Sayın Görmez’in hayalindeki çocuk değil.. Öyle semtler, öyle mahalleler var ki çocuklar adeta şeytanın bir oyuncağı..

Bu çocuklara bir de cami adabından uzak anne baba eklerseniz katmerli bir afet oluyor. Hatta “saldım çayır mevlam kayıra” tarzı ailesi tarafından “sokakta oynasın, ne hali varsa görsün” anlayışı içerisinde bulunan bir çok yaşam yerinde çocukların kimlere ne kadar zarar verdiği bilinen bir gerçektir. Bu türlerin sahipsiz şekilde camiye dalıp savaş alanına çevirmeleri işten bile değildir.

Çocuklar camiye gelsin ama hangi çocukların buna karar vermek lazım.
Camiye oyun parkı kurmak, futbol sahasına çevirmek, basket alanı yapmak, masa tenisi yerleştirmek caminin saygınlığını alır götürür.
Bunları yaparak cami amacından çıkar kapalı spor salonuna döner..
O zaman “cemaate devam ediniz, cemaatle namaz kılınız” hadisi şerifi de mutlak surette amacından çıkar, isyana dönüşür, unutulur, gider.
Sen camide çocuk disiplinini adam et ben camiye gelen çocuğa kızmayayım. Hatta ödül vereyim, baş tacı edeyim.
Polise, askere taş atan çocukların olduğu ortamlarda camde çocuk açtı, camide çocuklar çiçek gibi diyemiyoruz.
Huzur bulmak, ruhen yaratanla tek vücut olacağım camilerde çocuk zırıltısı da, çocukların fahiş hal ve hareketleriyle karşılaşmak asla istemem.
Sayın Başkan çok istiyorsa çocuklarla iç içe hele hele varoş çocuklarının bolca bulunduğu yerde ikamet etsin de biz de ne oluyor bakalım.
Çocuklar camide olsun deyince saf tutmasını bilecek, camide Allahın varlığını hissedecek, terbiye sınırları içinde yer alacak çocuklardan söz ediyoruz.
Oyun oynatarak, oyun parkı kurarak camide saf olmayı, namaza, Kurana saygın bir nesil yetiştiremeyiz. Bu imkansız. Oyun varken safa kim girer, namaz sırasında kim sessiz olur. Akıl almıyor
Bitmedi..

Saf düzeni diye bir şey var. Hal ilminde her cahil bilir. İmamın arkasındaki saf, sonraki saf ve çocukların, kadınların safı diye bir kurallar zinciri var.
Düşünün, şu an artık görmeye bolca başladığımız.
İmamın arkasında kısa şortlu 5-10 yaşlarında hatta 3-5 yaşlarında çocuklar, üçü beşi bir arada…. Bunlar mı imama vekâlet edecek, imamı düzeltecek, …
Bir de kıpır kıpır olunca nasıl huşuya gireceğiz.. Şeytan ve nefis zaten namazda huşuya izin vermiyor, bir de önünde zıp zıp bir çocuk.
Hatta baloknlu camilerde elinde ne varsa aşağıya, namaz kılanların üzerine atan çocuklar.. Tespihler, şekerler, cipsler, dondurma artıkları, çer çöp..
Halıya işeyen çocuklara müdahale etmekten yoksun anneler, babalar
Yok artık..
Bir disiplinli yer cami kalmıştı, başkanın çocuk hevesi onu da yok edecek.
Camiye gelen kim olursa olsun cami kavramı, disiplini, saygınlığı, hassasiyeti, kuralı kaidesi neyse bilerek gelecek.

Daha cami adabı bilmeyen büyükler varken, kahveye, parka, pazara, çarşıye girer gibi camiye girenyetişkinler varken, şimdi son versiyonla uğraş.
Bir de elinde cep telefonu, tablet ile camide oyun oynayan, film seyreden biraz daha çocuksular.. Açılan müzik sesi, oyun sesi..
Bizler arka saflarda sessizce büyükleri takip eden çocuklara karş değiliz.. Ne var ki ipini kopartmış çocukta istemiyoruz. Ön saflarda namaza zarar veren de istemiyoruz. Hiç kimse evinin yanı başındaki mescitte namaz kıldırdığı için, torunlarıyla içice yaşayan, sabırlar sabırı, örnek insan Hazreti Muhammed Aleyhisselamın büyüklere dahi örnek davranışlarda bulunmuş Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (rah)’ı günümüz çocuklarıyla aynı kefeye koymasın..
O günleri de aynı kefeye koyup, örnek vermesin.
Camiye getirilecek çocuk önce evde yetiştirilsin. Namaz saatleri dışında anne baba cami atmosferini bireysel öğretsin. Sonra önce gündüz sonra sonra diğer vakitlerde namaz saflarında arkadan başlamak üzere öğretsin..
Çocuklarıyla camiye namaz gelen ana baba asla ön safta değil çocukların safı olan en arka safta yer almaları gerekir.
Eğitimsiz çocukların ön saflarda yer alması şimdilik mümkün değildir. Oyun alanlarının camilerde yer alması da asla mümkün değildir.
Erol Kara – 20.06.2016