@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

İcra takibinde yanlış yazılan borçlunun isminin değiştirilmesi





Açılmış olan ilamsız icra takibinde sehven borçlunun adı ve/veya soyadı yanlış yazıldığı farkedilirse ne yapılmalıdır. Ya da alacaklının verdiği bilgiye göre yapılan takipte borçlya gönderilen takip kesinleşir, ardından tebligatı alan kişinin yanlış kişi olduğu, isim soyadı benzerliği olduğu anlaşılırsa ne yapmalıdır ?

Bu durumda aynı takipte düzeltilerek takip devam edilir mi yoksa yeni bir takip mi açılmalıdır

Böyle bir durumda öncelikle borçlunun adının şehven takibe yanlış yazıldığını,, maddi hata olduğunu ve düzeltilmesini yeniden ödeme emri gönderilmesini içerir bir talep açın.

Borçlunun adının düzeltilmiş hali ile düzenlediğiniz ödeme emrini borçluya tebliğ ettirin. Eğer bu ilamsız takip, fatura, sözleşme, vb yazılı bir evraka dayanıyorsa talebinizle beraber bu evrakın bir suretini de (daha önce ibraz etmemiş iseniz) dosyaya sunun.

Reddedilirse şikayet yoluna başvurun. Yargıtay'ın bu konuda benzer kararları mevcut. Borçlu bu yönde itiraz etmemişse maddi hata olduğunun kabul edilmesi gerekir

Örnek yargıtay kararı


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2008/12-404
K. 2008/395
T. 28.5.2008

• ŞİKAYET DAVASI ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

• BORÇLUNUN ADININ SEHVEN YANLIŞ YAZILMASI ( Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - Şikayet Davası Hakkında İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

• MADDİ HATA ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - Satışın Durdurulması İstemi hakkında İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

• SATIŞIN DURDURULMASI ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

1086/m.459
2004/m.16

ÖZET : Borçlunun gerek mal beyanı dilekçesinde, gerekse İcra Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde S'nin kendisi olmadığı ve farklı kişi hakkında takip yapıldığı yönünde bir şikayeti yoktur. Bu durumda alacaklı vekilinin icra dosyasında talep açarak F. yerine borçlunun adının sehven S. şeklinde yazıldığı yönündeki beyanının kabulü gerekir. Anılan maddi hatanın her zaman düzeltilmesi mümkündür. O halde, Mahkemece işin esası incelenerek satışın durdurulması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Lüleburgaz İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 04.07.2007 gün ve 2007/190-179 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 19.11.2007 gün ve 2007/18744-21484 sayılı ilamı ile;

( ... Alacaklı Necatin Mutluer vekili tarafından borçlular Salih Mencik ve İlhan Yenigün haklarında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlulara gönderilen örnek 163 numaralı ödeme emrinin 09.12.2004 tarihinde Salih Mencik'in ( bizzat kendisine ) tebliğ edildiği ve adı geçenin 06.12.2004 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvurarak mal beyanında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu dilekçede borçlu, kendi adını ( Faik Mencik ) olarak yazmış ve takip talebi ve ödeme emrinde yer alan Salih Mencik'in kendisi olmadığı biçiminde şikayette bulunmadan ve hakkındaki takibi benimseyerek bu takipte haczedilen mallar yönünden satışın durdurulmasını istemiştir.

Borçlunun gerek mal beyanı dilekçesinde, gerekse İcra Mahkemesine verdiği 04.07.2007 tarihli dava dilekçesinde Salih Mencik'in kendisi olmadığı ve farklı kişi hakkında takip yapıldığı yönünde bir şikayeti yoktur. Bu durumda alacaklı vekilinin 17.1.2005 tarihinde icra dosyasında talep açarak Faik Mencik yerine borçlunun adının sehven Salih Mencik şeklinde yazıldığı yönündeki beyanının kabulü gerekir. Anılan maddi hatanın her zaman düzeltilmesi mümkündür. Aksinin kabulü haczin kaldırılması ve diğer alacaklıların öne geçmesi... v.s. gibi hak kaybına neden olur.

O halde, Mahkemece işin esası incelenerek satışın durdurulması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.05.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.

*********

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/12179
Karar: 2002/13113
Karar Tarihi: 18.06.2002

Dava: Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Şikayetçi Ü.A.'ın takip talebinde borçlu olarak gösterilen Ü.A. ile ayrı kişi olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu halde borçlunun (Arslanoğlan) olan soyadının takip talebinde ve ödeme emrinde (Arslanoğlu) olarak gösterilmesi maddi hatadan ibaret olup, her zaman düzeltilmesi mümkün nitelikte görüldüğünden şikayetin reddi yerine takibin iptal edilmesine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan sebeple İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

@erolkaranet - 10.04.2019
#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda