“DİYANET’İN SABİT TELEFONLARI KALDIRILIYOR MU?
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çok sayıda ve her masanın üzerinde bulunan sabit telefon cihazları ve bunlara bağlı olarak kullanılan hatların tamamının iptal edileceği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın herhangi bir birimine vatandaşların ve Diyanet çalışanlarının gerekli görevlilere ulaşabilmesi için donatılmış telefonların gerektiği şekilde kullanılmaması yüzünden tüm sabit telefonların kaldırılacağı belirtildi.
Sayıları net olarak belirtilmemesine rağmen 300’den fazla sabit telefon cihazı ve bunlara bağlı olarak bulundurulan, ancak kullanılmadığı kesinleşen hatların aynı zamanda yüklü faturalara neden olduğu, bu masrafların devlete ayrıca yük getirdiği belirtilirken, sabit telefonların kaldırılması ile birlikte yüklü tutarda bir tasarrufa gidilmiş olacağı yetkilerce açıklandı.”
****
Bu haberin aslı yok…
Ancak bir gün böyle bir haber alınırsa hiç şaşmamak lazımdır.
Belki bir gün olur.
Olmalıdır.
Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sabit telefonları kullanılmıyor.
Geçen yıl Mart ayında dinihaberler.com sitesinde “Diyanet’in telefonları şikayet konusu oluyor” diye haber yapılmış ve ilgililer uyarılmıştı.
Ya da uyarılmaları istenilmişti.
Aradan fazla zaman geçmemesine rağmen eski tas eski hamam bu alışkanlığın devam ettiğini bizzat il müftüsü birkaç arkadaşla birlikte şahit olduk.
Koca diyanette teknolojinin nimeti telesekreterde olmasa telefonlara kimse cevap alamaz duruma gelinmiş.
Meşhur telefon sözü “ aradığınız aboneye ulaşılmıyor” deniliyor ya, aynı hesap bizim Diyanet Merkez Teşkilatı içinde aynen geçerli.
Kimi, ararsanız arayın kime ulaşmak isterseniz isteyin “aradığınız aboneye ulaşılmıyor” tarzı eninde sonunda aramaktan yorgun koltuğa gömülürsünüz.
Bırakın vatandaşı, Diyanetin kendi çalışanları bile merkeze ulaşamıyor.
Bizatihi bunu denedik.
Ne yazık ki aradığımız aboneye ulaşamadık.
Yazık değil mi arkadaşlar…
Koltuğa gelene kadar kırk takla atıp oturduktan sonra keyfimizin istediği şekilde çalışma hakkını kimden alıyoruz.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı geziyor, sosyal paylaşım sitelerinden halkına ulaşmaya çalışıyorsa…
Bu ülkenin Başbakanı dağ bayır geziyor, halkın içine kadar giriyorsa…
Bu ülkenin bakanları, milletvekilleri, valileri halka iletişim için artık koltuklara gömülüp kalın duvarlar arkasına saklanmıyorlarsa….
Atanmış bir memur olarak bizlere ne oluyor.
Niye saklanıyoruz. Neden telefonlara bakmıyoruz.
Neden cevaplama zahmetine girmiyoruz.
Kendimizi dışarıdakilerden farklı mı hissediyoruz.
Biz kimiz, bize neler oluyor.
Şimdi sabit telefonlardan bizlere ulaşılamıyorsa cep telefon numaralarını verelim.
Bari arayanlar GSM numaralarından ulaşsın.
Belki onu da engellemelere alırız da ulaşamazlarsa da kazara tanınmayan numaradan ulaşılırlar.
Soruyorum, cevap verir misiniz?
Aslında ulaşılabilmesi için vergilerle, sütü bitmemiş yetimlerin hakkı içlerinde olmak üzere sokaktaki her insanın hakkı olan paralarla masalarımıza kadar konulan telefonlara neden BA-KIL-MAZ.
O telefonların amacı iletişim değil mi?
Vatandaşı bir yana bırakalım, kendi çalışanlarımız karşılaştıkları bir sorunu, merak ettikleri bir konuyu kime danışacaklar.
O telefonlar ne güne duruyor.
Vatandaş Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arıyor.
İl Müftüsü Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arıyor.
İlçe Müftüsü Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arıyor.
Din görevlileri Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arıyor.
Alooooooooooo…….
Sesimi Duyan var mı?
Aloooooooooo…..
22.01.2013