
Diyanetin turlarında iki ve üç kişilik odalarda kalma kriterleri var. Tek kişilik odalar olmadığından böyle bir uygulama var. Neticede Müslümanız ve Müslümanlar kardeştir ve hepimizi Allahu Teala ve Resullulah'ın misafirleri olarak yola çıkıyoruz. Birbirimizi sevmeliyiz ve güvenmeliyiz. Sevgi ve güven konusunda aramızda hiç bir endişe edilecek düşünce bulunmamaktadır. Gurbete gidenler bir anda yol arkadaşı ile arkadaş olur. Şimdiler de pek yoksa da eskiden hacca gidenlerin yıllarca süren bir hac arkadaşlığı duygusu vardı ki asker arkadaşı kadar değerli idi. Zira o yıllarda 15 gün süren kara yolculuğunda hacılar bir elin parmakları gibi kenetlenirler, akrabadan, kardeşten öte bir dostluğa girerlerdi. Odalarda kalan kişi sayısı azaldıkça dostluklarda pek kalmadı.
Yine 2 -3 kişi odalarda kalanlar bir nebze de olsa bu dostluğu gidiş geliş süreçlerinde yaşıyor. Filistin'de kaldığımız Ramada otelde aynı odada birden fazla kişi kalanlar anahtar sorunu yaşamazken Mekke ve Medine'de çileden çıkartan bir anahtar sorunu yaşandı
Kudüs, Mekke ve Medine'de otel odaları kart şeklinde anahtarlarla açılıyordu ama ne kart.. Bu kartlarla odaya giriyor, elektirk ve klimaları çalıştırabiliyorsunuz.
Kudüs'te kaldığımız otelin anahtarları adımıza düzenlenmiş zarflar içerisinde bizlere dağıtılmış ve herkese birer anahtar verilmişti.
Ancak Mekke ve Medine'de de kapılar kart sistemli anahtarla açıldığından umre için bu otellerde ye gelenler arasında anahtar kart münakaşaları da başlamış oldu.
Bugünkü uygulamada, öncelikle otele gelip de resepsiyona ilk giden odanın anahtarını kapmış oluyor. Ve bu anahtar aynı odada kalan diğer kişilere ne zaman ulaşır, bu anahtar nasıl kullanılır tartışmalara kadar gidiyor. Otelciler işin kolayını bulmuş. Anahtarı çıkarken bize bırakın diğer arkadaşınız bizden alsın diyor ama uygulama ne yazı ki bu şekilde olmuyor. İşte uygulamada yaşanılanlar
Anahtarı alan ya odasında uyuya kalıyor size kapıyı açamıyor siz de kapıda mağdurları oynuyorsunuz, Anahtarı alan kişi anahtarı beraberinde götürerek mescide yada gezmeye dışarıya çıkmış, Anahtarı alan kişi aşağıya inerken size yukarıya çıkıyorsunuz birbirinizi görmediğinizden odaya gelen kapıyı yumruklamakla sinir harbine giriyor Anahtarı alan ben şimdi geleceğim bekle diyor gidiş o gidiş siz de o gelecek diye odada esir oluyorsunuz Gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.
Tek anahtarla ister bir yabancı ile ister ailenizle kalın büyük bir sorun yaşıyorsunuz. Şöyle ki, odada kaç kişi kalırsa kalsın tek anahtar kullanmak zorunda kaldığınızda birbirinize bağımlı olarak girip çıkmak zorunda kalacaksınız. Buna mümkün gözüyle bakılmasın, zira herkesin aklı başka. Kimi uyumak ister, kimi çarşı pazar der, kimi ibadet der ve kişi sayısınca fikir ayrılığı olduğundan birbirine bağımlı olma gibi bir anlayış söz konusu olamaz.
![]() |
Oda arkadaşıma da kendime anahtar aldım |
Ama bunları anlattıklarım hak verse de "kural böyle "deyip geçiştiriyor. Çözüm geçiştirmek değil herkese anahtar verilmesi konusunda ta baştan anlaşılacak.
Anahtarların her hacıya ayrı ayrı verilmesi gerektiğini daha önceki yazılarımızda belirtilmiştir. Buna dikkat edilmeli ve uygulanmalıdır. Kimse mağdur edilmesin. Otelden ayrılırken her hacı anahtarı iade etsin. Kaybeden bedelini öder. ( Bkz. http://miracdaumre.blogspot.com.tr/2011/08/umrede-oda-arkadasi-sorunu.html)
Bu yüzden ister Diyanet isterse özel tur firmaları otel kiraladıklarında umrecilere yada hacılara her birine oda anahtarlarını ayrı ayrı verdirmek zorundadır. Bu mesele ile misafirleri meşgul etmemelidir. Hacılar bununla uğraşmamalı ve "burada kural böyle " deyip işin içinden çıkılırmış gibi bir beceriksizliğe görevli düşmemelidir.
Otelin kuralı bir yere kadardır, kurallar toplu kiralama aşamasında müşterinin elindedir.