@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

Kabil’in Kurbanı, İbrahimi Kurban, Peygamber Aleyhisselam’ın Kurbanı




 Kabil’in kurbanı, İbrahimi Kurban, Peygamber Aleyhisselam’ın kurbanı…
Allah’ım Sen hayvan boğazlamamı istedin, ben de bu emri yerine getiriyorum. Eğer kendimi boğazlamamı emretseydin ben seve seve bu emri de tatbik ederdim.” Demekle işe başlamanın yolu Hz. İbrahim ve Hz.İsmail’in durumunu öğrenmekle geçer.
Hazreti Peygamber Muhammed Mustafa’nın kurban kesimini öğrenmekle geçer
Yoksa kurbanın Kabilin kurbanından farkı kalmaz.
Kur'an-ı Kerim, Mâide Sûresi'nin 27-29. ayetlerinde bize, Hazreti Âdem Aleyhisselam’ın iki çocuğunun kıssasını anlatır.
'Onlara Âdem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti.
'Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur,”

Kur'an-ı Kerîm'de ve güvenilir hiçbir hadis-i şerifte, Hazreti Âdem'in bu iki çocuğunun isimlerinden bahsedilmese de, Kütüb-i sâlifede isimlerinin Habil ve Kabil olduğu belirtilen iki kardeş arasında bir meseleden dolayı anlaşmazlık çıkar ve neticede Kabil, kardeşi Habil'i kıskançlıkla, haksız yere öldürür.
Kur'an, bu iki kardeş arasında meydana gelen olayın detaylarını zikretmez; çünkü meydana gelen hadise, zaman ve mekânla sınırlı değildir.
Kâbil, koyun kesmeye yanaşmamış, malının iyi kısmından kurban etmeye de kıyamamış ve kıymetsiz başaklardan oluşan bir demeti kurban olarak arz etmişti.
Hâbil ise, beğendiği bir koyunu kurban etmişti. Hâbil'in kurbanı kabul görmüş, Kabil'inki ise adeta yüzüne çarpılmıştı.
Buradan anlatılan şekil ile kurban alırken gösterişine, güzelliğine değil de ucuzuna, kesilsin de ne olursa olsun, nasıl olursa olsun diye kurban alırsak, ne olacağını düşünmemiz lazım.
Bazı şirketlerin ucuz diye hiç görmediğiniz, bilmediğiniz, bilemeyeceğiniz, gidemeyeceğiniz yerdeki fiyatlarla sattığı kurbanı kendinize layık görür ve bugün 240 liraya satılıyor diyerek cazip gördükleriniz dikkat edin yüzünüze çarpılmasın.
Bir başka yazdığımız yazıya yorum getiren biri fiyat takıntımıza cevap yazmış. Şimdi biri size bedava arsa var ya da dönümü 5-10 liraya arazi var dese ve siz hevesle nerede diye üzerine atlasınız. Ayda var dese ne yaparsınız.
Ya da ticaret yapıyorsunuz. Bilmem hangi ülkede vergi alınmıyormuş deseler. Buna rağbet eder misiniz?
İkisi de komik olduğu kadar aldatma fikirli olduğundan 240 -250 liraya Afrika’da kurban kesilir demenin anlamsızlığı da budur. Sen Türkiye’de yaşayacaksın. Afrika’da kurbanın kesilecek.
Geçen yıl yurt dışından kurbanlılar getirildi de kimse rağbet etmek istemedi.
O hayvanlar orası için geçerli. Getir ülkeye, sat ucuza göreyim seni..
Neyse sözü dağıtmayalım.
Kabilin kurbanını Allah kimseye nasip etmesin diyelim.
Hz. İbrahim’e oğlunu “kurban” etme emri geldiğinde tereddüt etmeden oğlu İsmail’i şakağı üzerine yatırıp hazırladığını, Hz. İsmail aleyhisselamın tam bir teslimiyet içinde, hiç itiraz etmeden, hazır olduğunu her hal ve hareketiyle gösterdiğini ve baba oğlun Allahu Teâlâ’nın emrine harfiyen uyduğunu az çok hepimiz duymuşsuzdur. Bu bir teslimiyettir. İslam iyi hal üzere teslim olmak demektir. Ben İslam’ım, Müslüman’ım diyeninde bu has teslimiyet içerisinde ibadetlerini yapması gerekir. İşte kurban içinde teslimiyet böyledir. Kurban keserken Allahu Teâlâ’nın huzurunda Hz. İbrahim Aleyhisselam gibi, Hz İsmail Aleyhisselam gibi tam bir teslimiyet içerisinde bulunmamız gerekir.
Ebû Ümâme (r.a.) de Resûlullah’ın "Kurbanlığın en hayırlısı (boynuzlu) koçtur." dediği nakleder.
Hz. Peygamber’in kurban olarak daha çok koçu tercih ettiği bildirilmektedir.
Resullullah aleyhiselam en az iki kurban keser; bir tanesinin kendisi için, diğerinin ise ümmetinden kesemeyenler adına olduğunu söylerdi.
Kaynaklar Hz. Peygamber'in Veda Haccı'nda yüz tane deve kurban etmesine rağmen bunun yanında, âdeti olduğu üzere, iki tane de koç kurban ettirdiğini ve kesim paralarını bizzat kendisinin verdiğini ifade eder.
Yine Hz. Peygamber’in ailesi ve eşleri adına da kurban kestiği nakledilmektedir
Hz. Peygamber, Kurban bayramında ilk olarak kesilen kurbanın etinden yerdi.
Resulullah kurbanda kestiği hayvanın etinin büyük bölümünü fakirlere dağıtırdı. Bir defasında Hz. Peygamber, komşusunun boğazından kurbanın eti geçmeden kendisi yemezdi.
Hatta, “Ben komşusunun yemediğini yiyen, giymediğini giyen, onlardan ayrı bayram yapan kimselerden olmak istemem”. Komşuları etlerini pişirinceye kadar kendisi de kurban etinden yemez.
Peygamber Efendimiz ihtiyaç sahiplerinin çok olduğu dönemlerde kurban etlerinin kurban kesen tarafından saklanmasını doğru bulmaz, normal şartlarda yoksullara, misafirlere ve aile fertlerine olmak üzere kurban etinin üç parçaya ayrılmasını tavsiye ettiği kaynaklarda belirtilmektedir.
İstifçilere, yakın akraba, yakın komşu, uzak akraba, uzak komşular arasında muhtaç durumda bulunduğu halde uzak ülkelere kurban bağışlayan, gönderen, buzdolabında aylarca saklayan kimselere duyurulur.
Resullulah Aleyhisselam zamanında ve sonrasında kurulan vakıflara kurban bağışlandığı görülmemiştir. Ta ki bu yıllara kadar…

EROL KARA - 04.10.2015 @erolkaranet
#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda