@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

Iğımbat dağı ve Hüseyin Gazi’nin mezarı





Iğımbat dağı ve Hüseyin Gazi’nin mezarı

Sivas Divriği'nde bulunan Hüseyin Gazi’nin mezarı, Divriği ilçesine hakim  Iğımbat dağının zirvesindedir. Divriği ilçesi bu dağın eteklerinde yer alır.

1959 yılına kadar Hüseyin Gazi’nin mezarı toplama taşlardan ibaretti. Yaklaşık yedi metre uzunluğundaki mezarın etrafı açık olup koruma altında değildi. Yine bu civarda Hüseyin Gazi’nin şehit düşen askerlerine ait olduğuna inanılan mezar yerleri de bulunmaktaydı. Bulunmaktaydı diyoruz, 1996 yılında  bu mezarlar çevre düzenlenmesi gerekçesiyle sökülüp atılmış.


Kabrin varlığından çok cemevi ile önem kazanmıştır. Buraya toprak bir yoldan çıkılabilmekte olunup Divriği'ne gelen bir çok kişinin görmediği yerlerdendir.

Mezarın etrafı fazla yüksek olmayan duvarla örülü olup rahatça girilebilecek durumdadır. Çevresi duyarlı ziyaretçiler tarafından temiz tutulmaya çalışılmaktadır.
Hüseyin ve Battal Gazi adları çoğu kez birlikte anılır. Battal Gazinin adıyla birlikte anılan Hüseyin Gazi Battal Gazi!nin babası olarak bilinmektedir. Medine asıllı olup Malatya'ya yerleşmiştir.

Dağın zirvesinde bugün için tek mezar yeri bulunmakta olup o da Hüseyin gazi'ye ait olandır
Hüseyin Gazi’nin mezar taşı kitabesine  Latin alfabesiyle “Aslen Medineli olan Battal Gazi’nin babası Hüseyin Gazi burada yatar. Doğum yeri Malatya olup, harp ederken Divriği’de şehit olmuştur.” sözleri yazılmıştır.

“Hüseyin Gazi’nin babası Seyyit Ali Efendi’dir. Seyyid Ali Efendi, ilim ve fazilet sahibi bir zat olduğundan Malatya Kadılığı’na tayin edilmiş; ailesiyle birlikte oraya gitmiş, görevine başlamıştır.Seyyit Ali Efendi’nin  Malatya’da bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş ve adını “Hüseyin” koymuştur.  Onu tam birbahadır olarak yetiştirmiş, delikanlılık çağına gelince Rumlarla yapılan muharebelerde yiğitlik ve kahramanlık gösterdiği için ona “Hüseyin  Gazi”  ünvanı verilmiştir O zaman Malatya Valisi ve Komutanı bulunan  Emir Ömer(destanda Emir Numan)’in vefatı üzerine Malatya ve civarı halkının istekleri  doğrultusunda  Hüseyin Gazi, vali ve komutan tayin edilmiştir. Hüseyin Gazi’nin bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş ve adını “Cafer” (Battal Gazi) koymuştur. Kendisi de evladını bahadır olarak yetiştirmiştir.

Bununla Hüseyin Gazi’nin ve oğlu Cafer/Battal Gazi’nin nesepçe/soyca seyyit olduğunu öğreniyoruz. Bugün Seyit Gazi ilçesinde bulunan  “Seyyit Battal Gazi Türbesi”nin giriş kapısında matbu bir nesep-name/soy kütüğü mevcuttur. Bu nesep-name, Seyyit Hüseyin Gazi’nin babası Seyyit  Ali’den başlayarak, Seyyit Battal Gazi’yi dokuzuncu göbekte Hz.Ali’ye kadar ulaştırır

Arap ve Emevi kaynakları, Emeviler’in Anadolu fethinde görevlendirilmiş bir Müslüman komutandır Rivayetlerden Battalname’ye göre Hüseyin Gazi Malatya’da konuşlandırılan İslam Kuvvetleri’nin komutanıdır. Rivayete göre tek başına avlanmak için Divriği’ye kadar gelen Hüseyin Gazi, hazırlıksız olduğu için Rum kuvvetleri tarafından sarılarak şehit edilir. Daha sonra Iğımbat Dağı’ndaki bugünkü yerine defnedilir. Daha sonraki günlerde Battal Gazi, babası Hüseyin Gazi’nin öcünü almak için Divriği’ye kadar gelir ve babasını şehit edenlerden öcünü alır.

Medine'li Hüseyin Gazi diğer şehirlerde bulunan bir çok savaş ve olaylarda adı geçen aslen Türk olan Hüseyin Gazi ile de karıştırıldığı da olmuştur. Ankara'da bulunan Hüseyin Gazi'nin Malatyalı olan ile bir ilgisi bulunmamakla beraber Alevi cemaati aynı kişi olduğunda birleşir

Hüseyin Gazi yatırının etrafına oldukça yüksek bir taş duvar çekilmiştir. Daha sonraki yıllarda ise kurbanların kesilip pişirilmesi, namaz kılınması ve mutfak malzemelerinin saklanması için  ilave yapılar yapılmışitır. Bu yapılar Alevi inancına sahip insanlar tarafından sahiplermiş olarak gayri resmi cemevi olarak kullanılmaktadır.

Cemevi konumundaki yerde Hz. Ali'ye benzetilmiş resimler,Atatürk resmi, Kerbela'yı camnlandıran motiflerle bezeli halı ve seccadeler vardır. Mescit olarak kullanılması için zamanında yapılmış olan bu yapıdaki mihrapta amacının dıişında kalmıştır.

İçeriye girildiğinde ağır bir koku insanı rahatsız etmektedir.  Divriğindeki tüm tarihi eserler, kümbetler, camiler gibi Hüseyin gazi türbesi de kaderine terk edilmiş, çevresi çöplükle dolmuş, sahipsiz amacı dışında kullanılmaya başlanılan yerlerden biri durumundadır. Kabrin varlığından çok cemevi ile önem kazanmıştır. Buraya toprak bir yoldan çıkılabilmekte olup Divriği'ne gelen bir çok kişinin görmeden gittiği yerlerdendir.

Mihrap etrafında ziyaretçilerin yazmış olduğu yazılar, ziyaret ettiklerine dair notları rahatsız edici boyuttadır

Divriğinde kutsal yerler ve diğer tarihi yerler garip kalmış haldedir. Buraya gereken ilginin gösterilmesi Divriği'nin bir an önce tarihi ve turizm açısından hak ettiği yeri bulmasını sağlamak gerekmektedir.

#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda