"Okulumuza bir süre önce CD-kasetçalar alındı. Ben Mozart'ı çok sevdiğim için bir Mozart CD'si alarak okuluma armağan etmek istedim. Annem, babam ve ablamla (*)'ya gittik. Alacaklarımı unutmamak için bel çantamdaki not defterime eserlerin adlarını, kalem, defter kabı gibi diğer ihtiyaçlarımı yazmıştım. Arada sırada not defterimi çıkarıp bakarak alışverişimi tamamladım. Annem ve babam da kendi alışverişlerini yaptılar.
Annem kasada malları yazdırırken bir ağabey babamı yanına çağırdı. Babam da beni yanlarına çağırdı. Herkesin içinde bel çantamı boşalttırdılar. Babam "tamam mı?" dedi. Ağabey "tamam" deyip uzaklaşırken annem yanımıza geldi ve ne olduğunu sordu. Ağabey de bir müşterinin benim bel çantama kalem koyduğumu gördüğünü, onun için çantayı boşalttırdığını söyledi. Annem, "işte aradığınız şey çıkmadı. Pekiyi siz şimdi bana ne diyeceksiniz?" diye sordu. Bunun üzerine annemden özür dilediler.
Ben bundan sonra kesinlikle (*)'ya gitmeyeceğim. Arkadaşlarıma da söyleyeceğim. O kalemleri, defterleri, oyuncakları kime satacaklar bakalım."
Evet bu satırlar, küçük bir tüketiciye ait. Bu genç tüketici (*)'da "güvenlikçi ağabeylerince" hırsızlıkla suçlanmış olmasının onu ne kadar yaraladığını tahmin edebilirsiniz.
Daha sonra küçük tüketiciyi babasının bürosunda ziyarete giden (*)'cular, ona çok sevdiği Mozart CD'lerinden oluşan bir albüm armağan ettiler. Bir de (*) yönetimi adına özür mektubu yazarak özetle şu vaadde bulundular:
"Böyle bir olayın bir daha olmaması için tüm güvenlik birimlerini uyardım. Senin eleştirin, bizlerin eksikliklerimiz olduğunu gösterdi. Sana tüm kalbimle söz veriyorum. Bir daha (*) marketlerine senin başına gelen türden herhangi bir olay olmayacaktır." Bu davranış belki potansiyel hırsız gözüyle bakılan diğer genç tüketiciler adına da çok olumlu bir adım atmış olacaktır.
Unutmayın ki , dal rüzgarı affeder ama kırılmıştır bir kere.... O küçük yürek gibi....
* * * * * * * * * *
Evet , sayın arkadaşlarım.... Sizler birer satıcısınız. Hem bir markanın hem bir geleceğin öncülüğünü yapmaktasınız. Ancak nerede ve ne konumda olusanız olun , asla çocuktur deyip geçmeyin....
Çocuk ve genç yaşta tüketicilere daha ılımlı , daha sıcak , daha sevecen yaklaşın. Unutmayın ki onlar geleceğin aktif müşterileri olacaktır.
EROL KARA
Annem kasada malları yazdırırken bir ağabey babamı yanına çağırdı. Babam da beni yanlarına çağırdı. Herkesin içinde bel çantamı boşalttırdılar. Babam "tamam mı?" dedi. Ağabey "tamam" deyip uzaklaşırken annem yanımıza geldi ve ne olduğunu sordu. Ağabey de bir müşterinin benim bel çantama kalem koyduğumu gördüğünü, onun için çantayı boşalttırdığını söyledi. Annem, "işte aradığınız şey çıkmadı. Pekiyi siz şimdi bana ne diyeceksiniz?" diye sordu. Bunun üzerine annemden özür dilediler.
Ben bundan sonra kesinlikle (*)'ya gitmeyeceğim. Arkadaşlarıma da söyleyeceğim. O kalemleri, defterleri, oyuncakları kime satacaklar bakalım."
Evet bu satırlar, küçük bir tüketiciye ait. Bu genç tüketici (*)'da "güvenlikçi ağabeylerince" hırsızlıkla suçlanmış olmasının onu ne kadar yaraladığını tahmin edebilirsiniz.
Daha sonra küçük tüketiciyi babasının bürosunda ziyarete giden (*)'cular, ona çok sevdiği Mozart CD'lerinden oluşan bir albüm armağan ettiler. Bir de (*) yönetimi adına özür mektubu yazarak özetle şu vaadde bulundular:
"Böyle bir olayın bir daha olmaması için tüm güvenlik birimlerini uyardım. Senin eleştirin, bizlerin eksikliklerimiz olduğunu gösterdi. Sana tüm kalbimle söz veriyorum. Bir daha (*) marketlerine senin başına gelen türden herhangi bir olay olmayacaktır." Bu davranış belki potansiyel hırsız gözüyle bakılan diğer genç tüketiciler adına da çok olumlu bir adım atmış olacaktır.
Unutmayın ki , dal rüzgarı affeder ama kırılmıştır bir kere.... O küçük yürek gibi....
* * * * * * * * * *
Evet , sayın arkadaşlarım.... Sizler birer satıcısınız. Hem bir markanın hem bir geleceğin öncülüğünü yapmaktasınız. Ancak nerede ve ne konumda olusanız olun , asla çocuktur deyip geçmeyin....
Çocuk ve genç yaşta tüketicilere daha ılımlı , daha sıcak , daha sevecen yaklaşın. Unutmayın ki onlar geleceğin aktif müşterileri olacaktır.
EROL KARA