Özel tur firmaları ve Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonları ile bugünlerde yola çıkacak olan umreciler Mekke ve Medine’ye özlem gidermek için yola çıkarken bazı umrecilerin Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonlarıyla yola çıkmadan evvel sorun yaşamaya başladığı da öğrenildi.
Haber sitesine gelen eposta ve telefonlardan ilçe ve il müftülüklerinin gereken özeni göstermediği, bilgilendirme yönünde kayıt olan vatandaşlara duyarsız kalmaları ve sorulara net cevap vermemeleri birçok vatandaşın tepkisine neden olmaktadır.
Özel tur firmalarından Mekke ve Medine’de otel ve ekip, iaşe ve ziyaretlerde sıkıntı yaşandığı bildirilirken Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonunda en fazla şikâyet ilçe müftülüklerindeki bilgilendirme duyarsızlıklardan geldiği öğrenildi.
Umre yolculuğuna çıkacak olan vatandaşlar gününde para yatırdıklarını, gereken evrakları zamanında teslim edilmesine rağmen yola çıkacak tarihlerinin yaklaşmasına rağmen sorulan sorulara cevap verecek bir muhatap bulmakta zorlandıklarını dile getirdiler.
Ancak dinihaberler.com haber merkezime dün gelen bir telefon organizasyonda ilçe, il ve Merkez arasında diyalog bozukluğunu ve kayıtların izlenmesinde gereken hassasiyeti gösterilmediğini de ortaya çıkardı.
Geçmiş yıllarda da kafilelere son eklenen küçük grupların olduğu bilinse de bu kez umre adayı okurumuzun olayı bu çarpıklığı ve ilgisizliği, baştan savma davranışları ortaya çıkarmış oldu.
Okurumuz başından geçenleri şu şekilde anlattı.
“Zamanında paramı yatırdım, tüm evrakları bir ay kadar önce ilçe müftülüğüne teslim ettim. Bizden haber bekleyin dediler ve o gündür bugündür haber beklemeye başladık. Aynı ilçeden birçok umreci 26 Marttan itibaren umre için yola çıkarken çıkış tarihinin belirlendiği 26 Mart tarihine bir hafta kalmasına rağmen bizi kimse aramadı.
19 Mart 2012 günü ilçe müftülüğünü aradım. Henüz listeler gelmedi. Gelince hocanız sizi arar dedi. 21 Mart günü yine ilçe müftülüğü listelerin gelmediğini söyledi. 22 Mart günü il müftülüğünü aradım. İl müftülüğünün telesekreteri -ki böyle soğuk kaba bir ses telesekreterden duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor – umre için 4ü tuşlattırdı. Ancak defalarca aramama rağmen 4 tuşuna kimse bakmadı. Beşinci aramamda direk santrale bağlanarak umre bürosunu istedim. Telefona çıkan bey ilçe müftülüğünü arayın dedi. Kapatmak üzereyken engel olarak durumumu, ilçe müftülüğünün bilmediğini söyledim. O zaman Ankara’yı arayın dedi. Ankara’yı Başkanlığı aradım. Birkaç telefon denemeden sonra Ankara Hac Dairesi ile görüştüm. Bana önce il müftülüğünü ara dediler. Aradığımı Başkanlığa yönlendirildiğimi söyledi. Bunlar neden bilgi vermezler. Neden insanları başlarından savarlar diye sözlerin ardından listeye bakıp hangi gün gideceğimi ve grup hocamı söylediler. Bir haftalık bir sürem kalmış. Hocanız sizi arar dediler. O gün öğleden sonra tekrar il müftülüğünü aradım. İlk sözleri hocanız sizi arar dediler. Bilgi vermek istemediler. Hatta il müftülüğünde telefona ilk çıkan memur ben şu anda telefonla görüşüyorum. Siz şu numarayı arayın. Diyerek telefonu kapattı. Ve akşam geç saatlerde grup hocası aradı. Ve ipler burada koptu.
Grup hocası Diyanetin bizi unuttuklarını, son anda kendi gruplarına eklendiğimizi, seminer ya da eğitim veremeyeceklerini, daha önce 3 kez kendi gruplarına seminer verdiklerini geç kaldığımızı söyledi. Bende çantanız var onları gelin alın dedi. Ayrıca aslında biz Sabiha Gökçenden gidecektik. Siz de oraya gelecektiniz dedi. Sabiha Gökçen bize 4 saat mesafede ve kesinlikle gitmezdim. Çünkü en başta Atatürk Havalimanı diye tercihim var. Bir uçtan bir uca neden gideyim ki. İkincisi sadece hediye verilen çantaları almak için grup hocasının bulunduğu yere gitmem iki saat ve üç vasıta ile oluyor.
Bu zulüm değil midir? Bu hizmette kusur değil midir? Ben eğitim almadan ne yapacağımı bilemeden nasıl gideceğim. Ve hediye verilen çantalar için neden farklı bir ilçede ve iki saatlik mesafedeki yere gitmem gerekiyor. Diyanet gibi bir kuruluşa böylesine bir tutarsızlık yakışıyor mu? Resmen mahkemeye şikâyet edilecek bir durum değil midir?
Okurumuz o denli dertli idi ki en güvendiği kuruluşta umreci ya da hacıya hizmet vermekle yükümlü ancak bundan, bilgi vermekten kaçınan kişilerin olmasının anlamsızlığını üzülerek vurguladı. Binlerce avro ödeyerek hizmet isteyen vatandaşlara hizmet vermeyen, vermekten kaçınan ve organizasyonun daha ilk basamağında fiyasko ile sonuçlanmasına sebep olan kişilerin varlığından Diyanet İşleri Başkanlığının haberdar olması içinde vatandaşımızın yanında olduğumuzu belirttik.
Erol KARA