@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

Sosyal medya saldırganlığına karşı haklarınız





Sosyal medya, kullanıcılar tarafından oluşturulan verilerin basit, anlık ve iki taraflı olarak paylaşılmasını sağlayan medya türüdür.

Yapılan çeşitli araştırmalara göre kullanıcıların günde ortalama 2 saat 30 dakikası sosyal medyada geçirmekteler. Günümüz dünyasında yaklaşık olarak 3,5 milyar insan internete bağlanmakta, 2,4 milyar kullanıcı ise aktif olarak sosyal mecralarda yer almakta. 3,8 milyar mobil cihaz kullanıcısının 2 milyarı ise sosyal medyayı mobil cihazları üzerinden kullanmaktadır.

Peki bu kadar sık kullanılan bir mecrada yapılan eylemlerin hukuka uygun olup olmadığını kullanıcılar tarafından yeterince düşünülüyor mu ?

Geçtiğimiz yıllarda, gerek sosyal medyanın bu kadar yaygın kullanılmaması, gerek kullanıcıların penceresinde var olan amacını aşmamış olması sebebiyle, sosyal medya üzerinden işlenen suçlar günümüz kadar yaygın değildi. Ancak iletişim ve bilişim alanında meydana gelen gelişmeler, beraberinde söz konusu iletişim araçları üzerinden işlenen suçları da getirmektedir. Günümüz popüler sosyal medya araçları olan Twitter, Facebook, İnstagram; Cumhurbaşkanından sıradan vatandaşa kadar birçok birey için kendilerine karşı işlenen suçların mahalli olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kullanıcılar tarafından gayriihtiyari oluşan kanının aksine, sosyal medya araçları kuralsız değil, hukuk kurallarının uygulama alanı bulduğu bir mecradır. Aslen Ceza Hukuku kapsamında suç tiplerini incelersek, sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirilebilecek suç tipleri azınlıkta değil aksine, suç teşkil edecek eylemin niteliği gereği fiziksel temas gerektirmeyen tüm suç tipleri, sosyal medya ve internet aracılığı ile gerçekleşebilmektedir.

Sosyal medya üzerinden işlenen ve sıklıkla karşılaşılan suç tiplerini sıralayacak olursak;

Hakaret

Madde 125

(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Kişilere Karşı Suçlar kısmı, Şerefe Karşı Suçlar bölümünde 125 ve devamı maddelerinde düzenlenmektedir. Sosyal ağlarda aleni hakaret halinde, maddenin 4. fıkrası uyarınca aleniyet şartının gerçekleşmiş olduğu kabul edilmekte ve suçun cezası ağırlaşmaktadır.

Cinsel taciz

Madde 105

(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Yasa koyucu ”cinsel taciz” suçunun meydana gelebilmesi için, fiziksel teması gerekli görmemiştir. Bu kapsamda sosyal ağ üzerinden cinsel gaye ile tacizin söz konusu olması durumunda söz konusu suç oluşmaktadır.

Tehdit

Madde 106

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Türk Ceza Kanunu, Hürriyete Karşı Suçlar başlığı altında 106 ıncı maddede düzenlenen tehdit suçu, ilk fıkrada belirtilen eylemlerin sosyal ağ üzerinden gerçekleşmesi halinde meydana gelmiş olacaktır. Ek olarak belirtmek isterim ki, söz konusu suçun ağ üzerinden sahte hesap üzerinden işlenmesi halinde maddenin 2 inci fıkrası (b) bendi uyarınca ”kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması” hali meydana gelmiş olacak ve suçun cezası ağırlaştırılacaktır. Tehdit suçuna ilişkin daha kapsamlı bilgilere ”Tehdit” başlıklı makaleden ulaşabilirsiniz.


Haberleşmenin gizliliğini ihlal

Madde 132

(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Bireyler arasındaki yazılı, sözlü ve görsel iletişime ilişkin kayıtların izinsiz yayılması, yayınlanması söz konusu hükümce yasaklanmış ve yaptırıma bağlanmıştır. Bu kapsamda sosyal ağ üzerinden gerçekleşen söz konusu eylem suç teşkil edecektir. Bu durumda söz konusu sosyal ağ aracılığı ile, gizliliği ihlal eden kişi 1 inci fıkra hükmünce, söz konusu ihlali ifşa şeklinde gerçekleştirmesi halinde 2 inci fıkra hükmünce, kendisi ile yapılan iletişimi karşı tarafın muvafakatı olmaksızın ifşa eden kimse ise 3 üncü fıkra hükmünce cezalandırılacaktır.

Özel hayatın gizliliğini ihlal

Madde 134

(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Kişilerin özel hayatlarına ilişkin içerik, bilgi yahut belgelerin izinsiz olarak yayınlanması, Türk Ceza Hukuku kapsamında ”özel hayatın gizliliğinin ihlali” suçunu oluşturmaktadır. Söz konusu içeriklerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve sosyal medyada paylaşılması ek olarak 135 inci madde uyarınca ” KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ ” suçunu da teşkil etmektedir. Söz konusu suçu aşağıda açıklayacağım için burada yalnızca isminin belirtilmesini yeterli görmekteyim.
Kişisel verilerin kaydedilmesi

Madde 135

(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kişisel verilerin kaydedilmesi Türk Ceza Kanunu 135 inci maddede düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası uyarınca eylem, 1 ila 3 yıl arasında hapis cezası ile yaptırıma bağlanmıştır. Örneklendirmek gerekirse, bireyin sosyal medya üzerinden kendi rızasıyla dahi olsa paylaştığı fotoğrafın, rızası dışında kaydedilmesi söz konusu suçun meydana gelmesine sebebiyet verecektir.

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136

(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Türk Ceza Kanunu 136 ıncı maddede ise söz konusu kişisel verilerin yayılması ve yayınlanması suçu düzenlenmiştir. Bu kapsamda yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, söz konusu fotoğrafın, sahibinin rızası olmaksızın başkasına verilmesi veya yayınlanması halinde 136 ıncı madde hükmünce yaptırıma tabi tutulacaktır.

Dolandırıcılık 

Madde 157

(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Bu bakımdan dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Söz konusu suç tanımı ile kişilerin sahip bulunduğu malvarlığı hakkının korunması amaçlanmıştır. Ayrıca, bu suçun işlenişi sırasında hileli davra­nışlar ile kişiler aldatılmaktadır. Bu kapsamda sosyal medya aracılığı ile gerçekleşen hileli davranış üzerine aldatılıp zarara uğranması halinde dolandırıcılık suçu oluşacaktır. Söz konusu zararın miktarı, suçun oluşmasını engelleyici nitelikte olmayacaktır. Dolandırıcılık suçuna ilişkin daha kapsamlı bilgiye “Dolandırıcılık” başlıklı makaleden ulaşabilirsiniz.

Müstehcenlik

Madde 226

(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,

b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,

c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,

d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,

e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,

f) Bu ürünlerin reklamını yapan,

Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Söz konusu maddede müstehçenlik içeren içerik kapsamında gerçekleşebilecek eylemler sonucunda oluşacak suç düzenlenmiştir. Bu kapsamda sıkça karşımıza çıkan maddenin 1 inci fıkrası b bendi uyarınca, söz konusu içeriğin sergilenmesi yahut çocuğa gösterilmesi ve 2 inci fıkrası uyarınca söz konusu içeriğin sosyal ağ üzerinden paylaşılması suç teşkil edecektir.

Önemle belirtmek isterim ki, sosyal ağ üzerinden / aracılığı ile gerçekleşen suçlar bunlarla sınırlı değildir. Açıklamak istediğim yalnızca karşımıza en sık çıkan suç tipleridir. Nitekim tekrar ifade etmekte yarar görüyorum, Türk Ceza Kanununda düzenlenen ve suç teşkil edecek eylemin niteliği gereği fiziksel temas gerektirmeyen tüm suç tipleri, sosyal medya ve internet aracılığı ile gerçekleşebilmektedir.

Ne yazık ki fiili yaşamda dahi suç oranının giderek arttığı günümüzde, sosyal medya gibi soyut mecralarda bu oranın katlanarak arttığını görmekteyiz. Bunun ise öncelikli sebebi, kullanıcıların bilgisayar kullanmakta, daha da önemlisi konumuza ilişkin olarak sosyal medyada yer almakta fazlasıyla bilinçsiz hareket etmesidir.

Bu hususta ilgili otoritelerin kamuyu bilgilendirici çalışmaları yetersiz kalmakta, özellikle daha genç yaştaki kullanıcıların gerçekleştirdikleri eylemlerin niteliğinden dahi habersiz olarak suçlu statüsünde bulunduklarını görmekteyiz. Bu sebepten, sosyal mecralar ile hukukun ilişkisinin kullanıcılara olabildiğince anlatılmak suretiyle, kişilerin sosyal medyaya dahilinde gerçekleştirebilecekleri eylemlerinin hukuk kurallarına tabi olduğunun farkındalığını sağlamak, suçla mücadelede, çözüm odaklı bir yaklaşım olacaktır.



#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda