BU UYGULAMAYA SON VERİLMELİDİR
BU FERYAT DİN GÖREVLİLERİNDEN GELDİ
Her yıl bitip tükenmeyen bir tartışma konusu var.
Gerek fısıltı gazetesi yolu ile dağılır, gerekirse mini toplantılarda dile gelir.
Bu tür söylevler halkın arasına girdiği zaman “hem devletten maaşını alıyorsun, hem benim paramla” sözleri kişinin yüzüne tokat gibi çarpar.
Moraller bozulur, güven sarsılır.
Umre ve Hac görevlendirilmelerinde “haksızlık yapıldığı” görevlendirilenlerin “ bilgisiz, neden geldiği belli değil, sanki umre görevlisi değil turist” denilenler , “mesleki sınav kazanmış değil kazanmamışların gönderilmesi haksızlık” veya “grup oluşturdum kim tutar beni” diyen “umre abonesi” din görevlileri…
Artık sürekli değişim yapan, olması gereken bir Diyanet misyonu çizen ve dik durmayı seven bir başkan , müftüsünün , personelinin arkasında duran bir Diyanet, sayın Görmez’le birlikte artık gündemde ..
Bu kangrene son verecek olan da inanıyoruz ki Sayın Görmez’in başkanlığındaki son dönem Diyanet İşleri Başkanlığı olacak.
Mehmet Görmez geldiği günden beri olumlu adımlar atıyor. Takdir ediyoruz. Yeri geldiğinde yermesini de biliriz.
Ama hedef güzel, çalışmalar güzel. Saygıyla duruyoruz.
Şimdi bir hastalıktan kurtulmak, yapılacak yeni bir düzenlemeden ve dedikoduların son bulmasından yana bir tavır bekliyoruz.
Hac ve umre görevlendirilmelerinde istenen “adaletin” gelmesini bekliyoruz. Hac ve umre görevlendirilmelerinde ziyaretçiyi yolda bırakmayacak bilgili, kültürlü, sorumluluk sahibi, “adam gibi adam” hizmetliler bekliyoruz.
Önce imamların, müezzinlerin, vaizlerin vs. nin grup oluşturmalarının önlenmesi gerekir diyoruz. Bu yasaklanmalıdır. Camisine bu konuda duyuru, afiş asmayan, cemaatini aydınlatmayan sadece “pasaportlarınızı paralarınızı getirin, şu gün yola çıkacağız” diyen veya bunu web siteleriyle dahi yapan artık abone olmuş görevli anlayışına son verilmelidir.
Bunun çözümü camilerde, mescitlerde hac ve umre mevsiminde verilen afiş, broşür ve yayınların görünür şekilde teşhiri ve denetlenmesi, gidecek olan vatandaşlardan alınacak belgelerin sadece müftülüğe teslimi, toplu olarak akraba olmayan kişilerin grup yaparak müracaatlarının kabul edilmemesidir.
Medyanın ve iletişimin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde bu tür grup oluşturmalarına ihtiyaç olabilirdi. Bugün için din görevlilerinin asli işlerini bırakıp “adam toplama” işleriyle uğraşması yakışık almıyor.
Ve hatta özel tur firmalarına da rekabet konusunda haksızlık yapılmış olunuyor.
Hem grup toplayan, hem bu vesileyle umre ve hac yapan, işinden uzaklaşan ve ayrıca umreci kayıtlarıyla uğraşanların yurt içinde ve yurt dışında % 45 ila %70 oranlarda değişen harcırah almaları adalet ev hakkaniyete sığmamaktadır.
20 kişi ve üzeri umreci bulan grubuyla bedava umreye gidiyor. 40 kişiye tamamlarsa 1 kişide yanında götürüyor. ( Sanırım bu yıl yanında ücretsiz bir kişi götürmek kalkmış, ama emin değilim ) Becerikli olanlar bu konuda her yıl bunu yapıyor. Ama bunu yaparken de Diyanete fayda sağladığı sanılsa da zarar verdiği dikkatle izlendiğinde görülecektir.
Bu yıl önce duyurulan ve geri adım atılan MBSTS muhakkak uygulanmalıdır. Ve bu sınavlarla yetinilmemeli bir yurt dışı görevi olan umre ve hac görevlendirilmelerinde sözlü sınavlar yapılmalı, Arapça diyalog kurmada başarılı, Mekke ve Medine hakkında oldukça fazla bilgiye sahip, İslam tarihinde iyi, diksiyonu düzgün, ilk yardım konusunda da tecrübeli ve kifayet sahibi, hizmet aşığı kişiler seçilmelidir
Yaş sınırına dikkat edilmelidir. 60 yaşına gelmiş, kafile ya da grup sorumlusu kişi, hacıların peşine takılamaz. Bu yaştakiler irşad görevlisi olmalı, hac ve umreye hiç gitmemişse hem bir taltif olarak değerlendirilir, hem fazla yük yüklenmez hem ilmi bilgisinden faydalanılır.
Hac görevlendirme sınavı yapıldığı gibi umre görevlendirme sınavları mutlaka yapılmalıdır. Bu sınavlara 10 yıllık din görevlisi olma şartı aranmalıdır. Bu yıl 2011/2347 Karar Nolu yönetmelikte yer alan 5 yıllık süre hiç mantıklı değildir. 10 yılını tamamlamış, vatandaşla diyalog içerinde görev yapmış, Dairelerde yani geri hizmette çalışmış muhasebeci gibiler hariç olan kişiler seçilmelidir. Hac görevlendirilmelerinde de en az 2 – 3 umre görevi yapmış, kendisi hakkında olumsuz bir durum söz konusu olmayanlar tercih edilmelidir.
Daha önce hacca görevli olarak gidenler tekrar hacca görevli olarak gönderilmemelidir. Bunun yerine daha önce hacca görevli olarak gitmeyenler hac için görevlendirilmelidir. Bunun için de hacca gönderilmeden önce, uygulamada olduğu gibi, umreye gönderilmeli, orada uygulamalı bir eğitimden geçirilmeli ve bu şekilde de tecrübe sahibi olmalıdırlar.
Hac kafile başkanları özenle seçilmelidir.
Hac ve umre organizasyonu tertipleyen acentelere yapılan yaptırımların bir benzeri kafile başkanlarına ve grup hocalarında da getirilmelidir. Ödül ve ceza sistemi getirilmediği takdirde yapanın yanına kar gelecek davranışlar, beceriksizlikler Diyanete zarar vermektedir. Ceza kolay uygulanır. Ödül sistemi de getirilmelidir. Ödüllendirirseniz çalışan şevke gelir. Kuru söz uçar gider. Görevini iyi yapanla yapmayan arasında fark olmalıdır. Memur zihniyetli hizmet başarı getirmez.
İrşad görevlisi kişileri genç bayanlardan ve genç erkeklerden kesinlikle göndermeyiniz. Hele bunların evli olanlarına eşleriyle birlikte gitmelerine, giderlerse de eşlerinin sürekli olarak müdahale etmelerine izin verilmemelidir. Yukarıda değindiğim gibi yaşı 55 üzeri 2025 yılı geride bırakmış, ilahiyat mezunu hani vip olarak gidenlere verilen saygın ve isim yapmış kişilerden seçilmelidir.
Sadece bir iki noktasına değindiğim bu konuda yazılacaklar daha fazladır.
Ne yazık ki daha fazla baş ağrıtmak istemiyorum.
Bunları Diyanetin de görmesi gerekir. Memurluğunu kaybetmemek için ses çıkartamayan ancak bu konuda içi yanan çok çalışanınız var. Görevlendirilmiş kişilerden yaka silken yüzlerce hacı var.
Umreci ve hacılara bir iki yıldır verdiğiniz anket çalışması var. Bunların size nasıl ulaştırılacağı belirtilmemiş. Adam şikâyetini veya takdirini yazmış bunu kime verecek belli değil. Bunları dönüşte havaalanındaki Diyanet görevlisince toplanması ya da pul masrafları Diyanete ait olmak üzere hazırlanacak zarflar Hac ve Umre Müdürlüğüne gönderilmesinin sağlanması lazım.
Sözü, gücü kuvvetli olanların grup yaparak hem bedava hem harcırahlı olarak her yıl umre abonesi olması adalet değildir. Adaletsizlik Diyanete yakışmaz.
Sayın Mehmet Görmez’in bu kanayan yaraya parmak basacağına inanıyorum.
05.01.2012 - EROL KARA
BU FERYAT DİN GÖREVLİLERİNDEN GELDİ
Her yıl bitip tükenmeyen bir tartışma konusu var.
Gerek fısıltı gazetesi yolu ile dağılır, gerekirse mini toplantılarda dile gelir.
Bu tür söylevler halkın arasına girdiği zaman “hem devletten maaşını alıyorsun, hem benim paramla” sözleri kişinin yüzüne tokat gibi çarpar.
Moraller bozulur, güven sarsılır.
Umre ve Hac görevlendirilmelerinde “haksızlık yapıldığı” görevlendirilenlerin “ bilgisiz, neden geldiği belli değil, sanki umre görevlisi değil turist” denilenler , “mesleki sınav kazanmış değil kazanmamışların gönderilmesi haksızlık” veya “grup oluşturdum kim tutar beni” diyen “umre abonesi” din görevlileri…
Artık sürekli değişim yapan, olması gereken bir Diyanet misyonu çizen ve dik durmayı seven bir başkan , müftüsünün , personelinin arkasında duran bir Diyanet, sayın Görmez’le birlikte artık gündemde ..
Bu kangrene son verecek olan da inanıyoruz ki Sayın Görmez’in başkanlığındaki son dönem Diyanet İşleri Başkanlığı olacak.
Mehmet Görmez geldiği günden beri olumlu adımlar atıyor. Takdir ediyoruz. Yeri geldiğinde yermesini de biliriz.
Ama hedef güzel, çalışmalar güzel. Saygıyla duruyoruz.
Şimdi bir hastalıktan kurtulmak, yapılacak yeni bir düzenlemeden ve dedikoduların son bulmasından yana bir tavır bekliyoruz.
Hac ve umre görevlendirilmelerinde istenen “adaletin” gelmesini bekliyoruz. Hac ve umre görevlendirilmelerinde ziyaretçiyi yolda bırakmayacak bilgili, kültürlü, sorumluluk sahibi, “adam gibi adam” hizmetliler bekliyoruz.
Önce imamların, müezzinlerin, vaizlerin vs. nin grup oluşturmalarının önlenmesi gerekir diyoruz. Bu yasaklanmalıdır. Camisine bu konuda duyuru, afiş asmayan, cemaatini aydınlatmayan sadece “pasaportlarınızı paralarınızı getirin, şu gün yola çıkacağız” diyen veya bunu web siteleriyle dahi yapan artık abone olmuş görevli anlayışına son verilmelidir.
Bunun çözümü camilerde, mescitlerde hac ve umre mevsiminde verilen afiş, broşür ve yayınların görünür şekilde teşhiri ve denetlenmesi, gidecek olan vatandaşlardan alınacak belgelerin sadece müftülüğe teslimi, toplu olarak akraba olmayan kişilerin grup yaparak müracaatlarının kabul edilmemesidir.
Medyanın ve iletişimin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde bu tür grup oluşturmalarına ihtiyaç olabilirdi. Bugün için din görevlilerinin asli işlerini bırakıp “adam toplama” işleriyle uğraşması yakışık almıyor.
Ve hatta özel tur firmalarına da rekabet konusunda haksızlık yapılmış olunuyor.
Hem grup toplayan, hem bu vesileyle umre ve hac yapan, işinden uzaklaşan ve ayrıca umreci kayıtlarıyla uğraşanların yurt içinde ve yurt dışında % 45 ila %70 oranlarda değişen harcırah almaları adalet ev hakkaniyete sığmamaktadır.
20 kişi ve üzeri umreci bulan grubuyla bedava umreye gidiyor. 40 kişiye tamamlarsa 1 kişide yanında götürüyor. ( Sanırım bu yıl yanında ücretsiz bir kişi götürmek kalkmış, ama emin değilim ) Becerikli olanlar bu konuda her yıl bunu yapıyor. Ama bunu yaparken de Diyanete fayda sağladığı sanılsa da zarar verdiği dikkatle izlendiğinde görülecektir.
Bu yıl önce duyurulan ve geri adım atılan MBSTS muhakkak uygulanmalıdır. Ve bu sınavlarla yetinilmemeli bir yurt dışı görevi olan umre ve hac görevlendirilmelerinde sözlü sınavlar yapılmalı, Arapça diyalog kurmada başarılı, Mekke ve Medine hakkında oldukça fazla bilgiye sahip, İslam tarihinde iyi, diksiyonu düzgün, ilk yardım konusunda da tecrübeli ve kifayet sahibi, hizmet aşığı kişiler seçilmelidir
Yaş sınırına dikkat edilmelidir. 60 yaşına gelmiş, kafile ya da grup sorumlusu kişi, hacıların peşine takılamaz. Bu yaştakiler irşad görevlisi olmalı, hac ve umreye hiç gitmemişse hem bir taltif olarak değerlendirilir, hem fazla yük yüklenmez hem ilmi bilgisinden faydalanılır.
Hac görevlendirme sınavı yapıldığı gibi umre görevlendirme sınavları mutlaka yapılmalıdır. Bu sınavlara 10 yıllık din görevlisi olma şartı aranmalıdır. Bu yıl 2011/2347 Karar Nolu yönetmelikte yer alan 5 yıllık süre hiç mantıklı değildir. 10 yılını tamamlamış, vatandaşla diyalog içerinde görev yapmış, Dairelerde yani geri hizmette çalışmış muhasebeci gibiler hariç olan kişiler seçilmelidir. Hac görevlendirilmelerinde de en az 2 – 3 umre görevi yapmış, kendisi hakkında olumsuz bir durum söz konusu olmayanlar tercih edilmelidir.
Daha önce hacca görevli olarak gidenler tekrar hacca görevli olarak gönderilmemelidir. Bunun yerine daha önce hacca görevli olarak gitmeyenler hac için görevlendirilmelidir. Bunun için de hacca gönderilmeden önce, uygulamada olduğu gibi, umreye gönderilmeli, orada uygulamalı bir eğitimden geçirilmeli ve bu şekilde de tecrübe sahibi olmalıdırlar.
Hac kafile başkanları özenle seçilmelidir.
Hac ve umre organizasyonu tertipleyen acentelere yapılan yaptırımların bir benzeri kafile başkanlarına ve grup hocalarında da getirilmelidir. Ödül ve ceza sistemi getirilmediği takdirde yapanın yanına kar gelecek davranışlar, beceriksizlikler Diyanete zarar vermektedir. Ceza kolay uygulanır. Ödül sistemi de getirilmelidir. Ödüllendirirseniz çalışan şevke gelir. Kuru söz uçar gider. Görevini iyi yapanla yapmayan arasında fark olmalıdır. Memur zihniyetli hizmet başarı getirmez.
İrşad görevlisi kişileri genç bayanlardan ve genç erkeklerden kesinlikle göndermeyiniz. Hele bunların evli olanlarına eşleriyle birlikte gitmelerine, giderlerse de eşlerinin sürekli olarak müdahale etmelerine izin verilmemelidir. Yukarıda değindiğim gibi yaşı 55 üzeri 2025 yılı geride bırakmış, ilahiyat mezunu hani vip olarak gidenlere verilen saygın ve isim yapmış kişilerden seçilmelidir.
Sadece bir iki noktasına değindiğim bu konuda yazılacaklar daha fazladır.
Ne yazık ki daha fazla baş ağrıtmak istemiyorum.
Bunları Diyanetin de görmesi gerekir. Memurluğunu kaybetmemek için ses çıkartamayan ancak bu konuda içi yanan çok çalışanınız var. Görevlendirilmiş kişilerden yaka silken yüzlerce hacı var.
Umreci ve hacılara bir iki yıldır verdiğiniz anket çalışması var. Bunların size nasıl ulaştırılacağı belirtilmemiş. Adam şikâyetini veya takdirini yazmış bunu kime verecek belli değil. Bunları dönüşte havaalanındaki Diyanet görevlisince toplanması ya da pul masrafları Diyanete ait olmak üzere hazırlanacak zarflar Hac ve Umre Müdürlüğüne gönderilmesinin sağlanması lazım.
Sözü, gücü kuvvetli olanların grup yaparak hem bedava hem harcırahlı olarak her yıl umre abonesi olması adalet değildir. Adaletsizlik Diyanete yakışmaz.
Sayın Mehmet Görmez’in bu kanayan yaraya parmak basacağına inanıyorum.
05.01.2012 - EROL KARA