@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Borçlunun Banka Hesaplarına El Konulur mu ?





İcra hukukunda borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar dışında borçlunun üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının haczi de mümkündür.

Borçluların üçüncü kişiler nezdindeki kira alacaklarının, altın, gümüş gibi kıymetli eşyalarının, bankalar nezdindeki mevduat hesaplarının, vs. haczi İcra İflas Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir.

Bankalardaki Mevduatın ve Diğer Alacakların Haczi

Alacaklı, borçlunun herhangi bir bankadaki mevduatının haczini icra dairesinden talep edebilir. Bu durumda ilgili banka’ya icra dairesi tarafından İcra İflas Kanunu’nun 89. maddesinde belirtilen şartları ihtiva eden bir haciz ihbarnamesi gönderilir. Söz konusu ihbarname kendisine tebliğ edilen banka, borçlunun nezdinde bulunan hesaplarına haciz şerhini işleyerek durumu doğrudan borçluya bildirir.
Bankalara gönderilen haciz ihbarnamesinde adı soyadı ve adresi yazılı borçlunun, şube kayıtlarına göre hak, alacak, mevduat, hisse senedi ve tahvil, istihkak, kiralık kasası ile malının ve haciz ihbarnamesinde ayrıca belirtilen mal varlıklarının bulunup bulunmadığını tespit edilecektir.
Borçlunun ilgili şube nezdinde borcu karşılayacak miktarda hak ve alacağının mevcut olması halinde; Şubece Haciz İhbarnamesinde belirtilen borç miktarı kadar, borçlunun mevduatına veya sair haklarına haciz şerhi konulacak ve durum ilgili İcra Dairesi’ne ihbarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak bildirilecektir.
Hesabın haczi karşılamayacak bakiyede olması halinde, banka mevcut bu durumu ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ilgili icra dairesine bildirmek zorundadır. Banka yapmış olduğu beyanda haczi hangi miktar üzerine uyguladığını; ayrıca borçlunun başkaca herhangi bir hak, alacak ve malı olmadığını bildirmelidir. Aksi halde ihbarnamede belirtilen meblağı icra dairesine ödemek zorunda kalır.
Borçlunun başkaca bir hak ve alacağı bulunmadığı şubece bildirilmediği takdirde, kalan kısım için olan borç Banka zimmetinde sayılacaktır. Örneğin; Haciz ihbarnamesinde borç miktarı 20.000.000.- TL gösterilmiş ise borçlunun şubede faizli bakiye olarak 10.000.000.- TL’sı varsa şubemiz haczi 10.000.000.- TL’ya uyguladığını ve borçlunun başkaca hak, alacak ve malının bulunmadığını yazılı olarak bildirecektir.
Banka tarafından yapılacak yazılı beyanda İcra dairesi, takibin yapıldığı dosya numarası hatasız ve eksiksiz olarak belirtilmelidir. Ayrıca dilekçenin şube adına imza yetkisi bulunan iki kişi tarafından imzalanmış olması gerekir. Hazırlanan yazılı beyan elden ilgili icra dairesine teslim edilecek cevabın şube nezdinde kalan bir örneğine, cevabın alındığına dair, İcra Dairesi’nin kaşesi altına bir yetkilinin imzası tarih belirtilmek suretiyle alınacak ve cevabın ait olduğu dosyaya girişi sağlanacaktır.
Haciz ihbarnamesini alan Şubelerin öncelikle, tebellüğ tarihini saptamaları gerekir. Zira, borçlunun mevduat ve sair surette tahakkuk etmiş hak ve alacağına uygulanması istenen haciz, tebliğ tarihindeki varolan faizli bakiye üzerinden olacak ve 7 günlük itiraz ve cevap süresi de tebligatı takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresi; tebliğ tarihinden itiraz ve cevap yazısının ait olduğu İcra Dairesi’ne veriliş tarihine kadar geçen zamandır.
İcra Dairesi şubenin bulunduğu mahal dışında ise, bu takdirde cevabımız 7 gün içinde şubenin bulunduğu yerdeki muhaberattan sorumlu İcra Dairesi’ne ibraz edilecek ve İcra Dairesi kanalıyla, ait olduğu İcra Dairesi’ne P.T.T. aracılığıyla İadeli-Taahhütlü ve Expres ile gönderilecektir.

Bu takdirde cevap yazısının başlık kısmı aşağıdaki şekilde olacaktır.

-------------------------------------------------------------

........................... İcra Memurluğu Kanalı ile

........................... İcra Memurluğu’na

Dosya No: ..........

--------------------------------------------------------------

7 günlük kanuni süreye uyulup uyulmadığı, cevap yazısının muhaberattan sorumlu yerel İcra Dairesi’ne verildiği tarihe göre tespit edileceğinden, bu tarihin İcra Memuru tarafından kayıt defterine işlenmesi üzerinde önemle durulması gerekmektedir.
Birinci Haciz İhbarnamesine hiç cevap verilmemesi veya 7 günlük kanuni süre içinde cevabın ait olduğu icra dosyasına ulaşmaması halinde, yukarıda açıklandığı üzere, takip konusu olan ve 1.Haciz İhbarnamesinde yazılı borç miktarı şube zimmetinde sayılacak, yani borçlunun gerçekte şube nezdinde herhangi bir mevduat hak ve alacağı varolmamasına rağmen, alacağın varlığı kabul edilmiş sayılacaktır.

1. Bankanın Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmesi
Banka, takip borçlusuna borçlu olmadığını ya da borcun haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce ödenmiş olduğunu bildirerek yedi gün (tebligatın yapıldığı gün hesaba katılmamak şartıyla) içinde ihbarnameye itiraz edebilir. Banka, takibin yapıldığı ve birinci haciz ihbarnamesini gönderen icra dairesinin bulunduğu yerden başka bir yerde ise bu halde bulunduğu yerin icra dairesine de itiraz süresi içinde itiraz edebilir. Bu durumda itiraz dilekçesinin ilgili icra dairesine ivedilikle ulaşması için gereken özeni göstermek zorundadır. İtirazın süresinde yapılmaması ya da yanlış merciye ya da dosyaya yapılması durumunda itiraz geçersiz sayılarak ihbarname kesinleşir.

2. Bankanın Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmemesi
Banka, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ihbarnameye itiraz etmez ise borç kendi zimmetine geçmiş sayılır. Bunun üzerine banka’ya ikinci bir ihbarname gönderilir. Bu ihbarnamede banka’ya birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmemiş olması nedeniyle borcun zimmetinde sayıldığı, ikinci ihbarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün içinde borcu ilgili icra dairesine ödemesi gerektiği, aynı süre içinde takibin yapıldığı yer mahkemesinde takip alacaklısı aleyhine menfi tesbit davası açabileceği, dava açmaz ya da dava açtığını belirten belgeyi yedi gün içinde icra dairesine ibraz etmez ise zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi gerektiği aksi takdirde icra yolu ile tahsil edileceği ihtar olunur.
Banka, süresi içinde menfi tespit davası açmadığı takdirde borcu icra dairesine ödemek zorunda kalır. Ödememesi durumunda alacaklının talebi üzerine borç haciz yolu ile banka’dan tahsil edilir. Borç kendisinden tahsil edilen banka aslında borçlu olmadığı bir parayı ödemekten bahisle, takip alacaklısına karşı bir istirdat (geri verme) davası açamaz. Ancak banka, takip borçlusuna karşı bir sebepsiz zenginleşme davası açabilir.
Borçluların bankalar nezdindeki hak ve alacaklarının haczi ile ilgili olarak bankalara gönderilen haciz ihbarnameleri bankalar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ihbarnamelerde belirtilen süreler dikkate alınmak suretiyle yukarıda açıklanan işlemlerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.

III. Amme Alacaklarından Dolayı Bankalardaki Mevduatın ve Diğer Alacakların Haczi
Takibe konu olan alacağın bir amme alacağı (vergi borcu, SSK borcu gibi) olması halinde izlenmesi gereken prosedür diğer alacakların takibinden daha farklıdır. Bu durumda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre alacağın bir amme alacağı olması durumunda banka’ya bir defaya mahsus olmak üzere haciz ihbarnamesi gönderilir. Banka, Merkez ve şubeleri nezdinde yapacağı araştırmanın ardından borcu olmadığı, borcun haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce ödenmiş olduğu hususlarını ihbarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün içinde beyan etmek zorundadır. Aksi takdirde borç zimmetinde sayılır. Kendisine ikinci bir ihbarname tebliğ edilmeksizin borcun tahsili sağlanır.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/6537
Karar: 2004/10591
Karar Tarihi: 29.04.2004

BORÇLUNUN BANKADAKİ MEVDUAT HESABINA HACİZ KONULMASI

ÖZET: Mevduat yatırma, esas itibariyle belli oranda faiz elde etme amacına yöneldiği için karz akdine daha çok yaklaşan, ancak güvenilir bir kurumda parayı muhafaza etme fikri ile vedia akdini hatırlatan kendine özgü bir akit tipidir. Mevduata uygulanacak hükümler, ancak kıyas yolu ile ve niteliğine uygun düştüğü ölçüde karz akdi hükümleri ve istisnai hallerde vedia akdi hükümleri olacaktır. Bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce Bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir.

(2004 S. K. m. 88, 89, 106)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
Mevduat yatırma, ağırlıklı olarak esas itibariyle belli oranda faiz elde etme amacına yöneldiği için karz akdine daha çok yaklaşan, ancak güvenilir bir kurumda parayı muhafaza etme fikri ile vedia akdini hatırlatan kendine özgü bir akit tipidir. Mevduata uygulanacak hükümler, ancak kıyas yolu ile ve niteliğine uygun düştüğü ölçüde karz akdi hükümleri ve istisnai hallerde vedia akdi hükümleri olacaktır (Prf. Seza Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, Sahife 261 H.G.K 15.6.1994 tarih 11-178/398 sayılı kararı).
Borçlunun 3. kişi Bankadaki alacağı-mevduatı İİK.nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bu nedenle bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce Bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir (H.G.K 1.12.1999 tarih 1999/12-1003/1017 sayılı kararı). İİK.nun 88. maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiridir. Bu nedenle mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca İİK.nun 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3. kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebi ile sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi sureti ile haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu işlem yapıldığı taktirde İİK.nun 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçlar doğar. İ.İ.K.nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.
Alacaklı İcra Müdürlüğünden borçlunun mevduatı olduğunu tespit ettiği bankaya doğrudan haciz müzekkeresi yazdırabileceği gibi, somut olayda gözlendiği gibi 6.2.2003 tarihli alacaklı vekil; talebiyle Ş. Bankası Gazipaşa Şubesinde bloke edilen borçluya ait paranın fiilen haczi için icra müdürüyle birlikte anılan şubeye gidip fiili haciz yaptırmasında Yasaya aykırı bir yön yoktur.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan kurallara aykırı olarak mutlak surette 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerekeceğinden bahisle memur işleminin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.04.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

DİĞER PÜF NOKTALARI İÇİN SİTEMİZDE ARAŞTIRMA YAPABİLİRSİNİZ.

Derleme : @erolkaranet - 06.04.2021
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.