
Koltuklarda yer aldığımız zaman lebbeyk Allahümme lebbeyk sözleri de dillerimizden dökülmeye başladı.
Mekke yolundayız. Sabah ezanları okunurken saatler 0450 i gösteriyordu. Yol üzerinde , Cidde çıkışında yol üzerinde bir mescitte duraklayan otobüslerden inerek cemaatle namaz kılmak üzere camiye girdik. Az sonra namaza durduk. Gün ışımış otobüsler bizi Mekke sokaklarından geçerek kalacağımız otelin önüne getirdi.
Saat 0630... Otelin kapısında bulunan tabelada Habiba otel yazılıydı. İnmek üzere tam yerlerimizden kalkmıştık ki , görevlilerin kimse inmesin uyarısıyla yerimizde kaldık. Bizden önce otele gelen kafilenin diğer yolcularından bazıları otel kapısında idi. 5-10 dakika otobüsün içinde bekledikten sonra olay anlaşılmıştı.
Otelde yer yoktu.

Bu otelin adı ALJAAD CHROM MAHBAS idi.
En lüks otellerden sayılıyordu. Ama günler geçtikçe otelin lüks olması kimseyi ilgilendirmiyordu. Çünkü hiç bir hacının ihtiyacını karşılamıyordu. En başta tuvaletler alafranga diye isimlendirilen klozet tipi tuvaletlerdi. Bu tuvaleti kullanamayanlar yüzünden pislik had safhaya varmıştı. Aslında bu tuvaletler ne İslami idi , ne de hijyen açısından kullanabilir bir özellikleri de yoktu.
Arabistan'da yeni yapılan otellerde de bunların kullanılması anlaşılır değildi. Hatta Avrupa'nın terke ettiği bu tuvalet tipleri neden bir İslam ülkesinde yaygınlaşıyordu. Anlaşılır değildi.
Yemek yiyecek masalar olmadığından yerlerde yemek yedik. Mutfak ve çamaşır makineleri olmadığından yemek ihtiyacı ancak soğuk yiyeceklerle halledilmeye , çamaşırlar yıkanamadığından dolayı üzerlerimizde kirlenmeye başlamıştı , tabi..


Lüks otel bize göre beş para etmezdi.
Ve öğlene doğru Mescidi Hareme doğru üzerimizde ihramlar olduğu halde dilimizde tekbir , tehlillerle yola çıktık. Otelin önündeki servislere binerek yola çıktık. Uzun tünelden geçerek geldiğimiz ilk yer peygamber aleyhisselamın evinin hemen arka tarafındaki tünel çıkışında indik.
Ve Mescidi Hareme doğru 10 dakikalık bir yolu yürümeye başladık. Mescidi Hareme girerken kalbimiz ağzımızdan çıkacak gibiydi. Mescidi Hareme girerken gördüklerimiz , duygularımızın az çok bir farkla 24 yılında yaşadığımız Hacc esnasında gördüklerimizden pek farkı yoktu. Orada yazdıklarımızı tekrar yaşar gibiydik