Adına Osmanlı döneminde sarayla ilişkileri olanlara elbiselerindeki sayısı kadar akçe verilen , adı türkülere dahi konu olan bir nesne düğme... Akla ilk gelen ve en basit anlamıyla giyeceklerin kavuşturulması ya da süslenmesi amacıyla elbiselerin üzerine dikilen kemik , sedef , metal , tahta ve plastik gibi maddelerden yapılan genellikle yuvarlak nesnelerdir , diye tanımlayacağımız düğmenin değişik anlam ifade eden bir çok kullanım alanı olduğunu da unutmamak gerekir.Konumuz bunlar olmasa da duyacağımız zaman yadırgamamak maksadıyla düğmenin hangi alanda ne anlamda kullanıldığına da değinelim. Düğmenin konfeksiyon sektörü dışında bilişim, elektron, camcılık, müzik, metalürji, tıp ve teknoloji gibi çok değişik kullanım alanlarında değişik anlamı vardır.Birkaç örnek verecek olursak ;
Elektrik devresini açıp kapamak için kullanılan nesne. Elektronik
Her hangi bir makine ya da aracı hareket ettirmeye yarayan alet.Teknoloji
Hayvan ya da insanda üst deri altında oluşmuş şiş, yumru ya da çıkıntı.Tıp
Bir bardağın altını süsleyen çıkıntı. Cam sanayi
Elektronik cihazlarda düzenekleri beslemek için kullanılan küçük alkali pil.Elektronik...gibi yerlerin dışında sıcak ülkelerde yetişen meyvesi süs olan , toprak üstü kısımları değişik işlemler sonunda uyuza ve göz hastalıklarına iyi gelen düğme çiçeği dahi bulunmaktadır. Hatta Afrika savanlarında yaşayan yabani bir domuz türünün bir adı da Düğmeli afrika domuzudur.
TARİHÇE
Düğmeyi ilk kimin ya da kimlerin bulduğu bilinmemekle birlikte yapılan arkeolojik kazılar neticesinde tarih öncesi devirlere kadar insanların düğmeyi kullandıklarına dair veriler mevcut. İnkar edilmesine rağmen medeniyetin ve insanlık yaşamının daha iyi olması amacıyla kullanılan yöntemlerin ilk keşfi genellikle doğudan olmasına rağmen yeni bir keşfin varlığını batıdan geldiğini zannetme hastalığımız yüzünden düğmenin geçmişini batıda aradığımızda mazisinin çok yeni olduğu bilinmesi gereken bir gerçek...Eski Yunan ve Roma toplumlarına baktığınızda koca bir örtünün bez ya da deri parçalarıyla bağlanarak vücuda sarıldığı ve o şekilde bu toplumların örtünme ihtiyaçlarını giderdiklerini görebiliriz.Bu gerçeği görmek için ne eski Roma devrine ne de Yunan devrine gitmeye gerek yok.En azından İstanbul’da bulunan Arkeoloji müzesinin bahçesinde dolaştığınızda eski Romalıların ne şekilde giyindiğini görürsünüz. Durum böyle iken nedense ısrarla bazı kitaplarda düğme konusu yer alırken eski Yunan medeniyetine ait yapılan kazılar sonunda değerli madenden yapıldığı varsayılan düğmelere rastlandığı iddia edilmektedir.Durum ne olursa olsun düğmenin ilk insanlar tarafından kemik parçaları kullanılarak giysilere taktıkları tarihçilerin hem fikir oldukları noktadır...
Düğmenin tarihine inmeye devam edecek olursak .Mısır’da yapılan kazılarda M.Ö. 4000 yıllarında kullanıldığı sanılan düğmelere rastlandığı arkeologlar tarafından ortaya çıkartılmıştır M.Ö.551 yıllarında yaşadığı sanılan ve krallığı olmayan kral ünvanı ile Çin ‘de yeni bir ahlak ve felsefe öğretisine sahip olan Konfiçyus adlı filozofun daha sonraları şekilciliğe dönüşen sürekli savunduğu erdemlik vasıflarından olan soyluluk , hakbilirlik , intizam , dürüstlük ve onur faziletlerinin işareti olarak o ve daha sonraki dönemlerde , sayıları giderek azalsa da 1910 yıllarına kadar Çin’de yaşayanlar giysilerinin önlerindeki düğme sayısını beş tanede tutmaya gayret ederlerdi. Ceketinde beş adet düğmesi olan bir Çin’li Konfiçyus’un savunduğu ahlak krıterlerini taşıdığını iddia ederdi.
Batıdan gelen kaynakçalara baktığımızda düğmenin gerçek anlamıyla 13. ve 14. Yüzyıllardan sonra kullanılmaya başlandığı , bu dönemlerde düğmenin süsten öte ceketlerin kollarını daraltmak ya da kuyruklu ceketlerin arkasına dikilerek ata binileceği zaman etek uçlarının yukarıya düğümlenmesini sağlamak için kullanıldığı ansiklopedilerin satırları arasında yer almaktadır.
Zaman zaman yapımında çok değerli taşların ve madenlerin kullanıldığı düğmeler kimi toplumlarda bir asalet işareti olarak,kimi yerlerde kişinin zevkini yansıtan bir nesne konumunda iken bugün konfeksiyon sektörünün vazgeçmediği bir yan ürün olarak yer almaktadır . Zaman zaman erkek ceketlerinin önünde iki adet bazen üç adet bazen de sekiz adet dikilerek değişik moda akımlarına sebep olan düğmeler bayan giysilerinde daha çok ilgi çekmek amacıyla süs maksadıyla yer aldığı da bilinen bir gerçektir. Her ne kadar fermuar çıktı düğme kayboldu denilse de insanoğlunun düğmeden vazgeçemeyeceği de halen kullanılmasından belli ...Halen kullanılmasından belli derken düğmelerin bayan giysilerinde sola , erkek giysilerinde sağa dikilmesinin sebebini hiç düşündünüz mü ...?
ERKEK GİYSİLERİNDE DÜĞME NEDEN SAĞDA
Genellikle erkek ya da bayan giysisini ayırt edemediğimiz zaman ilk başvuru şeklimiz düğmelerin hangi tarafda olduğuna bakmak olur.Pekala hiç düşündünüz mü ? Erkek giysilerinde düğmeler neden en sağda ...? Genellikle selam verirken elimizi ister istemez başımıza götürürüz .Başımızda şapka olsa da olmasa da biz bunu yaparız. Bunun sebebi orta çağ şövalyelerinin zırhlarını bilirsiniz.Hani şu vücutlarını hatta yüzlerini sakladıkları metal giysiler....İşte o dönemlerde şövalyeler birbirlerinin yüzlerini görebilmek için yakınlaştıklarında o demir maskelerini kaldırarak birbirlerine selam verirlermiş. İşte düğmenin de sağda ya da solda olması da böyle bir benzetmeye dayanıyor. Ortaçağ dönemlerine kadar düğmenin giysiler üzerindeki yerine pek aldırış eden olmazmış.Bayanlarda da erkek giysilerinde de düğmeler sola dikilirmiş. Ancak ortaçağ dönemlerine geldiklerinde kılıç kullanan erkekler için sağa dikilen düğmeler sorun olmaya başlamış. ? Zira sola düğme dikildiğinde ve boyları diz kapak üzerine inen ceketlerde sağ solun Neden mi üzerine kapanırdı. Kılıç kullanan bir erkek bu şekilde ani bir hareketle kılıcını rahatlıkla çekemezmiş. Düğmeler sağa dikilince kılıç kullanan erkekler sol eliyle ceketin düğmelerini açarken sağ elleriyle de kılıçlarını çekerek rakiplerine karşı gardını alırlarmış . İşte o gün bu gün erkek düğmeleri giysilerin sağına ilikleri de soluna açılır olmuş.
Düğmelerin genellikle iki şekilde delikleri bulunur Delikler ya üstten alta ya da sadece altlarında bulunur.Ancak yapıları itibarıyla sayısız diyebileceğimiz maddeden düğme çeşitlerini saymak mümkündür.
DÜĞME SANAYİ
Düğmenin tarihçesini ve yapısını bu şekilde aktardıktan sonra konfeksiyon sektörünün yan kollarından olan ve konfeksiyonun görünmeyen etkisi durumunda bulunan düğme sanayimize dönelim.Tekstil sanayimizin ihracattaki payı hepimiz tarafından biliniyor.Düğme sanayi gibi konfeksiyon yan ürünleri sanayinin bu pay üzerinde görünmeyen bir hakkı vardır.Bugün bir giysi ortaya atılırken kullanılan 10 cm.lik bir tela,20 cm.lik bir ekstrafor,bir kurdele,kordon ya da 2-3 adet dahi olsa kullanılan bir düğmenin taşıdığı yükte bir kumaş kadar önemlidir.İhracatçı konfeksiyoncuya teşvik veren devlet bir tela ya da düğme imalatçısı kapısına gittiğinde o teşvik konusuna değinmiyor,bile...Ancak bir düğmenin ya da tokanın albenisi sayesinde bir giysi rahatlıkla satılabilinir.Düğme konusunda yazacağım bu yazı için araştırma yaparken hem işlerinin niteliği hem de kalite ve teknolojik gelişmeler konusunda görüştüğüm sektör ilgililerinin bu konudaki görüşlerini aldığımda bayağı dertli olduklarını da görmüş bulundum.
Kendisinin 1970 ‘lerden beri düğme sanayinin içerisinde bulunduğunu ,1982 yılından bu yana kendi işletmesinde konfeksiyon sektörüne hizmet verdiğini söyleyen FEZA DÜĞME sanayi ltd. şti.nin yönetim kurulu başkanı Ekrem KARA hazır giyimin üzerinde en önemli aksesuarın düğme ve toka olduğunu belirterek “ Türkiye piyasasında düğme sadece giysiyi iliklemeye yarayan bir alet,bir araç gibi görülüyor.Yıllarca bu sektörde uğraşı veren, bir pazara sahip olan bir işletmenin başındayım.Bizlere geçilen siparişlerin aynı desen,aynı biçim olduğunu belirtmek isterim.Çok istemişimdir.Bir müşterimizden farklı desende,farklı kalitede bir sipariş gelsin.Bu talep beni arayışa yöneltsin..Düğmede kalite çok önemli.Bugüne kadar kalitemi hiç bozmadım.Zaman zaman bizi bırakan müşterilerimiz de oldu.Bunların bir kısmı yurtdışına yöneldiyse de tekrardan bizim ürünlerimizi almıştır.Demek ki kaliteyi yakalamışız,diyoruz.” Derken zaman zaman bazı firmaların yurtdışından getirttiği düğmelerin sadece albenisi ve fantezi olduğunu kalite yönünden Türk ürünlerden daha aşağıda olduğunu söyleyerek düğme ve toka sanayinin de diğer yan sanayi ürünleri gibi hak ettiği yerde olmadığını da belirtiyor. Yine bu sektörde bulunup ta konfeksiyon sektörüne hizmet getirmeye çalışan bir başka firma yetkilisi de sektörde marka ve kartela sıkıntısından söz ediyor.Müşterinin üretimini yapacağı mamule göre düğme siparişi verdiğini belirten yetkili düğme sektörünün de diğer kuruluşlar gibi kendi ürünlerini fuarlar ya da daha değişik yollarla hem yurt içi hem de yurt dışına tanıtmaya çaba göstermelerinin gerekliliğini vurguluyor.
KAYNAKÇA : BÜYÜK LAROUSSE 1986
HAYAT ANSİKLOPEDİSİ
©YUKARIDAKİ YAZI İHLAS MAGAZİN GRUBUNA AİT KONFEKSİYON TEKNİK DERGİSİNİN MAYIS 1998 AYINDA YAYINLANAN SAYISINDA SAYFA 94’ TE YAYINLANMIŞTIR
EROL KARA
Elektrik devresini açıp kapamak için kullanılan nesne. Elektronik
Her hangi bir makine ya da aracı hareket ettirmeye yarayan alet.Teknoloji
Hayvan ya da insanda üst deri altında oluşmuş şiş, yumru ya da çıkıntı.Tıp
Bir bardağın altını süsleyen çıkıntı. Cam sanayi
Elektronik cihazlarda düzenekleri beslemek için kullanılan küçük alkali pil.Elektronik...gibi yerlerin dışında sıcak ülkelerde yetişen meyvesi süs olan , toprak üstü kısımları değişik işlemler sonunda uyuza ve göz hastalıklarına iyi gelen düğme çiçeği dahi bulunmaktadır. Hatta Afrika savanlarında yaşayan yabani bir domuz türünün bir adı da Düğmeli afrika domuzudur.
TARİHÇE
Düğmeyi ilk kimin ya da kimlerin bulduğu bilinmemekle birlikte yapılan arkeolojik kazılar neticesinde tarih öncesi devirlere kadar insanların düğmeyi kullandıklarına dair veriler mevcut. İnkar edilmesine rağmen medeniyetin ve insanlık yaşamının daha iyi olması amacıyla kullanılan yöntemlerin ilk keşfi genellikle doğudan olmasına rağmen yeni bir keşfin varlığını batıdan geldiğini zannetme hastalığımız yüzünden düğmenin geçmişini batıda aradığımızda mazisinin çok yeni olduğu bilinmesi gereken bir gerçek...Eski Yunan ve Roma toplumlarına baktığınızda koca bir örtünün bez ya da deri parçalarıyla bağlanarak vücuda sarıldığı ve o şekilde bu toplumların örtünme ihtiyaçlarını giderdiklerini görebiliriz.Bu gerçeği görmek için ne eski Roma devrine ne de Yunan devrine gitmeye gerek yok.En azından İstanbul’da bulunan Arkeoloji müzesinin bahçesinde dolaştığınızda eski Romalıların ne şekilde giyindiğini görürsünüz. Durum böyle iken nedense ısrarla bazı kitaplarda düğme konusu yer alırken eski Yunan medeniyetine ait yapılan kazılar sonunda değerli madenden yapıldığı varsayılan düğmelere rastlandığı iddia edilmektedir.Durum ne olursa olsun düğmenin ilk insanlar tarafından kemik parçaları kullanılarak giysilere taktıkları tarihçilerin hem fikir oldukları noktadır...
Düğmenin tarihine inmeye devam edecek olursak .Mısır’da yapılan kazılarda M.Ö. 4000 yıllarında kullanıldığı sanılan düğmelere rastlandığı arkeologlar tarafından ortaya çıkartılmıştır M.Ö.551 yıllarında yaşadığı sanılan ve krallığı olmayan kral ünvanı ile Çin ‘de yeni bir ahlak ve felsefe öğretisine sahip olan Konfiçyus adlı filozofun daha sonraları şekilciliğe dönüşen sürekli savunduğu erdemlik vasıflarından olan soyluluk , hakbilirlik , intizam , dürüstlük ve onur faziletlerinin işareti olarak o ve daha sonraki dönemlerde , sayıları giderek azalsa da 1910 yıllarına kadar Çin’de yaşayanlar giysilerinin önlerindeki düğme sayısını beş tanede tutmaya gayret ederlerdi. Ceketinde beş adet düğmesi olan bir Çin’li Konfiçyus’un savunduğu ahlak krıterlerini taşıdığını iddia ederdi.
Batıdan gelen kaynakçalara baktığımızda düğmenin gerçek anlamıyla 13. ve 14. Yüzyıllardan sonra kullanılmaya başlandığı , bu dönemlerde düğmenin süsten öte ceketlerin kollarını daraltmak ya da kuyruklu ceketlerin arkasına dikilerek ata binileceği zaman etek uçlarının yukarıya düğümlenmesini sağlamak için kullanıldığı ansiklopedilerin satırları arasında yer almaktadır.
Zaman zaman yapımında çok değerli taşların ve madenlerin kullanıldığı düğmeler kimi toplumlarda bir asalet işareti olarak,kimi yerlerde kişinin zevkini yansıtan bir nesne konumunda iken bugün konfeksiyon sektörünün vazgeçmediği bir yan ürün olarak yer almaktadır . Zaman zaman erkek ceketlerinin önünde iki adet bazen üç adet bazen de sekiz adet dikilerek değişik moda akımlarına sebep olan düğmeler bayan giysilerinde daha çok ilgi çekmek amacıyla süs maksadıyla yer aldığı da bilinen bir gerçektir. Her ne kadar fermuar çıktı düğme kayboldu denilse de insanoğlunun düğmeden vazgeçemeyeceği de halen kullanılmasından belli ...Halen kullanılmasından belli derken düğmelerin bayan giysilerinde sola , erkek giysilerinde sağa dikilmesinin sebebini hiç düşündünüz mü ...?
ERKEK GİYSİLERİNDE DÜĞME NEDEN SAĞDA
Genellikle erkek ya da bayan giysisini ayırt edemediğimiz zaman ilk başvuru şeklimiz düğmelerin hangi tarafda olduğuna bakmak olur.Pekala hiç düşündünüz mü ? Erkek giysilerinde düğmeler neden en sağda ...? Genellikle selam verirken elimizi ister istemez başımıza götürürüz .Başımızda şapka olsa da olmasa da biz bunu yaparız. Bunun sebebi orta çağ şövalyelerinin zırhlarını bilirsiniz.Hani şu vücutlarını hatta yüzlerini sakladıkları metal giysiler....İşte o dönemlerde şövalyeler birbirlerinin yüzlerini görebilmek için yakınlaştıklarında o demir maskelerini kaldırarak birbirlerine selam verirlermiş. İşte düğmenin de sağda ya da solda olması da böyle bir benzetmeye dayanıyor. Ortaçağ dönemlerine kadar düğmenin giysiler üzerindeki yerine pek aldırış eden olmazmış.Bayanlarda da erkek giysilerinde de düğmeler sola dikilirmiş. Ancak ortaçağ dönemlerine geldiklerinde kılıç kullanan erkekler için sağa dikilen düğmeler sorun olmaya başlamış. ? Zira sola düğme dikildiğinde ve boyları diz kapak üzerine inen ceketlerde sağ solun Neden mi üzerine kapanırdı. Kılıç kullanan bir erkek bu şekilde ani bir hareketle kılıcını rahatlıkla çekemezmiş. Düğmeler sağa dikilince kılıç kullanan erkekler sol eliyle ceketin düğmelerini açarken sağ elleriyle de kılıçlarını çekerek rakiplerine karşı gardını alırlarmış . İşte o gün bu gün erkek düğmeleri giysilerin sağına ilikleri de soluna açılır olmuş.
Düğmelerin genellikle iki şekilde delikleri bulunur Delikler ya üstten alta ya da sadece altlarında bulunur.Ancak yapıları itibarıyla sayısız diyebileceğimiz maddeden düğme çeşitlerini saymak mümkündür.
DÜĞME SANAYİ

Kendisinin 1970 ‘lerden beri düğme sanayinin içerisinde bulunduğunu ,1982 yılından bu yana kendi işletmesinde konfeksiyon sektörüne hizmet verdiğini söyleyen FEZA DÜĞME sanayi ltd. şti.nin yönetim kurulu başkanı Ekrem KARA hazır giyimin üzerinde en önemli aksesuarın düğme ve toka olduğunu belirterek “ Türkiye piyasasında düğme sadece giysiyi iliklemeye yarayan bir alet,bir araç gibi görülüyor.Yıllarca bu sektörde uğraşı veren, bir pazara sahip olan bir işletmenin başındayım.Bizlere geçilen siparişlerin aynı desen,aynı biçim olduğunu belirtmek isterim.Çok istemişimdir.Bir müşterimizden farklı desende,farklı kalitede bir sipariş gelsin.Bu talep beni arayışa yöneltsin..Düğmede kalite çok önemli.Bugüne kadar kalitemi hiç bozmadım.Zaman zaman bizi bırakan müşterilerimiz de oldu.Bunların bir kısmı yurtdışına yöneldiyse de tekrardan bizim ürünlerimizi almıştır.Demek ki kaliteyi yakalamışız,diyoruz.” Derken zaman zaman bazı firmaların yurtdışından getirttiği düğmelerin sadece albenisi ve fantezi olduğunu kalite yönünden Türk ürünlerden daha aşağıda olduğunu söyleyerek düğme ve toka sanayinin de diğer yan sanayi ürünleri gibi hak ettiği yerde olmadığını da belirtiyor. Yine bu sektörde bulunup ta konfeksiyon sektörüne hizmet getirmeye çalışan bir başka firma yetkilisi de sektörde marka ve kartela sıkıntısından söz ediyor.Müşterinin üretimini yapacağı mamule göre düğme siparişi verdiğini belirten yetkili düğme sektörünün de diğer kuruluşlar gibi kendi ürünlerini fuarlar ya da daha değişik yollarla hem yurt içi hem de yurt dışına tanıtmaya çaba göstermelerinin gerekliliğini vurguluyor.
KAYNAKÇA : BÜYÜK LAROUSSE 1986
HAYAT ANSİKLOPEDİSİ
©YUKARIDAKİ YAZI İHLAS MAGAZİN GRUBUNA AİT KONFEKSİYON TEKNİK DERGİSİNİN MAYIS 1998 AYINDA YAYINLANAN SAYISINDA SAYFA 94’ TE YAYINLANMIŞTIR
EROL KARA