Baki Mezarlığı
Baki Mezarlığı |
Medine’de kafile ile birlikte gidebileceğimiz gibi yakın oldukları için tek başına ya da birkaç kişi birlikte gidebileceğimiz yerler de vardı. Bunların en başında Baki Mezarlığı gelmekteydi. Baki Mezarlığı Mescidi nebevinin hemen yanında başta Hz. Ayşe annemiz ve Hz. Fatıma annemiz olmak üzere pek çok sahabe ile birlikte hali hazırda Medine’de ölenleri
bulunmaktadır.
bulunmaktadır.
Birkaç gün önce kafileyle birlikte geldiğimiz Baki Mezarlığı yoğun bir ziyaretçi ile dolu olduğundan farklı bir günde buraya tek başıma geldim. Tek başıma geldim demiş olmam kabristanda tek ben vardım
anlamında anlaşılmamalı. Zira meraklı pek çok Türk hacıya rastlamanız mümkün. Kafile ile gezildiğinde insan fazla bir şey anlamıyor. Ve zamanda yetersiz olduğundan gittiğiniz bir yerde kalamıyorsunuz.
Tek başıma bütün önemli kabirleri gezdim. Türk rehberlerin bulunduğu gruplara karışarak bilmediklerimi öğrenmeye çalıştım. Baki mezarlığının detaylı bilgilerine burayı tıklayarak öğrenebilirsiniz.
Baki Mezarlığı |
Cennet ül Baki, El Baki de denilen Baki Mezarlığında Hz. Muhammed aleyhisselamın ailesi, yakınları (sahabeler – 10 bin civarında) medfun bulunmaktadır. Bunun yanısıra Şii Mezhebinde “Dört Ehlibeyt İmamı”, “Dört Masum İmam” olarak nitelendirilen Hz. Ali’nin oğlu, Hz. Hüseyin, Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin, Zeynel Abidin’in oğlu Muhammed Bakır ve onun oğlu Caferi Sadık yatmaktadır. O yüzden İranlılar buraya aşırı ilgi göstermektedirler ve bilhassa Zeynel Abidin’in kabri başından saatlerce ayrılmamaktadırlar.
Vahhabi inancına ters olmakla birlikte yoğun ilgi ve şikâyetler karşısında Baki Mezarlığı günün belirli saatlerinde, sabah namazından sonra ve ikindi-akşam namazları arasında kısa süre, ziyarete açılmaktadır. Zira bu mezarlık sadece Şii İmamları değil çok önemli Sünni ileri gelenleri de barındırmaktadır, örneğin Hz. Abbas, Hz. Ayşe, Hz. Fatıma, Sad b. Ebi Vakkas, Hz. Hasan, İmam-ı Malik gibi. Mezarlık açılmıştır ama yine de hararetli dua etmek veya ağıt yakmak Vahhabi inancı gereği yasaktır. Bunun yanında Vahhabi baskıları yüzünden Suud hükümeti kadınların burayı ziyaret etmesini de yasaklamıştır. Kadınlar ancak mezarlığın dışındaki duvar aralarından dua etmektedirler. (Allahu Teala burada yatanların hepsinden razı olsun)
Mezhepleri gereği bütün mezarları dümdüz eden Suudiler, hiçbir yere isim belirti bırakmadan yok etmişler. Sadece mezarlığın bir yerinde üzerinde numaralar bulunan küçük tabelalar dikkatimi çekmişti ki, bunlarında kim oldukları belli olmayan gerektiğinde otopsi yapılarak tespit edilecek kişilere ait olduğu duyumunu almış olsam da bana inandırıcı gelmedi. Büyük bir ihtimalle üst düzey Medine sakinlerine ait bir yer olabilirdi.
Kabirlerin arasında dolaşırken toprağın bir özelliğinden dolayı cesetlerin 6 ay içerisinde yok olduğunu öğreniyorum.
Birkaç resim almak için Türk oldukları her halinden belli iki kişinin yanına selam vererek yaklaşıyorum. Yakalarındaki kimlik kartından özel bir tur firmasıyla geldikleri belli olan kişiye fotoğraf çekebilir misin diye soruyorum. Arap entarisi giymiş kişi bana Arapça “ memnu memnu” “yasak yasak” demez mi? Şaşırdım. “Neden sen Türk değil misin bana bu şekilde cevap veriyorsun” dediğimde “olabilir ama yasak. Buralardan resim çekemezsin”. “Pekala, buraya gelemeyenlere buralardan resim gösteremezsek nasıl anlatırız” dediğimde, “gelsinler görsünler” diye sertçe cevap vererek yanımda uzaklaştılar. İşte bizim insanımızdan bir örnek daha…
Amberiye Cami |
Birçok fotoğraf çekerek, bilgiler öğrenerek ve dualar ederek kabri cennetten ayrıldım.
Amberiye Cami
Detaylı bilgiye buraya tıklayarak öğrenebileceğiniz Amberiye Camiine geldiğimde kapısı kilitliydi. Osmanlının bu ender ve halen ayakta kalmakta mücadele veren camisine giremeyeceğimi sanmıştım ki bekçisi gelerek içeriye girmem yardımcı oldu. İçeriye girerek başta Abdülhamit Han hazretlerine ve tüm Osmanlıya dualar ettim.
Medine Osmanlı Tren istasyonu
Tren istasyonunda şenlik var |
Abdülhamid Han tarafından yaptırılan tren yolunun ulaştığı Osmanlı Tren istasyonu restorasyon çalışmaları bitmiş, gayet bakımlı halde tüm heybetiyle Medine’nin orta yerinde bizi selamlıyordu. Parmaklıkların arkasından gördüğümüz şekliyle geniş bahçesi park yapılmış. Her yer pırıl pırıl bir yer. İstasyonun bahçesinde Efendimiz’in Bedir’e giderken sahabeye su dağıttığı yere ecdat hemen bir Mescid yaptırmış: “Sukya mescidi.” Ni görüyoruz.
İstasyona ziyaret yasak |
Az ileriye yürüyüp bir kapıdan içeriye girmek istiyoruz. Kapıda” onarım nedeniyle kapalıdır “ yazısı gözümüze çarpsa da uzun zaman önce yazılıp konulduğu anlaşılıyordu. İçerideki görevliye girip giremeyeceğimizi sorduk. Hayır, burası ziyaret edilmiyor diye cevap verdi. Pekâlâ, duvarda aslı olan afişlerde burada festival düzenliyorsunuz ya dediğimde yasak, giremezsiniz cevabını tekrar alıyoruz.
Şenlik Afişleri her yerde |
İstasyonun dışındaki afişlerde eğlence düzenlendiğine dair resim ve yazılarla dolu birkaç afiş görünce ecdat yadigârı buraya giremediğimiz için boynu bükük dönüyoruz.
Medine de ziyaret edilecek çok Mescid ve yer var. Birkaç gün önce grupla geldiğimiz yürüme mesafesinde olan Hz Ali Mescidi, Sultan II. Mahmut'un Tuğrası Bulunan Hz Ebu Bekir Mescidi, Hz Ömer Mescidi ve Gamame Mescidine bir kez daha gittik. Buraların içine giremedik açık değildi. Dışarıdan ziyaret ettik. Sevgili Peygamberimiz,
Bulut camii |
Mescid-i Nebevi'ye 500 metre uzaklıkta bulunan bu alanda Bayram namazlarını kıldırır ve yağmur duası yaptırırdı. Bu alana, Musalla yani namaz kılınan açık alan ya da namazgah manasına gelen Mescid-i Musalla adı verilmişti.
Peygamberimiz(sav) Bayram namazı kıldırırken veya yağmur duası yaptırırken kendisini bir bulutun takip etmesi ve gölgelemesi üzerine Musalla Mescidine bulut manasına gelen Gamame Mescidi adı verilmiştir.
Hurma Bahçesinde Depo |
Bunların yanı sıra hacılarımızın en fazla rağbet ettiği yerlerden biri de hurma bahçeleri oluyor. Çünkü Mekke denilince zemzem, Medine denilince de aklımıza ilk gelen hurma olur. Hurma almak için bir alternatifte hurma bahçeleri olmaya başladı. Hurma bahçelerini kiralayanlar buralara tur düzenlemektedirler. O gün iki otobüs otelin kapısından bahçeye götürmek üzere hacıları götürmeye gelmişti. Biz de gittik. Beğenirsek alacağız, beğenmezsek görmüş olacaktık. Yaklaşık yarım saat sonra fazla büyük olmayan bir bahçenin önünde durduk. Brandalarla katılmış bir alan ve büyük bir depo yer alıyordu. Hurmalar çeşit çeşit duvarlara dizilmişti. Hepsine fiyatlar konulmuş, tatması bedava denerek bizi gösteriliyordu. Hoşumuza gidenlerden birer ikişer yerken bir anda fiyatların 2–3 riyal ucuzladığını gördük. Aradan 15 dakika geçmeden tekrar fiyatlar indirildi. Hurmalar o kadar güzel olmamasına rağmen bir çok hacı aldı.
Hurma Bahçesi |
Bir yanda çaylar içilirken bir yandan bahçenin iç kısımlarında hatıra fotoğrafı çektirdik. Vakit ikindiye yaklaşırken alanlar aldı alamayanlar hurma pazarından alırız diyerek otobüslere binerek otele döndük.
Medine Hurma pazarına gidiyoruz. Çeşit çeşit hurmalar bizi karşılıyor. Daha önce alışveriş yaptığım dükkâna gidiyorum. Burayı işleten Pakistanlının memleketine döndüğünü öğreniyorum. Bu kez başka dükkânlardan alternatif arıyorum. Hiç biri içime sinmiyor. En sonunda bir dükkândan 3 çeşit hurmadan birkaç koli yaptırıyorum. En ucuz hurma 10 Riyal. En pahalısı 80 – 90 Riyale acve. Ortalaması 20–22 Riyal. Hurmalarımı çuvala koyuyorlar. Üzerlerine isim ve adres yazıyorum. Kargoya vereceğim için..
Bu kez kargo arıyorum. PTT Kargo’nun Diyanetle işbirliği halinde yaptığı hizmet aklıma geliyor. Ve bir dükkânda gördüğüm afişten telefonu alıyorum. Güveli bulduğum PTT Kargo’yu arayacaktım ki kafile arkadaşlarımızın bir kamyonet kiraladığını görüyorum. Aslında onların seslenmesiyle farkına varıyorum. İki kişi 3 koliyi kamyonete koymuş hareket ediyorlardı. Bana seslendiler. Biz otele gidiyoruz dediler. Benimkini de götürür müsünüz sorusuna ne demek at arabaya diyorlar. Aracı kaça kiraladıklarını soruyorum 15 Riyal diyorlar. Alın 5 riyalde benden diyorum. Hurmalarımı uçakla götürmeye karar veriyorum.
Ve oradan ayrılıp Mescidini nebeviye yürüyorum.
Medine gezi yerleri için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz